Hükümete yönelik kirli 17 Aralık komplosunda gözaltına alınıp tutuklanan eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında olduğu 14 kişi tahliye edildi. Bu arada, Bilal Erdoğan’ın da 5 Şubat’ta savcılığa giderek ifade verdiği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 17 Aralık soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Salih Kaan Çağlayan ve Barış Güler ile eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamı Rıza Sarraf, Abdullah Habbani, Ahmet Murat Öziş, Umut Bayraktar, Onur Kaya, ve Mohammadsadegh Rastgar Shishehgarkhananeh’ın avukatlarınca farklı zamanlarda yapılan tahliye talepli dilekçeler, nöbetçi İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirildi.
Mahkeme, tutuklu şüpheli Süleyman Aslan’ın, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali, mevcut delil durumu, savunması, dinlenilen tanıklar ve hakkındaki suçlarla ilgili olarak delillerin büyük oranda toplanması sebebiyle tahliyesine karar verdi.
Mahkeme, diğer tutuklular, Abdullah Habbani, Ahmet Murat Öziş, Umut Bayraktar, Onur Kaya ve Mohammadsadegh Rastgar Shishehgarkhananeh’ın ise faillik durumunun değişme ihtimali mevcut delil durumu nazara alındığında tutuklu kalmalarının mağduriyetlerine sebebiyet vermemesi bakımından tahliyelerine hükmetti.
Dün akşam saatlerinde aralarında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir’in de aralarında olduğu 8 kişi daha tahliye edildi. Böylece 14 kişi tahliye edilmiş oldu. 28 Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilen isimler şöyle: İmren Özbey (Mimarlık ofisi çalışanı), Kader Demir (İstanbul 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda Raportör), Mustafa Bayhan (Fatih Belediyesi Tapu Kadastro Müdürlüğünde memur), Sebahattin Demir (Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in kardeşi), Selim Velioğlu (Tekstil şirketi sahibi), Sevinç Doğan (Mimarlık ofisi sahibi), Ümit İhsan Döğer (Fatih Belediyesi Zabıta memuru), Yener Çavdar (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Çalışanı).
ASLAN’A TEDBİR YOK
Mahkeme kararında, Süleyman Aslan hariç diğer şüpheliler Abdullah Habbani, Ahmet Murat Öziş, Umut Bayraktar, Onur Kaya ve Mohammadsadegh Rastgar Shishehgarkhananeh hakkında, “yurtdışına çıkış yasağı” ve “haftada bir en yakın kolluk merkezine imza verme zorunluluğu”ndan oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmetti.
Mahkeme, Salih Kaan Çağlayan ve Barış Güler ile işadamı Rıza Sarraf’ın tahliye taleplerini reddederek tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Tahliye talebinde bulunmayan tutuklu sanıklar Hikmet Tuner ve Özgür Özdemir’i hakkında bir karar verilmedi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner’in yürüttüğü soruşturma kapsamında daha önce de Rüçhan Bayar, Muaccet Korkmaz ve Emir Eroğlu tahliye olmuştu.
AVUKAT ŞEN: YARGISIZ İNFAZ YAPILDI
Süleyman Aslan’ın avukatı Ersan Şen, nöbetçi İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararının ardından Üsküdar’daki Paşakapısı Ceza İnfaz Kurumu’na geldi. Aslan bir süre sonra cezaevi içerisine alınan siyah bir minibüse binerek, buradan ayrıldı.
Çıkışta gazetecilere açıklama yapan avukat Şen, müvekkilinin adli kontrol tedbiri uygulanmadan bihakkın tahliye edildiğini belirterek, müvekkili hakkında herhangi bir yurtdışı yasağı da bulunmadığını bildirdi. Şen, soruşturmada ilerleyen aşamada davaya dönerse maddi hakikatlerin yerli yerine oturacağını söyledi.
DELİLLER TESADÜFİ VE HUKUKA AYKIRI
Tahliye edilen Süleyman Aslan cezaevinden siyah bir minibüsle ayrıldı.
İstanbul merkezli soruşturma kapsamında, eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 6 kişinin tahliye edilmesine karar veren İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi, bu kararını, “soruşturmanın başında, teknik takip sonucunda tesadüfi olarak elde edilen delillerin, hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu” gerekçesiyle verdi. Mahkemenin kararında; “Teknik araçlarla izleme ve neticesinde, görüntülerin kayda alınması ve iletişimin tespiti yoluyla elde edilen delillerin tek başına esasa ilişkin olarak delil mahiyetinde bulunmadığı, yan deliller, olgu ve bulgularla desteklenmesi gerektiği kanaati oluşmuştur... Anayasa’nın 83 ve 100. maddesi ve buna bağlı olarak ilgili mevzuat hükümlerince soruşturma ve kovuşturmaya başlanması yerine, yürütülen genel soruşturma dosyası içinde tesadüfen elde edilen delil ve görüntü karşısında, soruşturmanın durdurulup, belirtilen hükümler çerçevesinde işlem yapılması için kolluk görevlilerince Cumhuriyet Başsavcılığına derhal haber verilmesi ve savcılıkça ilgili kanun hükümlerince işlem yapılması için yetkili birimlere bildirimde bulunulması yerine, soruşturmaya devam edildi... Teknik araçlarla izleme yapılıp görüntü alındığı ve neticesinde elde edilen bulgu, tespit ve görüntülerin, kanunun amir hükmüne rağmen dosya içine delil olarak konulduğu ve kullanıldığı, elde edilen delillerin hukuka uygun olup olmadığının tespiti, dava açıldığı taktirde kovuşturmayı yürüten mahkemeye ait olmak üzere hakimliğimizce ‘hukuka aykırı delil’ niteliğinde olduğu yönünde kanaat oluşturmuştur” denildi.