• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Tarih tekerrürden ibarettir! Yeter artık tekerrür etmesin!

05 Şubat 2019
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

Türkiye’de devlet ve yerleşik düzenin bürokratları ne zaman Ahmetlere Ayşelere inanacak acaba !!!

Başsız vücud. Başsız millet. Başsız ümmet. Çok başlı, dik başlı, ağırkanlı, “batı çaldığında” oynayan, modernist-seküler-çağdışı kelâmla üreyen-türeten-tüketen bir güruh! “Çağlar üstü” mesaja ‘gayri ihtiyari’ de olsa direnen toplumlar… Tarih tekerrürden ibarettir ve ikrarda nihayeti ibretle sabittir!.. Belânın, şerrin, musibetin binlerce çığlığına kör gözler-sağır kulaklar nadan olur, vaki olacak hakkıyla vuku bulur.

Yaşamak başlı başına büyük bir lütuf olduğundan, ‘kadere isyan’ noktasında olmaması bâbında evvelâ ‘nefs’ muhasebesiyle bir diriliş gayretindeyiz. Kusurlarımızı örtmenin akabinde, ‘vebâl’ kılınmış ilmimizin zekâtı mahiyetiyle tebliğ ettiklerimizin sirayetini ve mahiyetini gözlüyoruz, bireyler nerede, toplum ne ahvâlde? Nasibi olan düzeliyor fakat köklü değişim oluşmuyor bir türlü! İlâhi nazarın müsbet etkilerini celbedecek enerjiler gitmiyor semaya?.. Toplumlar, kontrollü kaosla yok ediliyor. Bir hadiseye şaşıramadan; sebebini göremeyip sonucunu bilemeden miadı doluyor. Yeni ‘safsata’lar servis edilip şuurlarımız bulandırılıyor, şuur altımız kirletiliyor. Bu sarhoşlukla da doğruyu yanlışı ayırt etmek, iyiliğe yanaşıp kötülükten ıramak maalesef mümkün olmuyor.

Çözüm Ne?!

Evvelâ, çözümün ‘varlığı’ ile rahatlayalım; çözüm sunabilen bir sistem yok çünkü. Her kişi-kurum-oluşum ‘tespit’ yapmakla meşgul. Herkes analiz delisi. Evet, istatistik de mühimdir ama devir istatistik devri değil. Artık kanserle korkutamıyorsunuz. O ‘üç’ kişiden biriysen ya sürüneceksin; ya da acıyla öleceksin diyor istatistik; “Ee ??..” diye bön bön yüzünüze bakıyorlar.

Öbür âlemle dizginleyemiyorsunuz “Hesap-kitap var, vebâle girme” diyorsunuz; “Hangi öbür âlem??..” diyor, “Hani, radyasyon yok bu çayda??..” deyip radyasyondan ölen bakan gibi…

İzzetsiz ve rezil bir hayat normalleştirildi “Stockholm Sendromu”nda toplum. “Öğrenilmiş Çaresizlik” içinde. Hâlâ ve hâlâ “İçen de ölüyo içmeyen de…” gibi ucuz tesellilerle savruluyoruz. Teselliyi meyhanede arıyoruz. Ama biz yine sorulmayanı soralım:

NEDEN? NEDEN? NEDEN?

3 kıtada 22 milyon kilometrekarede 1000 yıl adaletle hükmeden, varlığıyla küfre ve sinsiliğe dur demiş; Hakk yolunda olan millet ve ümmetine; hattâ mazlum gayrimüslimlere de şefkâtle el vermiş aziz ve necib milletin torunları olarak neden “tepeden tırnağa” batı adı altında kapitalizmin, komünizmin, liberalizmin, dünyaya tepeden bakan bir avuç satanist elitin kölesi hâline geldik??!! Yediğimizden, içtiğimizden, giydiğimizden, ev ve işyerlerimizdeki yüzlerce araç-gereç ve tüketim malzemesinden “rızkımızı ve ömrümüzü-zamanımızı” çalan “tüketen” ürünlerle köle olduk!!!.. Bir vatan evlâdı çıkıp da memleketini, milleti ve insanlığı kurtaracak girişimler yaptığında neden destek görmez ve hattâ köstek olunur?! 94’te eşimle birlikte 15 yıllık yurtdışı çalışmalarımızla Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı “Akupunktur Uzmanı” olarak hastanelerimize ve insanımıza hizmete sunulması gerektiğini anlattığımızda, “Bu şarlatanlıkları bırakın, olmaz böyle saçma şey !..” dendi; 2 sene sonra Dünya Sağlık Örgütü Akupunktur’u bilim olarak kabul edince, bu kendini bilmezler çark etti! Ahmetler söyleyince olmadı, Dünya Sağlık Örgütü söyleyince tamam denildi!!!..

Peki, ne oldu? Olan kime oldu? Bu necib milletin parası yine ilâç tröstlerinin, medikal kartellerin cebine gitti. Yıllar içinde yüz binlercesi sürünerek-tükenerek öldü, kalanları da hastane kapılarında çaresizlik içinde, hastalığı türetenlerden çözüm bekliyor!!!.. Binlerce yıllık-kadîm metodlara yabani o modern tıbbın şaklabanları da küstahlığıyla kaldı, her alanda olduğu gibi yapanın yanına kâr kaldı!!!..

Et tekrarül ahsen!

Geçmişten ders alınır umuduyla yineleyelim, tarih sadece literatür ve kronolojik bilgiyle sınırlı değildir; tarih topyekûn bir bilinçtir! Kalan ömründe sömürü düzeninden sıyrılıp dimdik, mutlu ve huzurlu yaşamak isteyenler için “yanlışlarla birlikte çözüm yollarını da gösteren” vesikalar hükmündedir. Bediüzzaman’ın veciz sözü tam da bu ahvali özetliyor:

“Sözlerimi Kur’an’a ve Sünnete vurunuz, ses veriyorsa kabûl ediniz!..”

Böyle asil bakış, devletten millete her noktadaki ve vazifedeki günümüz insanlığına da rehber olmalıdır. Bizim için aslolan, bizi yaratan vahid gücün programı, habibinin hayatı ki “hâl-i ahvâl ile izhâr olmak” düsturunun gereğidir, atalarımız, kültür ve geleneklerimizle “bağımlı ve sığıntı” olmadan yaşayabilmektir! Necib milletin torunları düşen bayrağı kaldırıp hak ettiği yere koyacaktır. En gür sadâ inananlarındır, inanıyoruz vesselâm.

WhatsApp İhbar Hattı: 530 200 00 96

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23