Türkiye’de demokratik muhalefet cari açığı bulunduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, “Biz yeni Türkiye’nin ilk anayasasını yapmak istiyoruz. Millet egemenliği üzerindeki her türlü vesayetin kaldırılmasını istiyoruz. Muhalefet partileri ise eski Türkiye’nin vesayetçi son anayasasını yapmak istiyorlar. Bunlar arasında mücadele geçiyor” dedi.
BUDAPEŞTE’DEN BİLDİRİYOR
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Yunus Emre Kültür Merkezi’nin açılışı ve bir dizi temasta bulunmak üzere gittiği Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de aralarında gazetemiz Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’in de bulunduğu gazetecilerin ülke gündemindeki konularla ilgili sorularını cevapladı.
KİMLİK LORDLARI BOŞ DURMUYOR
Çelik, AK Parti’ye açılan kapatma davasında bir başsavcı tarafından giydirilmeye çalışılan ‘yaşam tarzına müdahale ediyor’ kimliğinin şimdi ‘silahsız kuvvetler’ olarak adlandırdığı sivil unsurlar tarafından giydirilmeye çalışıldığını vurgulayarak “Kimlik lordları diye tanımladığım bir zümre var, kimlik dükalıkları ortaya çıkıyor” dedi. Çelik sorunun çözümü için, “Farklı kimlikleri daha çok temas ettirmek lazım” önerisinde bulundu. Geçmişte kimliklerin hepsinin yasak olduğunu şimdi ise serbestleştiğini vurgulayan Ömer Çelik, “Bütün kimliklerin var olabileceği atmosfer ancak demokratik kamusal alanla mümkün. Şimdi tam zamanıdır, bunları derinlemesine tartışmak lazım” diye konuştu.
KCK TAKTİK YAPIYOR
KCK’nın, “çekilmeyi durdurduk” açıklamasını taktik olarak değerlendiren Bakan Çelik, çözüm sürecinin ilerlediğini söyledi. Çelik, “KCK’nın açıklamasını hiç gündeme almıyoruz. Kimsenin taktik açıklamalarına ya da kendi özel pozisyonuyla ilgili açıklamasına demokratikleşme meselesini indirgememek gerekir” dedi.
Çözüm sürecinde sıkıntı olmadığını belirten Çelik, “Sıkıntı görmüyoruz, mutabakata bakıyoruz. Şu şu açıklamayı yaptı, şununla görüşüldü diye bakmıyoruz. Toplumun farklı grupları, belli çoğulculuk içinde bir mutabakat sağlamış mı ona bakıyoruz” dedi. Kürtler adına konuştuğu iddia edilen birilerinin temsil yetkisi olmadığı halde çözüm süreci bitti diye ortaya çıktıklarında bunu şevkle karşılayanların düne kadar Kürtlere karşı illegal operasyonları destekleyen kişiler olduğunu belirten Çelik, “Biz, şu şu tepki geldi diyenlere karşı sessiz duruyoruz. Türkiye bu 6 ayı yaşadıktan sonra kim ki Türkiye’nin önüne ‘süreç bitti’ diye bir seçenek koyarsa o çözüm sürecinin bir parçası olmamıştır” dedi.
BİZ YENİ TÜRKİYE’NİN
İLK ANAYASASINI, CHP İSE…
Yeni anayasanın yapımı konusunda umut kalmadığını en azından üzerinde uzlaşılan maddelerin geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, “Biz yeni Türkiye’nin ilk anayasasını istiyoruz. Millet egemenliği üzerindeki her türlü vesayetin kaldırılmasını istiyoruz. Muhalefet partileri ise eski Türkiye’nin son anayasasını yapmak istiyorlar. Bunlar arasında mücadele geçiyor” dedi.
TÜRKİYE’DE DEMOKRATİK
MUHALEFET CARİ AÇIĞI VAR
Bakan Çelik, Türkiye’de demokratik muhalefet cari açığı olduğunu vurgulayarak “Bu cari açık kapatılamıyor. Kapatılmadığı zaman demokratik sistemin derinleşmesinde muhalefet ortaya koyamıyorlar. Nasıl bir ittifak sistemi ortaya çıkıyor, tablo net şekilde ortaya çıkıyor. Türkiye’nin bu çıkarılan tabloya en iyi cevabı demokratikleşmeye devam etmesidir” diye konuştu.
YARI BAŞKANLIK MODELİ YOLDA
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Bakan Çelik, “Zaten seçimle yapıldığı andan itibaren yarı başkandır. Sistemin yeni bir sancıyla karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemel. Sistemin başka bir uca savrulması halinde, başkanlık sisteminin başkan yetkilerine sahip ama denetim mekanizmalarından yoksun bir sistem çıkar ortaya. Sistem tartışması yapmıyoruz, kişilere göre tartışma yapılıyor. O kişi olsun, bu kişi olsun, bunu bırakalım. Sistem tartışması yapmak lazım” şeklinde konuştu. Bu konuda umudunun azaldığını belirten Çelik, Meclis’in 3 ay sonra kapanacağını ve bu tartışmayı yapmanın zor olduğunu söyledi.
BÜTÜN YÜZLERİYLE HESAPLAŞMA
Kültür Bakanı Çelik, 12 Eylül soruşturmasının sivil ayağı konusunda da şunları kaydetti: “Cezalandırma meselesinde yargının işine karışamam. O günleri hepimiz yaşadık. O günlerde belli bir medya tutumu, hedef gösterme yol haritası oluşturma şeklinde medya faaliyeti dışında faaliyet icra etti. Tek bir manşetle Türkiye’deki bütün siyasi sistemin felce sokulduğu dönemler geçirdik. Elindeki medya gücüyle Türkiye’yi darbe ortamına sokabilen girişimler gördük. Yargı boyutuna karışmam ama Türkiye’nin bu sürecin bütün yüzleriyle hesaplaşması gerekir.”
