1980’de Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne girdiğini dile getiren Diyarbakırlı Zenüre Biten, önce okuldan ayrılması için arkadaşları tarafından tecrit edildiğini, daha sonra ise okul çıkışında öldürmek kastıyla darp edildiğini anlattı. Biten, bu olaylardan sonra okuldan ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. 1982 yılında ikinci defa imtihana girerek Dicle Hukuk Fakültesi’ni kazandığını belirten Zenüre Biten, o yıl YÖK tarafından başörtüsü yasağı getirildiğini, sınıftan zorla çıkarılarak kaydının silindiğini bildirdi. Biten, öğretmen açığından dolayı atandığı sınıf öğretmenliği hakkının da MEB yetkililerince gasp edildiğini anlattı.
Demokratikleşme paketini açıklayan Başbakan Erdoğan, kamuda başörtüsü yasağının kaldırılacağını bildirirken, 12 Eylül cuntasının dayattığı bu yasağın ilk kurbanlarından Diyarbakırlı Zenüre Biten, yıllardır yaşadığı zulmü gazetemize anlattı. İnancı uğruna göğüs gerdiği zorlukları ve baskıyı aktarırken gözyaşlarına hakim olamayan Biten’in anlatımları, zorbalığın tarihçesinin 28 Şubat süreci öncesine dayandığını hatırlatıyor.
Diyarbakır’da tanınmış bir ailenin kızı olduğunu belirten Biten, 12 yaşında kendi isteğiyle başını örttüğünü söyledi. Biten, kılık kıyafetine ilk müdahalenin orta öğretim yıllarında başladığını aktarıyor. 1980’de lise eğitimini üstün başarıyla bitirerek Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne girdiğini dile getiren Biten, sağ-sol olaylarının had safhaya ulaştığı, dini hassasiyete sahip insanların aşırı sol gruplarca Diyarbakır sokaklarında katledildiği bir dönemde üniversitedeki tek başörtülü öğrenci olduğunu ifade etti.
Önce okuldan ayrılması için arkadaşları tarafından tecrit edildiğini, daha sonra ise okul çıkışında öldürmek kastıyla darp edildiğini anlatan Biten, saldırı anını ve üniversiteden ayrılışını şöyle aktarıyor: “Üstüne yeşil parka giymiş, yüzünü beresi ile görünemeyecek şekilde kapatmış bir şahıs tarafından üzeri kalın telle sarılmış demir sopayla darp edildim. İlk darbe arkamdan ve başıma geldi. Aldığım darbe ile kafam yarılmış ve beyaz başörtüm kanlar içinde kalmıştı. İkinci hamleyi engellemek için sağ kolumu kaldırdığımda darbeyi koluma aldım. Koluma aldığım darbenin izi hâlâ duruyor. İlkinden daha şiddetli olan bu darbe başıma gelmiş olsa belki de orada ölecektim. Nihayetinde ailemin ısrarı ile okuldan ayrılmak zorunda kaldım.”
1982 yılında ikinci defa imtihana girerek Dicle Hukuk Fakültesi’ni kazandığını belirten Zenüre Biten, o yıl YÖK tarafından başörtüsü yasağı getirildiğini, sınıfta olmasına rağmen yoklamalarda yok yazıldığını, zaman zaman sınıfta olduğunu gören hocaların derse girmeyerek sınıftan çıkarılmasını beklediklerini, daha sonra sınıfa alınmadığını ve nihayetinde devamsızlıktan okuldan kaydının silindiğini söyledi.
ÖĞRETMENLİK HAKKI GASP EDİLDİ
1984’te öğretmen ihtiyacından dolayı Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi mezunlarının bir aylık bir kurstan sonra imtihana tâbi tutulduğunu, Türkiye 20. olarak sınıf öğretmenliğine atandığını anlatan Biten, “Milli Eğitim’e işlemler için gittiğimde başörtümü açmadan öğretmenlik yapamayacağımı söylediler. Ben de başımı açmayacağımı söyleyerek görev yerime gitmedim ve böylece bir hakkım daha engellenmiş oldu” diye konuştu.
1996 yılında öğrenci affı ile eğitimine geri döndüğünü belirten Biten, büyük zorluklarla eğitimimi tamamlayarak 1998’de hukuk diplomasını aldığını aktarıyor. Bir yıl öncesine kadar Ankara Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptığını ifade eden Zenüre Biten, baronun başörtüsünden dolayı kendisine çeşitli disiplin cezaları verdiğini vurguladı. Biten, şu anda Aydın Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yaptığını söyledi.