• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

BEYİN GÖÇÜ: Milli ve yerli olmak, üretmek suç mu?!

02 Ekim 2018
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

Evet, dostlar artık Türkiye’de helâl dairede ticaretle rekabet yapmak ve yerleşik düzenin bürokrasisini aşmak çok zorlaştı. Onun için, 15 yıl sonra tekrardan  ~1000 konferans verdiğimiz Avrupa’ya  hicretle bir ayağımızı atmanın vakti geldi!

Düşmanlarımız sevinecek  belki ama; bir gün ayaklarımıza vura vura geri dönmek için gittiğimizi de dostlarımızla paylaşmak istiyorum!

Zaten Türkiye’de her yanda şifacılar ve medyada, TV’lerde pek çok Maranki çakmaları mevcut!

Yani kısaca gözümüz arkada değil!

Hedef Atalarımız gibi güneşin battığı yer: Avrupa

Kafkaslarda ve Avrupa’da 15 yıl bilfiil eşim ve üç çocuğumla devlet adına “diplomatik statü”de görev yaptım. Rusya’nın yıkılış yılları “Perestroyka” yeniden yapılanma, Çeçen Savaşı, Azeri-Ermeni Savaşı ve bölgedeki kaos ortamı, açlık sefalet, en büyük ahlaksızlıkların yaşandığı dönemleri yaşadım ve karar verdim! 

15 yıl içinde “selamünaleyküm”e “aleyküm selam” diyebilmeyi bile öğrenememiş bir toplumda ‘Allah’ demenin, ‘camii’ demenin ‘cem-cemaat’ demenin suç sayıldığı bir toplumda değerli Kafkas kahramanı Şamil’lerin torunu hayat yoldaşımla beraber “emri bil maruf nehyi anil münker” noktasında ilmimizin zekâtını verelim diye kırklı yaşlarda gittiğimiz yerdeki 1 yıllık vazifemizi uzattık ve 40 yıl daha yaşarsak ya Rabbelalemin onu da peşin verelim diyerek iki yıl kalmaya karar verdik... Baktık iki yolla olmayacak Tarık Bin Ziyad gibi gemileri yaktık ve tam 15 yıl kaos bölgesinde mücadele ettik! Başardık elhamdülillah!

İnsan sebat ederse ve Rıza-ı İlâhi için çalışırsa, Allah da yardım ediyor…

Camisiz Kafkasya’da binlerce cami, Allahsız fikirlere yüzbinlerce ahlâklı insan, Azerbaycan’da kurduğumuz 3 üniversite, Avrupa’da, Hollanda’da kurduğum Türkiye-Hollanda Sağlık Vakfı ve araştırma enstitülerimde de binlerce asistan, Kafkas topraklarında da, Avrupa’da da basmadığımız gezmediğimiz görmediğimiz, konuşmadığımız grup da, cemaat de, cemiyet de, 72 milletten olan insan kalmadı çok şükür ve devlet bütün liyakat ve takdirname mektuplarıyla geri döndüğümüzde baktık ki Türkiye elden gidiyor, gıda terörü, ilaç terörü ülkeyi sarmış, ekmekte dahi 17 emülgatör var, buğday başta olmak üzere bütün gıdaların GDO’ları değiştirilmiş, ebter tohumlarla neslimiz yok ediliyor!!!

“Dünyayı seçilmiş liderler değil; onları sahneye çıkaran arka plandaki akıl sermaye sahipleri yönetir” sözünün gerçekliğini görmenin acısıyla Kanada’da FAO’daki 24.000 dolarlık görevimizi iptâl ederek Türkiye’de kalmaya ve bu necip milletin son kalesi olan Anadolu topraklarındaki insanımızı ve geleceğimizi kurtarmaya karar verdik!.. 

Ne mi oldu, son 15 yılda 40 yıllık devlet görevimde aldığım 40 madalya ve mektup da hep övülürken; “15 Temmuzlar tekrar yaşatılırsa tankların önüne göğsümüzü süper ederiz, gömdüğümüz öfkemizi çıkartırız !” sözümüz ve vatanperverliğimize soruşturma açıldı!

Burası benim vatanım Türkiye toprakları dediğim ülkemde ülkesinin birlik ve dirliğini düşünen girişimci bir vatan evlâdına tam 57 kez dava açıldı!!!??? 

400.000 kirli ve manipüle edilmiş kripto sosyal medya yorumuna, medya patronu, yazar, idareci ve savcıların soruşturmasında maruz kaldık! 

57 soruşturmanın hiçbirisi arsızlık, hırsızlık, namussuzluk, imar kaçakçılığı, tefecilik, ırza tasallut, yolsuzluk, rüşvet gibi şeylerden değil; bu aziz millete “rafine tuz yemeyin, 28 günlük tavuk kullanmayın, beyaz ekmek yemeyin, yeşil çay için, zencefil yiyin” dediğimiz içindi!

30 Eylül 2018 günü TRT’de ana haberde uzman diye çıkan bir kişinin “asla yeşil çay ve bitki çayları içmeyin zararlıdır” diye konuşması, her gün çocuklarımızın geleceğini karartan gazlı içeceklerin ve NBŞ’li yiyeceklerin reklamının yapılması bir vatandaş olarak bu ülkenin geleceğine ve çocuklarımıza ihanetin bu kadarına pes dedirtmiştir!

İbn-i Sina’ların, eskimez metotlarını bu milletin ve geleceğimiz olan çocuklarımızın geleceğini savunduğumuz için işte bize bu soruşturmalar açıldı!

Tabii ki Allah’ın yardımıyla haklılığımızı deveye hendek atlatarak ispat edebildik de ve iyi ki bu ülkede adaletli savcılar ve hakimler de var da bugün bu yazıları yazabiliyoruz.

Bazı okuyucularımız diyecek ki; ya Maranki, komünist Rusya’dan bahsediyorsun; burası demokrasi ülkesi, insan hakları ülkesi, adalet ülkesi… Heyhat… Rusya’da 15 yıl kaldım ve diplomatik statüde 40 madalya, tebrik ve övünç ödülleri aldım, yüzbinlerce insan tarafından takdir edildim ama demokrasi ülkesinde dört koldan saldırı aldım!..

“Milli ve yerli olacağız, üretenleri sırtımızda taşıyacağız!” deniyor. Sırtta taşınma bir yana sırtımızdan vurulduk hep, hem de Ahmet ve Mehmetler tarafından! 

Hans’tan korkumuz yok, İvan’dan hiç çekinmiyoruz, Johnny ile Amerika’da çok iyi anlaştık, çünkü adamlar; adamın kıymetini biliyor.

Enaniyet olsun diye değil de burada pek çok yabancı bilim adamının konferanslarımda söylediği sözü kaydetmek istiyorum!

Bu sözlerin kayıtları Maranki TV videolarında kayıtlıdır!

Görene! Köre ne!

Hocam siz bu işleri Fransa’da yapsanız ve Fransız vatandaşı olsanız bir kere değil, dört kere Nobel’e aday gösterilirdiniz!!!

“2017 yılının ‘en’leri” seçiminde, Eko Vitrin medya grubu tarafından tarafıma verilen “2017 yılı tamamlayıcı tıp yılın bilim adamı” ödülünde Ali Coşkun ve Bülent TÜFEKÇİ bakanlarımızın söyledikleri çok manidardı ve ben bu bakanlıklardan defalarla “Yeşil çay için, zencefil yiyin.” dediğim için cezalar yemiştim !.. Ali Coşkun ağabeyin, “Maranki, dünyayı idare eden gıda terörü ve ilaç terörüne çok sert çıkışlar yaptığı için başına gelmedik kalmıyor ama bu onu hiç engellemiyor; şevki ve mücadele azmini arttırıyor” demesi de benim için çok önemliydi.

 Hocam derdi ki: “Oğlum, serçe kuşları hazıra konarlar, annelerin getirdikleriyle yetinirler; uçması için Allah (c.c) onlara kartalı-akbabayı musallat eder, gölgelerinden korkan kuşlar çaba sarf edip uçmayı öğrenir!” Biz de 60 küsur yıllık hayatımızda elhamdülillah uçmayı da nereye uçacağımızı da çok iyi öğrendik.

“Durmak yok, yola devam !” Sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı döneminde bu ülkenin daha iyi günlere gideceğine inancımız tamdır. 

60 yıldır göremediğimiz milli ve yerli insanlara desteği Türkiye’de sağlığımızda görmek istiyoruz.

 Artık ülkemizi bir adım daha öteye götürmek adına ürettiğimiz 755 adet bu ülkenin patenti, çiftçisi ve işçisiyle ürettiğimiz ürünleri Avrupa pazarına açılarak Almanya Berlin Payitahtta yerimizi almanın hazırlıkları içindeyiz dualarınızı bekliyoruz.

 Avrupa’dan Türkiye’yi fethetmek, yüceltmek ve yükseltmek daha kolay olacaktır diye düşünüyorum.  

Avrupa yazılarımız da seferlerimizde devam edecek, kalın sağlıcakla!..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23