Alevi dernekleri: Yaşadığımız coğrafyanın mayası Kur’an

RAMAZAN ALKAN / ANKARA
Batı İslam ülkeleri üzerinde oynadığı mezhepçilik oyununu Türkiye’de de oynamak istiyor. Türk-Kürt çatışmasından istenilen sonucun alınamaması üzerine Türkiye’de şimdilerde de Sünni-Alevi çatışması çıkarılmak istendiği ifade edilirken, Alevi dernekleri halkın asla böyle bir çatışma içerisinde yer almayacağı görüşünde. 
Akit’e konuşan Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ve Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan Türkiye’de mezhep çatışması çıkarılmak istendiğini, Batı’nın İslamiyet’i kendi içerisinde eritmek amacı güttüğünü belirterek, fakat bunun gerçekleşmeyeceğini söylediler.
 “İSLAM’I KENDİ İÇİNDE
ERİTMEK İSTİYORLAR”
Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin büyük bir planın uygulaya geçtiğini dile getiren Fermani Altun, emperyalist güçlerin taktik değiştirdiğini söyledi. Altun, İslam dininin kendi içerisinde eritilmek istendiğine dikkat çekti, “Uluslararası emperyalizmin hedeflediği bir emel var, Müslümanları birbirleriyle çatıştırarak, İslamiyet’i terör dini olarak göstermek. İslam’ı ekonomik, sosyal, kültürel hayatta çökertmek istiyorlar. Bunun içinde mezhepleri kullanıyorlar. İslam içerisinde mezhepler Müslümanların düşmanlık sebebi oldu. Hâlbuki mezhepler birbirleriyle ilimde, sevgide yarışması gerekiyordu” dedi.
“MEZHEPÇİLİK YANLIŞ ANLAŞILIYOR”
Ortadoğu’daki çatışmaların daha büyüğünün Türkiye’de de çıkarılmak istendiğini belirten Altun, Sünni ve Alevi vatandaşların bu çatışmadan olabildiğince uzak durmaya çalıştıklarını söyledi. Sünni-Alevi çatışmasının Türkiye’de çıkarmanın zor olacağını vurgulayan Altun, “Ancak, birileri bu işlerde kullanılabilinir. Her iki taraftan da bu işe yatkın guruplar var maalesef. Ama toplumun büyük bir kesimi çıkarılmak istenen savaşın farkında ve bu oyuna düşmeyecektir” ifadelerini kullandı. Günümüzde mezhep anlayışındaki çarpıklıklara dikkat çeken Fermani Altun, Mezhep imamlarının yanlış anlaşıldığını aktardı. Altun, “İslamiyet’te mezhepler maalesef çatışma aracı olarak kullanılıyor. Mezhepler birbirlerini öldürmede savaşmanın yerine, sevgide, insanı yaşatmada, dinin yayılması için birbirleriyle tatlı bir yarış içerisinde olmaları gerekiyordu” dedi.
TOPLUMUN ORTAK DEĞERİ KUR’AN
Türkiye’de sorunların sistem kaynaklı olduğunu dile getiren Altun, 90 yıl önceki getirilen sistemin insanları birbirleriyle çatışmaya ittiğini savundu. “Türkiye’de sistem sorunu var” diyen Altun şöyle devam etti: “Sorunun teşhisini doğru koymak gerekiyor. 90 yıl önce medreseler, dernekler, camiler cem evleri kapatıldı. Burada amaç toplumu ayrıştırmak, birbirine düşman etmekti. Ancak bu millet bütün olumsuzluklara rağmen Sünnisiyle Alevisiyle, Kürdüyle Türküyle Kuran’ın etrafında birleşti. Türkiye’de toplumun ortak bir değeri var, Kuran. Kur’an-ı Kerim bizim gönüllerimizde olduğu müddetçe bizi ayıramayacaklardır. Kuran bu coğrafyanın mayasıdır.”
“KİŞİ BİLMEDİĞİNİN DÜŞMANIDIR”
Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan da Sünni-Alevi çatışması çıkarmak isteyenlere karşı birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Uzun yıllardır mezhep çatışması çıkarmak isteyenlerin çeşitli projeleri uygulamaya koyduğunu; ancak hiçbirinin tutmadığını belirten Doğan, siyasi iktidarların çıkarılmak istenen oyuna çanak tutmaması gerektiğini dile getirdi. “Kişi bilmediğinin düşmanıdır” hadisini hatırlatan Doğan, inançların birbirlerini tanıması gerektiğini söyledi ve ekledi: “İnsanlar birbirlerini bilmediği için düşman oluyorlar. Sokrates’in bir sözü var: ‘Kötü insan yoktur, birbirini tanımayan insanlar vardır.’ İnsan insanı tanımadığı için savaşıyor. Bir insanın diğerinden hiçbir farkı yok. Hz. Yunus Emre’de ‘Gelin tanış olalım, İşi kolay kılalım. Sevelim, sevilelim, Dünya kimseye kalmaz.’ diyor. İnsanların tek sorunu bence buradan kaynaklanıyor, konuşmama, anlatmama.”
“İSLAM DOĞRU
ANLANMALI VE ANLATILMALI”
Türkiye’de mezhep çatışmasının asla kendiliğinden çıkmayacağını altını çizen Doğan, birilerinin burayı kaşıyarak, yara haline getirmek istediğini belirtti. İslamiyet’in doğru anlaşılması ve anlatılması gerektiğine vurgu yapan Doğan, “Mezhep çatışmasının olduğu Suriye’de iki Müslüman geçmiş karşı karşıya ‘Allahu ekber’ diyerek birbirlerini öldürüyorlar. Ölende Müslüman öldürülen de. Batı Müslümanlara silah vererek iki tarafı çocuk gibi dövüştürüyor. Bizim kendimize gelmemiz lazım. Bu şekilde ölmenin ve öldürmenin Müslümanlıkta yeri yok. Ülkemizde de bu tür çatışmalar çıkarılmak isteniyor. Bizim bir araya gelip aradaki sorunları giderip kardeşliğimizi pekiştirmemiz gerekiyor” dedi.
O SALDIRGANLAR ALEVî OLAMAZ
“Cami ve cemevi kompleksini protesto edenlerin Alevi olmadığını da savunan Cem Vakfı Genel Başkanı Doğan, “Bunu yapanların Alevi olması mümkün değil. Bence Sünni de değil. Sünni İslam ile Alevi İslam arasında barışla ilgili herhangi bir ayrılık yoktur. O ayrılık, Yezid ile Muaviye’nin getirdiği kötü tohumlardı. Ayrıştırarak bölmek, bölerek de yönetmek. Camideki adamla cemevindeki adam birbirlerini tanımazlarsa tarihsel olarak yerleşmiş yanlış kanılar, siyasal iktidarların halkı bölerek yönetmek için yürüttüğü politikalar başarılı olur ve başarılı olmuş yüzyıllarca. Barışı savunmayan adama ben aydın demiyorum. Aydın olmanın önemli özelliklerinden bir tanesi barışı savunabilmektir” dedi.