• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Vefatının 103. yılında Abdülhamid’ten ibret almak!

12 Şubat 2021
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

 

Tarihçilerin umumiyetle ittifak ettikleri bir husus en çok tahrif edilmiş yanlış yorumlanmış iftira ve karalamalara maruz kalmış devletin Osmanlılar olduğudur. 

Bu tahrif içerisinde şüphesiz aslan payını da II. Abdülhamid Han almıştır. Araştırdıkça değeri anlaşılan ve her geçen gün biraz daha hayranlık duyulan II. Abdülhamid Han vefatının üzerinden tam bir asır geçtiği halde nesillerimize hâlâ doğrular anlatılamamıştır!

Devletin televizyonu TRT tarafından yapılan dizilerde bile hâlâ Selçuklu’nun, Osmanlı’nın ve padişahın 30 yıllık içimizdeki dışımızdaki yedi düvele ve küffara karşı verdiği mücadelesi yerine çocuklarının aşk, meşk ve yanlış hayatlarının, saray entrikalarının dile getirilmesi de tarihimize karşı yapılan en büyük ihanetlerdendir!

II. Abdülhamid Han fevkalâde problemli bir zamanda tahta çıktı. Saltanatının ilk yılında devlet yönetimini elinde tutan bürokratlar tarafından 93 Harbi’ne sürüklendi en acı felaketler yaşandı. Dağılmak ve yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya kalan ülkenin dizginlerini eline aldı. Basiretli idaresiyle 30 sene içerisinde devlete kaybolan prestijini tekrar kazandırdı. Ülkede şu anda mevcut ne kurum varsa hepsi II. Abdulhamid Han döneminden kalmıştır. II. Abdulhamid Han, Osmanlı ruhunu temsil eden son padişahtır.

II. Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesi, dünya Müslüman ve Türk tarihi için çok mühim bir hadisedir. Adeta bir dönüm noktasıdır.

Günümüzde çok çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. Son dönemlerde devletimizi işgal teşebbüsünde bulunanların tertipleri ile II. Abdülhamid Han döneminde oynanan oyunlar tıpatıp birbirine benzemektedir!

Aslında bu çarpıcı gerçeğin üzerinde de ciddi analizler yapılmalıdır.

Bugün de aynı şeyi, Türkiye’nin eğitim kurumlarında ve üniversitelerinde yaşamaktayız. Bir türlü tarihten ibret alınmamıştır!!?

Son dönemlerde devletimizi işgal teşebbüsünde bulunanların tertipleri ile II. Abdülhamid Han döneminde oynanan oyunlar tıpatıp birbirine benzemektedir!

“Tayyip Erdoğan gitsin” diyerek bugün de plan yapanlar halen devletin sırtından palazlanmaktadırlar!

Osmanlı Devleti’ni yok etmek isteyenler de onu tahtından indirmeden emellerine nail olamayacaklarını anlamışlardı. Siyaseten yıkamadılar, suikastlar tertip ettiler başaramadılar. Bir tek yol kalıyordu, onu kendi milletinin gözünden ve gönlünden düşürmek. Bunun için de iftira furyasına giriştiler. Aleyhinde kitaplar, makaleler yazdılar, iğrenç karikatürler çizdiler. Kızıl Sultan, zalim, hunhar, müstebit diyerek yaftaladılar. Mason cemiyetleri ile milletin içine sızdılar. Mevki ve paralarla kandırdıkları gençleri padişahına düşman ettiler. Neticede II. Abdülhamid Han’ın kurduğu mekteplerde yetişen gençler yabancıların iftiraları ile zehirlendiler. Ardından yabancıların içerideki dili oldular.

Padişah ve halifeye karşı olanlar, başta Ermeni ve Siyonistler olmak üzere din ve devlet düşmanı bütün gayri milli çetelerle ittifak ettiler. Öyle ki Meşrutiyet fikri sanki amentüleri olmuştur.

Ne pahasına olursa olsun meşrutiyet idaresi gelsin. Tıpkı filozof Rıza Tevfik’in “şeytan ne dediyse biz beli-evet dedik” sözü bunun en acı itirafıdır!

103 yıl sonra sanki tarih tekerrür ediyor gibi!

Jön-Türkleri kimler destekliyordu? İttihatçılar, Ermeni ve Yahudilerle neden işbirliği içerisinde idiler?

Günümüze de ışık tutan bütün bu hadiseler bugün de aynı güçler tarafından yaşatılmaktadır!

Türk’ü ve İslam’ı yok etmeye azmetmiş olanların asıl kimliklerinin tespit edilip, hıyanetleri deşifre edilerek acilen önleyici ve sonuca gidici tedbirler alınmalıdır! Bilerek veya bilmeyerek azılı bu Türk ve İslam düşmanlarına müsamahada bulunanlar, onlarla hâlâ işbirliği içinde olanlar kısaca onların ekmeğine yağ sürenler II. Abdülhamid Han’ın feci akıbetine sürüklenirler.

“Fesad olsa esasında binanın payidar olmaz” sözünün manasıyla “İhanet edenler de takiye edenler de asla muradına eremezler” sözünü muhataplarına bir kere daha hatırlatmak isteriz!

II. Abdulhamid Han’ın üç kıtaya yayılan Osmanlı Devleti’ni ayakta tutmak Müslümanları rahat ettirmek, İslam’ı yüce kılmak ehl-i sünnet itikadını bozulmaktan kurtarmak İla-yı Kelimetullah davasında olan sultanın; bugün hâlâ devletimizin başta tarih kurumu olmak üzere eğitim kurumlarında okutulan istibdat, Kızıl Sultan vs. gibi söylemlerin kesinlikle kaldırılarak büyük Hakan’a iade-i itibar yapılmalıdır!

 Ahirette bizleri kurtaracak bir eser olarak yazdığımız “21. Yüzyılda Abdülhamit’ten Günümüze Stratrajik Oyunlar” kitabımızı sizlerle paylaşırken; 

“Maksadı anlatmayan söze yazıklar olsun” diyerek kayı serisinde Osmanlı tarihinde İkinci Abdülhamid Han’ı sizlere doğru anlatmaya vesile kıldığı için Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil hocamıza da yaptığı bu katkılardan dolayı şükran duyuyoruz!

Tabii ki doğru anlamak isteyene...

WhatsApp ihbar hattı: 0 53020000 96

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Bay e

Nedir bu sizdeki Osmanlı aşkı? ...

Okuyucu

Muhakeme yeteneği gelişmeye kere nasıl diploma ve ünvan veriyorlar
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23