• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Küresel Güçlerin Perde Arkası Yalanları

20 Mart 2018
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, ABD’nin Suriye’yi bombalaması ve buradaki Rus askerlerinin hayatının tehlikeye girmesi halinde Rusya’nın bu saldırıya karşılık vereceğini ve Başkent Şam da dâhil olmak üzere, Suriye’nin herhangi bir noktasının bombalanması ve bunun Rus askerlerin hayatı için tehlike oluşturması halinde, hem söz konusu saldırıda kullanılan füzelere hem de bu füzeleri taşıyan savaş araçlarına karşılık verileceğini söylemiş ve açık şekilde ABD’yi uyarmıştır.

Rusya ordusu bu sözleriyle Amerika Birleşik Devletleri’ne meydan okumaktadır. Fakat bu meydan okumanın Rusya’nın çelişkili davranmasına sebep olduğunu görmekteyiz! Rusya, Beşar Esed rejiminin katliamlarını durdurmalıdır, aksi halde Suriye’deki varlığı tartışmaya açık hale gelecektir. Bunları yapmayan Rusya, bölgedeki aktörlerin kör düğüm sorununu çözmekten çok, işi daha da içinden çıkılmayacak duruma sürüklemektedir… 

Rusya, Beşar Esed’in katliamlarının savunucusu ve onun koruyucusu olmaya son vermelidir. Son vermediği takdirde Batı Asya bloğu ve bazı ittifak içindeki devletler, Rusya karşıtı yeni yapılanmaya gidebilirler. Esed’in katliamlarını durduracak oluşum ve cepheler oluşabilir. Bu da Rusya prestiji açısından ciddi sakıncalar doğurabilir. 

ABD ve Rusya’nın, Türkiye konusunda uzlaşmadıkları gibi çıkar ilişkileri içinde olduklarını da görmekteyiz. ABD, doğrudan PKK’yı muhatap olarak aldığını ve her türlü desteği, lojistiği sağladığını saklamaya gerek duymamasının yanında, gelecekte müttefik ve partner olarak planlama yapacağı Pentagon kaynaklarını da açık şekilde ifade ediyor. Ancak Afrin operasyonu bütün dengeleri bozdu. Suriye’deki savaş alanının tüm batılı devletler tarafından eğitim sahası olarak kullanılmasının yanında, Türkiye’nin de kendisini test ettiğini görmekteyiz. Bu durum karşısında batılı devletlerin şaşkınlık içinde olduğunu ve kendi medyaları tarafından tartışılmaya başladığını söyleyebiliriz.  

ABD yönetimi şu gerçeği görmelidir; tüm İslam coğrafyasında IŞİD’in kurucularının ABD ve İngiltere olduğu bilinmekle birlikte, IŞİD Suriye›de belki yüzlerce kişiyi katletti. Ama Beşar Esed rejimi ve onun koruyucuları olan İran ve Rusya 400 binden fazla Suriyeli sivili katletti. İran, ABD, İngiltere, Rusya ve Esed, IŞİD’den daha tehlikeli değil mi? Bu hamlelerin ve acımasızlıkların yeni denklemde güçlerin doğmasına sebep olduğu görülmektedir. ABD ve Rusya’nın zaman zaman ikili durum ve davranışları ile bölge ülkeleri tarafından ikiyüzlü olarak algılandıkları malum. Bu durumda Türkiye kendi göbeğini kendisinin kestiğini söyleyebiliriz. Nitekim Türkiye’nin ise bütün tedbirleri almaya başladığını görüyoruz.

İslam dünyasında itibar kaybına uğrayan ve barbar olarak görülen ABD görevini yapmazsa, Suriye’de bulunma hakkı kalmaz. ABD ya görevini yapmalı ya da Suriye’yi terketmelidir.

ABD ve Rusya kamuoyu önünde yalan yanlış beyanları mazlum devletleri bıktırma noktasına getirdiğini görmekteyiz ama maalesef mazlumun gücü bu kadar, buna da dur demenin zamanı geldi diyelim.

ABD’nin Yunanistan üzerinden Türkiye’ye operasyon çekmesi, Ege ve Akdeniz’de tatbikat yapması… Aslında bu olayların Suriye üzerinden Türkiye’nin sınırlandırılması anlamına geldiğini ifade edebiliriz. Bu durum karşısında Türkiye’nin dik durması, batılıların bütün hesaplarını boşa çıkarmıştır. Türkiye’nin caydırıcı gücü ile teknolojik yapısının birçok ülkenin hesaplarını boşa çıkardığını ve korkuya sebep olduğu söylemek mümkün. 

Türkiye’nin bölge barışı ve huzuru için son 16 yılda kendi komşuları ile planladığı bütün barış ve huzur ortamı birilerini rahatsız edecek mi? Hazımsızlık başladı bile… Türkiye’nin bunca iç sıkıntıya rağmen Somali’den Afrika kıtasına ve Katar’dan Türkî cumhuriyetlerine kadar her konuya el atmasının birilerini tedirgin etmeye başladığını görmekteyiz.  

PKK ve YPG’nin bölgede tutunamayacağını er ya da geç ABD anlayacaktır. Son zamanlarda ABD’nin terör örgütleri ile doğrudan görüşmesi, uzun yıllara dayanan kirli bir geçmişi olduğunu gün yüzüne çıkmıştır. ABD’nin suçluluk psikolojisi ile bölgedeki ülkelere tehditler savurduğu açıkça söylenebilir. Bu durum gelecekte birçok konuda Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini gözden geçirmesine sebep olacaktır. ABD’nin, Kürtleri bölgede kobay olarak kullanması ise kabul edilemez. Bu ülkenin asli unsuru olan Kürtlerin tarihi tekrar inceleyip gerçeklerle yüzleşmesi, batının ne kadar büyük bir düşman olduğunu görmesi ve Kürtleri kendi çıkarları açısından nasıl kullandığını bilmesi gerekir. Haçlı zihniyeti her bir Kürt’ü Selahaddin Eyyubi olarak algıladığı gibi hiçbir zaman Kürtleri sevmemiştir.

Vesselam…

İletişim için;

Twitter/ @sabribalaman

Facebook/ sabri.balaman

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23