Meclis Lokantasında yemekler beleş…
Hayat pahalılığı enflasyon arttıkça halkın tepkisini körüklemek için haberler yapılıyor. Elbette vatandaş zamlara tepki koyabilir. Haklıdır. Ancak her zam geldiğinde, maaş pazarlığı yapıldığında akla hep vekil maaşları geliyor. Meclis lokantası geliyor. Gazete ve televizyonlarda, sosyal medya mecralarında gün geçmiyor ki meclisin yemekleri haber olmasın.
Mecliste yemekler bedava yazanları mı ararsın. Normal lokantada pahalı, mecliste ucuz haberlerini mi ararsın. Dünyanın yemeğini yediler neredeyse hiç para ödemediler diyenleri mi ararsın. Ne kadar suç varsa hepsi meclise ait. Zam dönemi gelir vekil maaşları gündem olur. Vekile var memura yok manşetleri her zaman gündemdeki yerini korur. Peki bir gazeteci de çıkıp bu yemekleri vekil kimlerle yiyor diye sormaz mı? İnsaf, vicdan, ahlak lazım.
Şimdi gelelim gerçeğe. Yurdumuzun dört bir yanından vatandaşlarımız Ankara’ya gelir. Bu vatandaşlar vekillerimizin misafiri olur. Günde onlarca, ayda binlerce seçmen meclise gelir. Derdine derman bulmak, iş bulmak, nakil yaptırmak için vekillerin kapısını çalarlar. Vekiller de bunca yoldan gelen seçmenini yemeğe götürür. Meclis Lokantası bir nevi kamu hizmeti veriyor. Elbette ucuz olacak. Halka hizmet veriyor. Bir vekil gelen seçmene dışardan yemek yedirse benzin parası bulamaz. Vatandaş rahat rahat mecliste yemeğini yiyor.
Vekillerin bu maaşları yeterli değildir. Vekiller düğüne gider, cenazeye gider buraya giderken neyle gidecek? Otobüsle mi gidecek? Mazot yakacak, benzin yakacak. Gerçek anlamda halka hizmet eden vekillere aldıkları maaş helal hoş olsun. Bir vekil sadece maaşı ile geçiniyorsa eli öpülür. Kamudan, devletten beslenmiyorsa o vekil tebrik edilir. Çok tanıdık vekil ahbabım var. Maaşla geçinemiyor. Peki, neden geçinemiyor. Vatandaşın sorunlarını çözdüğü için, vatandaşa harcama yaptığı için geçinemiyor. Yoksa sadece ailesine harcasa vekil maaşları çoktur. Ancak vekil halkı için de harcama yapıyor. Birileri maaş meselesini çarpıtıyor. Esas olan halka yapılan harcamadır.
Bir başka konu halkımız bir valinin yanına varamaz. Bir kaymakamın yanına varamaz. Emniyet müdürüne selam bile veremez. Ama vekile gelince ağız dolusu hakaret eder. Tüm sorunları için vekili arar. İş ister, aş ister, nakil ister. Ama gidip de bir validen bunları isteyemez. Vekile gece yarısı bile ulaşır. Hadi bir kaymakama ulaş bakalım. Bizim milletimiz basiretlidir. Bu gerçekleri görmelidir. Bazı medya organlarına kanıp gereksiz eleştiri yapmamalıdır.
Milletvekillerinin eleştirilmesi normaldir. Ancak hakaret etmek, saygısızlık yapmak yanlıştır. Yasama demek demokrasi demektir. Millet iradesi demektir. Millet iradesini yıpratmanın başka bir yolu da siyaseti itibarsızlaştırmaktır. Yıllarca ordu en güvenilir kurum çıktı. Tamam, ordu bizim gözbebeğimiz ama gidip de bir vatandaş bir generale işini çözdürebilir mi? Bir çavuş gördüğünde iki büklüm olan vatandaşımız karşısına vekil çıkınca esiyor gürlüyor. Bu durum aynı zamanda demokrasi için tehdittir. Yıllarca darbe yapanlar siyaset mekanizmasını yerden yere vurdular. Halkımıza birileri bindiği dalı kestirmek istiyor. Vekil demek millet demektir. Kapısını çalabildiğin siyasetçiye sahip çıkmalısın. Birilerinin gazına gelmek demek, içinde bulunduğu gemiyi delmek demektir. Siyaset kurumu olmazsa bürokrasi vatandaşa nefes aldırmaz. Bu da böyle biline…