Başörtülü olduğu için 28 Şubat döneminde mağdur edilen gazeteci yazar Emine Dolmacı, “28 Şubat’ın Haber Dükkanı/Yalanlar Üstüne” adlı kitabıyla döneme ışık tuttu. Cunta yanlısı medyanın ‘yalan’ haberlerinin işlendiği kitapta, Akit’in dik duruşunu belgeleyen haberlere de yer veriliyor... Dolmacı kitabında, muhafazakar medyaya yönelik linç girişimlerini de örneklerle gözler önüne seriyor.
AKİT’E YAPILAN BASKILAR KİTAPTA
Başbakanlık muhabirliğinin yanı sıra Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Recai Kutan, Muhsin Yazıcıoğlu, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Numan Kurtulmuş gibi siyasî liderleri takip eden Dolmacı’nın kitabı; 28 Şubat’ta marifetlerinin tamamı gün yüzüne çıkarılamamış bir ‘sivil’ toplum kesimine, kamudaki resmi medya kurumlarına ve yarı resmi gazetecilik meslek örgütlerine dikkati çekiyor. O dönemin baskılara maruz kalan gazetecilerinden olan Dolmacı, bu kurumların darbecilerin istekleri doğrultusunda muhafazakâr medya üzerinde nasıl bir baskı kurduklarını, uzun süren bir kazı çalışması sonunda elde ettiği belgelerle ortaya koyuyor.
HEDEFTEKİ GAZETE, DERGİ, TELEVİZYON VE RADYOLAR
Kitapta askeri cunta tarafından hedefte olan medya organlarına da yer veriliyor. 28 Şubat döneminde askerî rakamlara göre 19 gazete, 110 dergi, 86 televizyon ve 81 radyo hedefte olduğuna vurgu yapan Dolmacı, “Bu rakamlara daha yenileri de ekleniyordu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Batı Çalışma Grubu (BÇG) faaliyetleri kapsamında yerel TV, radyo, gazete, dergi ve diğer basın yayın kuruluşlarını da unutmamıştı. Hatta medyanın verici istasyonları ve frekanslarına kadar bilgileri isteniyordu. Laiklik aleyhtarı yayın yaptığı iddia edilen radyo, televizyon ve yazılı basını takip ve cezalandırma süreci ise Batı Eylem Planı kapsamında başlatıldı. İcra makamları Genelkurmay Genel Sekreterliği, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Genelkurmay Adli Müşavirliği, Genelkurmay İç Güvenlik Harekât Dairesi’ydi” diyor. Dolmacı, kitabın cuntanın muhafazakâr gazeteci ve yayın organlarının cezalandırılması için gösterdiği çalışmayı ortaya koyduğunu belirterek, kitapta muhafazakâr gazete patronu, gazeteci, yazar ve yöneticilerinin adım adım takip edilip kaydedildiği sevimsiz geçmişin yeniden hatırlanacağını ifade ediyor.
KİTAPTA YAZILANLAR BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI
Kitapta yazılanların buzdağının görünen kısmı olduğunu hatırlatan Dolmacı, “Muhafazakâr medyaya karşı gerçekleştirilen operasyonların eksiksiz anlatılabilmesi için daha birçok kitaba, belgesele ve filme ihtiyaç var. Bu çalışmanın, yaşadığı zulümleri belgeleme alışkanlığı olmayan muhafazakâr kesimin kâğıda, kaleme, kameraya sarılıp harekete geçmesine vesile olmasını temenni ediyorum. 28 Şubat’ın, 12 Eylül’ün, 27 Mayıs’ın sivil karargâhlarına bir adım daha yaklaşılmasını sağlayacağına inandığım bu kitap, aynı zamanda ara rejim dönemlerinde gazetecilik yapan, kamuda ve meslek örgütlerinde yönetici olan herkesi vicdanının sesine kulak vermeye, bildiklerini, duyduklarını yüksek sesle anlatmaya çağırıyorum” diyor.