• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Bekir Pakdemirli, 11 milyon fidan ve sonrası!!! “Kıyameti görseniz de elinizdeki fidanı dikiniz!”

15 Kasım 2019
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

 

Sadaka-i cariye noktasında biz istifade edemesek de kurt, kuş, kuzu, börtü böcek istifade eder ve Yaratıcı’ya kendi lisanlarında hamd eder diyebilmeliyiz! Büyük dedem Zeynel, Kafkasya’daki tabiat kültürünü Kastamonu’da yaşayıp yaşatmış. Fakat ormanlar hep deşti ağaçlarla dolu. Oraları daha verimli hâle getirmek için meyve ağaçlarını, ahlatları, alıçları, deşti elmaları, deşti erikleri aşılayarak bir yerleşim sağlıyor ve daha sonra İstanbul’un fethi için topların döküldüğü Tophane mevkiindeki Demirci Köyü’ne yerleşiyor. Köy vadisinden akan sularla İstanbul’a nakledilen cüruflarla ve toplarla İstanbul fethediliyor!

“Gökten suyu indiren O’dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.” En’am 99

Tarım, toprak, organik kimya, bitki kimyası, organik gıda, bitki hastalıkları okuduk. Orman Fakültesi’nde lisan tamamlayarak Endüstri ve Teknoloji mühendisi olduk. Amerika’da da tarım çiftliklerinde bitki genleri üzerine yaptığımız çalışmalar yaptık. Bugün 150 işletmede 2000 kişiye istihdam sağlayarak 755 patentli bitkisel sağlıklı gıdayı “8- Türk barkodlu” gıdayı necip milletimizin hizmetine sunduk. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu ülkeye ağaç diktik!!! Kimse bizi sırtında taşımasın, ama en azından bir dinlesin!

ESKİDEN NASILDI?!

Dağlarda aşılı deşti ahlat, alıç, dağ eriği, dağ elması, yabani kuşburnu gibi nebat vardı.

Çam dikildiğinden orman hayvan ve bitki çeşitliliği azaltıldı!

Ayılar, domuzlar ve diğer yırtıcı canlılar yiyecekleri canlı bulamadıkları için yerleşim yerlerine ve çiftliklere ve dikili meyve ağaçlarına saldırmaya ve talan etmeye başladı. Tarım Bakanlığından bu konuyu çok önemli dikkate alması lazım!!!

Çünkü dağlarda meyvalı ağaç kalmadı! Tabii ki ötecek kuş da!

DAĞLARA ÇEKİRDEK SERPMELİYİZ!

Manisa’dan duyarlı ve güzel ruhlu bir başhekimle bunları paylaştığımızda köylüleri tembihlemiştik. Yediğiniz elmanın, armudun, eriğin, şeftalinin çekirdekleri kesinlikle atılmayacak; çekirdek toplama seferberliği yaptık! 2 ton çekirdek topladık. Başhekimimiz ve kamu yetkilileriyle bir helikopter kiraladık ve bunu Sipil Dağı’nın üstünden serperek belki bugün on binlerce bitkinin ve ağacın oluşmasına sebep olduk!!!

SADAKAYI CARİYE ÇOK ÖNEMLİ!

11 milyon ağaç da güzel, tebrikler!

Doğu’da sabun ağacı dikilmiş. İklim ve rakıma göre Sivas’ta, Kastamonu’da, Çorum’da, Konya’da, deniz kenarında, nem oranı, toprağın taban durumuna göre değişik çeşitlerin dikilmesinde fayda var. Mesela çam yerine “sedir çamı” dikilse ve dünyanın en kıymetli ‘omega 3-6-9’ içeren sedir yağı imâl edilip dünya pazarına sunulsa..?

Biz bu yağları 100 tonun üzerinde Sibirya’dan ithal ediyoruz!

BİRİLERİ KONUŞUR; BİRİLERİ YAPAR!

Manisa Salihli ve Turgutlu’da çamlarda oluşan ökse otundan çok kıymetli bir ‘ökse otu içeceği’ yaptık! Hikâyesi de ilginçtir. Kore Başkonsolosluğu’ndan Bay Kim, İzmir’de yaşıyor ve bu konularla bizim ilgilendiğimizi duyup arıyor. “Güney Kore’de yıllarca devam eden Kuzey Kore’yle savaşlarımızdaki yaralıların tedavisinde Kore’deki çamlarda oluşan ökse otunun çayını, yağını, suyunu, yemeğini yaparak başta kanser, astım, alerji, nefes darlığı, bağışıklık sistemi düşüklüğü gibi pek çok hastalıklarımızdan kurtulup sağlığımıza kavuştuk! Burada da bu yoğunluğu gördüm, bir çalışma yapabilir miyiz?” Hummalı çalışmalarımız ve tarım ilçe müdürlüklerinin de gayretleriyle Türkiye’de ilk defa ökse içeceğini insanlığın hizmetine sunduk! Ökse otunun etki alanları incelendiğinde, ölümden başka her derde deva gibi çok kıymetli olduğunu görürsünüz. Seküler olmuş tıp otoriterleri burun kıvırsa da bir ağaç üzerinde asalak yaşayan ökse otunun mucizesine eczacıların, kimyagerlerin, farmakolog ve farmakognozistlerin daha ılımlı bir anlayışla yaklaşacaklarını düşünüyorum.

AMERİKA’YI KEŞFETMEYİN!

ALLAH SİZE MESAJI VERİYOR!

Doğasında yetişen, sanayi getirisi, faydası ve katma değeri az olan ürünleri dikmeyelim diyorum! Yıllarca orman müdürlükleri ve teşkilâtlarıyla çalıştık. Devrelerimiz emekli oldu. Sayın Veysel Eroğlu, tektonik arazide radon gazı olan Afyon bölgesine hidrolik pompalarla taşlar delinip kamyonlarla toprak getirip yeşillendirdi, tenkit değil tebrik ediyoruz. Memleketine hizmet etmiş. Taşlara bile orman dikmiş; keşke kestane gibi sanayi bitkileri dikseydi… !

Orman Bakanlığı’nın bitki geliştirme ünitelerini de Afyon yerine Türkiye’nin en büyük orman müdürlüğü olan Kastamonu’da, iki milli parkıyla hiçbir girdi ve getirisinin olmaması hakikâten hayrete muciptir! Sadece 2 sunta fabrikasının olması ve orman işletmelerinin üretim kota doldurması başarı olarak görülüyor..!

AĞACI YAKAN TEK ÜLKEYİZ!

Amerika’da doktora üstü çalışmadayken sordular; “Nerede yaşıyorsun?” dedim ki; “Orman bölgesinde” “Ne yapıyorsunuz ağaçları?” “Yakıyoruz..!” Uzun uzun yüzüme baktı..! Gelişmiş ülkelerde ağacı yakan belki de tek ülkeyiz!!! Her şeye rağmen memlekete 11 milyon ağaç dikenleri destekliyoruz;

Soran dağları aşar derdi hocam!!!

Özal döneminde beraber çalıştığım abimiz güzel insan Ekrem Pakdemirli Bakanımın yadigârı Bekir bakanımı tebrik ederken; şayet sorarlarsa 60 yıllık tecrübelerimizi aktararak kendisine bıraktığımız projelerimizle cumhurbaşkanımızın da bilgisiyle ülkemizde çok daha güzel işlere imza atabiliriz!

WhatsApp İhbar Hattı: 530 200 00 96

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şener

orman en büyük sömürü araçlarından... zararın neresinden dönülse kar, işi de ehline verirler inşallah!

sağlamcı

hocam her zaman olduğu gibi şovmenlikten çıkıp öze inmiyoruz. önemli olan ağaç dikmekten çok mevcudu korumak. bu iş eğitimden geçer maalesef bu konuda eğitim yok. dikilenler büyümeden ölüyorlar. yoksa dikmeye gerek yok, ağaçlar kendilerini yeniliyor. dağlar minicik fidanlarla dolu. hala devlet eliyle müthiş katliam var hafta sonu dağları dolaştım. gencecik ağaçlar kesime alınmış. nice sayısı belli değil ağaçlar keslmiş yerlerde çürümeye bırakılmış.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23