• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Türkiye’mizde ihanetler devam mı ediyor? (I)

23 Şubat 2018
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

Gazlı içecekler, sigara ve NBŞ ile uyuşturulan bir nesil...

Geçen yazımızda, Türkiye’de sanayi ürünü olan ve istihdama katkı yapan Anadolu insanının geçim kaynağı olan şeker pancarımızı, tütünümüzü yok yere ortadan kaldırmak üzere oynanan oyunları anlatmış, özellikle dünya tarafından kabul edilen tütünümüzün nasıl ortadan kaldırılmaya çalışıldığını bizzat yerinde yaptığım incelemelerden örneklerle açıklamaya çalışmıştım. 

Şimdi bir başka tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. 

Gazlı, NBŞ katkılı meyve suyu dahil pek çok gıda maddesi yiyecek ve içeceklerle yapılan planlı saldırı dikkatinizi çekti mi? Milli Takımımızdaki sporcularımızın hatta onların annelerinin sponsoru oldular... 

Oyunu daha önce görmüştük

Daha önce bu işleri sigara üreticileri yapıyordu. Rallilerde, otomobil yarışlarında hatta spor kulüplerinin göğüs reklamlarında bile yer alıyorlardı. Sigara içen, sigarayı destekleyen biri asla olmadık hatta değerli arkadaşım Dr. Ahmet Fevzi İnci Öz ile milletvekili olduğu yıllarda sigaraya karşı kampanyayı başlatıp bu ülkede sigaranın reklamının yapılmasının önüne geçilip içilmemesini sağlamak için mücadele veren önderlerdeniz elhamdülillah ve neticeye de ulaştık. Her ne kadar uygulamalarda kesinlikle altını çizerek söylüyorum, Türkiye’nin hâlâ Anadolu’daki kahvehanelerinde kafelerinde bugün sigara içilmektedir, Sayın Cumhurbaşkanına duyurulur.

Çünkü ülkemizde bu işlere Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başka kaygı gösteren hiç kimse yoktur. Hatta sarayın etrafında RTE’ye yakın bakan, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, işadamının, hangi marka puro, sigara içtiğini açıklasam küçük dilinizi yutarsınız.

Allah herkese akıl vermiş “cennet ucuz değil, cehennem lüzumsuz değil”. Herkes cennetini de cehennemi de yaşayacak. Bizlerin vazifesi bir bilim adamı olarak bunları tarihe kayıt düşsün diye yazmaktır… İşte bir zamanlar yaklaşık 5 milyon ailenin “aile ziraatı” yaparak geçimini sağladığı, Türkiye bütçesinin yaklaşık beşte birinin tekel gelirlerinden yani tütün çay ve tuzdan elde edildiği dönemleri hatırlarınıza kazımak, gözünüzde canlandırmak istedim. 

Peki bunları bir hafta boyunca niye anlattım? Önümüzdeki hafta da çok dehşet verici olan bu oyunun üçüncü perdesini, yani Türkiye’de aile ziraatını, Anadolu’daki bölgesel istihdamı, halkın geçimini sağlayan şekerin ekim alanlarına kota koyup ardından 10-15 yıllık sürede bugün şeker fabrikalarının kapatılmasının bu halka en büyük ihanetlerden biri olduğunu altını çizmek için bu evveliyatı anlattım… Oyun, aynı oyun. Nasıl 80 öncesinde keneviri, 80 sonrasında Türk tütüncülüğünü ve son on, on beş yıldır da şeker pancarını, başka bir ifade ile Türkiye’nin “üç büyük sanayi ürününü” yok eden zihniyeti kınamak tarihe kayıt düşmek için buraya yazıyorum…

Bugün Türkiye’nin kalkınması gereken bölgelerinde kurulan şeker fabrikalarının kapatılmasının ne kadar yanlış olduğunu, hem devletimiz için hem milletimiz için hem ülkemizin geleceği için hem de bu ülkede yaşayan vatan evlatları için maddi ve maneviyat birer yıkım olacağının altını çizmek istiyorum. Şekerdeki oyunu önümüzdeki haftalarda çok daha detaylı ve birbirinden sarsıcı detaylarıyla dile getireceğim ki bu işin altında esas yatan nedenler daha iyi anlaşılsın. Yarın sırada başka neler var?

Şeker fabrika atıkları hayvancılığın temelini oluşturuyor, kapatılırsa sırada hayvancılık mı var!

Bu ülkenin siyasetçileri ne yapmak istiyor? Kimler ne anlatıyor acaba? Yine satın alınmış bazı kişiler veya kuruluşlar ve Türkiye’deki iş adamı kisvesindeki, bu milletin altını oyup Amerikalara ve dışarılara para taşıyan grupların liderliğinde ülkemize getirilen mısır şurubunun yer etmesi mi sağlanmaktadır… Onlara yer mi açılmaktadır? Şu anda bu ihanet dördüncü büyük ihanet olacaktır ülkeye tabi, dün yapanlar hesaplarını verdiler. Siyasetin pis kulvarlarından cehennem çukurlarına gidenler oldu. Benim gayem AK Parti diye adaletin ve kalkınmanın partisi bu kararı bir kere daha düşünmeleri noktasında uyarı yapmaktır. Biz bu oyunu görmüştük, “Bizi bu cambaza baktırmışlar da sizi baktırmasınlar”. Tarihten ibret alınsaydı tekerrür etmezdi diyen bir kültürü bir kere daha hatırlatmak istiyorum. 

Bu konuyu Türkiye’de ve dünyada bilen en iyi uzman, diplomalı bir akademisyen olarak bunu anlatmak istiyorum. “Görmeyen gözlere duymayan sağır kulaklara duyurmak istiyorum” vesselam…

Bütün yaptığımız işlerde “Allah’a kul, habibine ümmet” olacak şehit kanlarıyla bize vatan olarak bırakmış bu topraklarda geçimini helal dairede kazanmak isteyenlerin ekmeğine engel olanları Allah’a havale ediyor Ve bir kere daha ellerini başının arasına alarak ölecekleri günü ve bırakacakları eserleri düşünmelerini istiyoruz...

NBŞ ile yeraltı sularımız yok ediliyor ve kirletiliyor

Hâlâ zararlarını bile bile mısır şurubu üreten firmalar, Anadolu’muzun en bakir en sulak en verimli ovalarını zaten işgal etmiş, yer altı sularımızı yok etmiş durumdalar. Hazır kıta olarak şeker fabrikalarının kapatılmasını bekliyorlar. Bunun sonucunda hain emellerini hayata geçirerek şehir hastanelerinde % 98’i ilaç kullanan hasta bir toplum oluşturmaya çalışıyorlar. Buna sebep olanları da, bu haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanları da, her kademedeki vazifelileri de Allah (c.c)’a havale ediyoruz vesselam…

 Not: Bu cumartesi günü Erzurum Nurettin Topçu Kültür Merkezi’nde saat 18:00’de gıda güvenliği ve güvensizliği konferansımıza bütün Erzurumlular davetlidir. Giriş ücretsizdir.

İrtibat ve WhatsApp hattı: 0530 200 00 96

[email protected]

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23