• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Trump’ın Rum ve Yahudi ‘seçimi’

08 Eylül 2020
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

Uluslararası ilişkiler gündemi o kadar sıcak ve hızlı gidiyor ki; yetişmek ne mümkün. On yılda bir yaşanacak krizler 2 günde açılıp-kapanıyor. Özellikle de Türkiye’nin yakın coğrafyası…

Yunanistan’ın Fransa tahrikleriyle Ege ve Doğu Akdeniz kışkırtmaları bir yandan devam ederken; diğer yandan Türkiye, peş peşe NAVTEX ilan edip donanmanın gücünü gösteriyor. Öte tarafta İdlip’de düşük yoğunluklu çatışmalar devam ediyor. Diğer yandan İsrail, Körfez ve BAE’yi; Libya, Doğu Akdeniz, Irak, Lübnan, Suriye, Yemen, İran ve Türkiye ile ilgili meselelerde kullanmaya devam ediyor.

Benzer bir hızlı gelişme de dünyanın öbür ucu olan ABD’de de yaşanıyor. Üstelik Balkan ve Ortadoğu coğrafyasını da etkiliyor. Neredeyse dünyadaki birçok gelişmenin kaderi ABD başkanlık seçimlerine bağlanıyor. Türkiye açısından da hayati öneme sahip konular da; Kasım ayında gerçekleşecek seçimlerde düğümleniyor.

Libya, Suriye, Irak, Yunanistan, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege krizleri şu an için ABD’nin kasım ayında başına geçmesi muhtemel başkanına göre askıya alınmış veya vites düşürüldüğü görülüyor. Son olarak ABD ile Yunanistan’ın bir tatbikat yapması ve ABD’nin Güney Kıbrıs Rum yönetimine yönelik askeri ambargoyu kaldırması; Trump’ın ABD’deki etkili Rum lobisine yönelik seçim yatırım olarak değerlendiriliyor. 

Hemen ardından Kosova ve Sırbistan’ın İsrail’in başkenti Tel Aviv yerine, tarihi ‘Kudüs’ şehrinde büyükelçilik açmak için Beyaz Saray’da Trump’ın yanında imzalar atması da Yahudi lobisi ve Evanjelik topluma nazar boncuğu dağıtması olarak görülüyor. Trump’ın bu ani ve agresif çıkışı Kasım ayında yapılacak seçimler için Muhafazakar-Cumhuriyetçi tabanı konsolide etmeye yönelik; yani tabanı bir arada tutmaya yönelik bir eylem olarak okumak gerekiyor. Zira Başkan Trump Coronavirüs dönemine kadar ekonomi, işsizlik, göç/mülteci, Meksika sınırına duvar örülmesi ve dış politika konularında ciddi başarı sağlamış. Ancak pandemiyle birlikte sağlık, ırkçılık, medya konularında da Demokratların ve kamuoyunun yoğun eleştirilerini almıştı.

Trump, anketlere göre son bir ay içerisinde Demokrat aday Biden’ın % 7 ile 10 puan gerisindeyken; 2-3 puana kadar düşürmüş durumda. Üstelik Başkan Trump’ın eski danışmanı John Bolton’ın Cumhuriyetçilerin güçlü olduğu Florida’daki Latin Amerika göçmenlere yönelik, Trump’ı eleştiren bir kitap yazmasına rağmen… Trump, seçimi kazanmak için her yolu deniyor. Siyahilerin polis tarafından öldürülmelerini halen önleyebilmiş değil; ancak ‘üzüntülerini’ dile getirmeye devam ediyor. ABD’deki Rum ve Yahudi lobilerin desteğini almak için Kosova ve Sırbistan’a büyükelçilik açılmasını ve Rum kesimine yönelik ambargonun kaldırılmasını sağlıyor.

Trump’ın başarılı olup olmayacağını kasım ayında göreceğiz. Ancak seçimlerin Türkiye’ye de hayati olumlu/olumsuz etkisi olacaktır. Zira başkanlar düzeyinde(Erdoğan-Trump) ilişkilerin iyi olduğu herkesin malumu. Libya, Kuzey Suriye konularında Trump’ın açık desteği var. Bu bağlamda Demokratların yoğun bir Erdoğan nefreti, artık saklanmıyor bile. Üstelik Demokratlar, küreselcilerle de girift ilişkilere sahip. Türkiye’nin birçok bölgesel gelişmede gerileme yaşaması yüksek ihtimal gözüküyor. Demokratlar, belki Trump kadar kaba, kırıcı ve incitici bir üsluba sahip olmasa da; görünmeyen despot tutumları da yok değil. Demokratların iktidar olması durumunda FETÖ ve PKK/PYD konularında da Türkiye’nin uluslararası platformlardaki meşru taleplerini değersizleştirmek için küresel medya/uluslararası örgütler; Türkiye karşıtı bir pozisyon takınacaklardır. Bu bağlamda iş alış biçimi bilinen Trump’ın iktidar olması ölüyü görüp sıtmaya razı olmaktan başka bir şey değil. Çünkü biz biliyoruz ki ABD’de başkanlar gelir-geçer ülke politikaları ve stratejileri akar gider. Son tahlilde Türkiye’nin biraz daha geniş manevra alanı kazanması ve yürüyen konularda da daha aktif bir siyaset için Trump’ın kazanması elzemdir. Vesselam.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kocasolak

Aynen katılıyorum. Şunları da eklemek isterim. AB nin yularını SIKI tutan Trump bize manevra alanı açıyor. Çin ambargoları bize yarıyor. İran’ı dizginlemesi de bize yarıyor.

turgut ertav

Trump, Rum ve Yahudi arasında seçim yapmak durumunda kalsa;terettütsüz yahudiyi seçer.Çünkü Trump u başkanlıkta ayakta tutmaya çalışanlar yahudilerdir.Kasımdaki başkanlık seçimlerinde yahudi lobisi ile ABD seçmeni seçim yarışında olacaktır.Bakalım bu yarışı 328,2 milyon nüfuslu ABD li mi yoksa,ABD deki 8 milyon nüfuslu yahudiler mi kazanacak.Yahudilerin adayı Trump kazanırsa 328,2 milyon nüfuslu ABD,8 milyon ABD deki 8 milyon nüfuslu yahudilere teslim olmuş olacaktır.Haydi basıtırın yahudiler,ABD zaten sizin!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23