Konuşmak zor; üretmek çok daha zor!
Türkiye’de en hayati mesele sağlık noktasında, “ihtiyaca cevaben-çözüm yolları sunarak!” konuşup, belgeleyen, üreten ve uygulayan biri olarak, bugünkü yaşatılan anti demokratik uygulamaları ve sonuçlarını ibretle takip ediyoruz.
Hiçbir bilimsel altyapısı olmayan, inanç-kültür yapımızda da misali olmayan, etik-ahlâki noktada da, kişilerin fikri-vicdani-fiili hürriyetlerine bakılmadan dayatılan uygulamaların hazin sonuçlarını, uzun vadeye gerek kalmadan bugünlerde de görüyoruz.
Kamusal veya sosyal mecrada kimse kimseye, ehliyetli ve liyakâtli olmadığı konularda ahkâm kesmemeli. Hatta tavsiyeler de vermemelidir. Zira, “Sebep olan işleyen gibidir!” hükmü ortadadır!! Vereceğimiz bir karar, hatta edeceğimiz bir söz bile bizi, evvela dini-vicdani noktada mesul kılar!
FARKINDALIK SAHİPLERİ, KÜRESEL
SERMAYENİN OYUNLARINI GÖRMÜŞTÜR!
Herkesin bir yeri ve yolu var. Her yere adam lâzım. Cennet ucuz değil, cehennem dâhi lüzumsuz değil..! Hayatımızı, bu düsturla şekillendirmeye gayret edersek, farkındalığımız ve hayattan alacağımız lezzet artar! Bu yolda, hayvan bilincinden insan bilincine yükselen-akleden güruha dâhil olanlara selâm olsun.
Yıllardır devlet kurup devlet yıkan hamaset sarhoşu sanayici, işadamı, bürokrat, sair görevdeki binlerce etkili-yetkilinin, artık başını ellerinin arasına alıp düşünmesi lâzım! Zira, ülke olarak tükenmişlik sendromuna girdik!
Misalen, sahamda ilk ve tek müteşebbis olarak, başta memleketim Kastamonu’nun kalkınması için pek çok proje hazırladım fakat başıma gelmedik kalmadı! Organize sanayide arazim iptal edildi, İnebolu’da projelendirdiğim 250 yataklı dört yıldızlı termal kür merkezim yaptırılmadı!
Bu yol kesmelerin de a’sının b’sinin olmadığını, yaklaşık 40 yıllık devlet tecrübelerimle sabittir! Zira bugünlerde de, ülke çapında alınan hayati noktadaki şaibeli kararlarda bile, siyasi birlikteliğin oluşması oldukça manidârdır..!
Bütün bunlar yaşatılırken, direkt Sayın Cumhurbaşkanı’na, hem de pek çok sahada sunduğumuz raporlar, yazılar ve makalelerden mütemadiyen istifade edildiği ve hayata geçirildiğini görmek memnun edici. Bugün başta Aselsan olmak üzere uzay teknolojileri noktasında yapılan icraatları görmek, necip milletimiz gibi bizi de mutlu ediyor!
Fakat, sanayi hamlelerinden daha hayati noktada olan tarımsal-zirai faaliyetlerdeki maksatlı işler, ülkemizi makus kaderine mahkum ediyor. Kırsal kalkınmanın projeleri maalesef hep havada kalıyor. Traktör, iş makinesi, arazi, bina yatırımı adına destek alınıyor fakat ortada bir icraat-üretim yok!!??
İhbar hattımıza, sadece bu hususla ilgili, 3 tanesi de memleketimden olmak üzere ülke çapında 24 tane üretim ihaneti-hırsızlığı ihbar edildi!!
Adam tıbbi nane ekimi için destek alıyor; naneyi tarlada bırakıyor..!?
Bal üretimi için traktör alıyor; arı da yok, kovan da..!? Başkasının kovanını gösterip imzalattırılıyor!!!
Devletine milletine kaygı duyanlara bilgi ve belgeleri sunabiliriz. Zaten, teftiş kurulularına kadar bilgilendirdik. Minareyi çalanlar kılıflarını hazırlamış.
ÜZERİMİZE GELEN İŞBİRLİKÇİLERDEN
KORKMAYIN!
İçimizde yıllardır beslediğimiz, efendilerine kölelikten vazgeçmeyen hainlerden ve dışarıdaki işbirlikçilerinden korkmayın! Kendilerine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bahşedilmiş gayrimüslim ve gayri Türklerden, evlâdı salihalardan, yıllardır bu ülkenin ekmeğini hatta kaymağını yedikleri ülkeye hainlik edenlerle işbirliği değil hizmet etmelerini bekliyoruz!
İstiklal marşımız, “korkma!” diye başlıyor. Şehit kanlarıyla bize vatan yapılan bu topraklarda, hiçbir emek zayi olamayacaktır ümidiyle yaşıyoruz! “Sen doğru dur, eğri belâsını bulur..!” demişler. Zaman doğruları bir araya getirme zamanıdır. Birlik olup, hariçteki düşman-ejderhaya karşı içimizdeki pire ısırmalarını görmezden gelip, acılarımıza rağmen ‘kan tükürüp kızılcık şurubu içtik’ deyip kızıl elma hedefimize doğru emin adımlarla yürüme zamanıdır!
“Âhir zamanda ehliyet gerektiren işlere ehliyetsizler, liyakât gerektiren işlere liyakâtsizler gelecektir!” düsturuyla, işin erbabı ve sahibi olarak burada olduğumuzu beyan ediyoruz! Hocam da böyle derdi: “Oğlum, siyaset başta olmak üzere her bir sahadaki her işe; hiç alâkası olmayan kabzımallar, galericiler, müteaahitler doluşursa, senin ortaya çıkıp, hâd bildirmende zerre beis yoktur! İşler çıkmaza girip de, yetki sahipleri iltifat buyurana kadar bekle. Gereken hürmette ve ihtimamda, marifetini göster! Bu vatana-millete hizmettir. Gördüğün her hayırlı iş, Hakk’a hizmettir!”
Şeytan aklının esaretine boyun eğmeden dimdik yaşayabilen, eleğin üstünde kalanlardan olmaya çalışalım!
“İstikbâl inkılâbâtı içinde en yüksek ve gür sâdâ, bu necip milletin hakiki inanan torunlarının olacaktır!”
Son durağımız: Rabbim sen bu içimizdeki kâfirler sebebiyle bizleri de helak eyleme. Âmin
WhatsApp İhbar Hattı
530 200 00 96