Uluslararası Af Örgütü’nün, Gezi olaylarında ortalığı savaş alanına çevirenleri ‘masum’, polisi ise, suçlu göstermesi; Batı’nın çifte standardını ve nefretçiliğini gözler önüne serdi.
Uluslararası Af Örgütü’nün; Gezi olaylarında şiddeti polisin başlattığını, eylemlerin masum ve barışçıl amaçlı olduğunu, eylemlerin tehdit oluşturmadığına yönelik raporu, siyasiler ve hukukçular tarafından tepkiyle karşılandı.
ÖZDAĞ: RAPOR, BATININ ÇİFTE STANDARTI
AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Uluslararası Af Örgütü’nün raporun Batı’nın çifte standardının bir göstergesi olduğunu belirterek, “Batı genellikle Doğu Türkistan’ı görmüyor, Irak’taki yapılanları görmüyor, Suriye’deki olaylarda ölen binlerce insanı görmüyor, Çeçenistan’da yaşananları görmüyor. Zaten Bosna Hersek’i de görmemişti. Bosna Hersek’te 250 bin kişi ölmüştü. Mısır’da hak arayan halkın darbecilere karşı yaptığı eylemleri görmüyor. Türkiye’nin büyümesi onları rahatsız ediyor” dedi.
Gezi eylemlerinin masum eylemler olmadığını kaydeden Doç.Dr. Özdağ, “Bu olaylar bir provokasyondur, manipülasyondur, vesayetçilerin, emperyalistlerin ve egemen güçlerin oyunudur. Masum ve iyi niyetli çocuklar kullanılmıştır. Eğer evdeki hesap çarşıya uysaydı daha büyük eylemler yapacaklardı ve böylece sokaklarla iktidara gelmeyi deneyeceklerdi. Bu olaylar Türkiye’de AK Parti Hükümetini tehdit etme, cezalandırma, uyarma noktasında yapılan bir provokasyondur. Uluslararası Af Örgütü’nün bu raporları bir objektiflik içermemektedir. Türkiye de artık insanların gözü açılmıştır. Uluslararası Af Örgütü öncelikle buradaki esnafın 150 trilyon civarındaki zararına baksın, vatandaşlara baksın, taşları ve molotofkokteylerini atanlara baksın, illegal örgütlerin yaptıkları eylemlere baksın” diye konuştu.
Özdağ, Uluslararası Af Örgütü’nün ilk önce kendi ülkelerinde olup bitenlere bakması gerektiğini, Batı’da bir polis vatandaşı öldürebilirken, Türkiye’de ise polisin böyle bir yetkisi olmadığım sözlerine ekledi.
CEYLAN: İDEOLOJİK, SİYASİ VE YANLI BİR RAPOR
Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Necati Ceylan da, Batı’daki sivil toplum kuruluşlarının bir çoğunun emperyalist yapıda olduğunu, belirli bir ideolojiye, siyasi yapıya, ekonomik çıkarlara hizmet ettiğini söyledi. Ceylan, “Batının iki yüzlü tutumunu sözde hak ihlalleri amaçlı sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Af Örgütü’nün de Taksim Gezi Parkı olayları raporunda görüyoruz. Bu rapor da bu şekilde hazırlanmış ve bir yerlere hizmet verilmiştir. Rapor insan hakları ihlallerinin araştırılarak hazırlanan bir rapor olmayıp, ideolojik, siyasi ve yanlı bir rapordur. Gezi olaylarının başlangıç ve safahatına baktığımızda hükümete karşı kesimlerin işbirliğini görüyoruz. Bu işbirliğine de ABD, AB, İsrail ve İran destek vermişlerdir. Sözde insan hak ve ihlâllerini tespit eden Uluslararası Af Örgütü de bu doğrultuda görevini yerine getirmiş görülmektedir” dedi.
“RAPORUN HİÇBİR KIYMETİ YOK”
Konya Barosu Eski Başkanı avukat Hasip Şenalp ise, Uluslararası Af Örgütü’nün yıllardır Türkiye’ye taraflı olarak yaklaştığını belirterek, “Örgütün raporları objektif değil. Örgüt kendisine yakın grupların söylediklerine itibar ederek bunu dünya gündemine sunuyor. Türkiye’deki milyonlarca insan bu olayların nasıl başladığını, nasıl devam ettirildiğini, amacını, arkasında kimlerin olduğunu ve masum eylemler olmadığını çok iyi biliyor. Bu nedenle bu raporun hiçbir kıymeti yoktur ve zaten ülkemizde hiç ciddiye de alınmadı” dedi.
ÖRGÜT GEZİ EYLEMCİLERİNE ARKA ÇIKTI
Örgüt, önceki gün açıkladığı raporunda ülkeyi yakıp yıkarak sokakları ve caddeleri savaş alanına çeviren eylemcilerin ‘terörünü’ görmezden gelerek, bütün suçu polise ve devlete yükledi. Raporda, Ak Parti hükümetinin 10 yıl boyunca insan haklarıyla ilgili hiçbir faaliyette bulunmadığı ifade edilirken “Gezi Parkı Eylemleri - Türkiye’de Toplanma Özgürlüğü Hakkı Şiddet Kullanılarak Engelleniyor” denildi.