• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

FETÖ - Oylarda kirli oyun ve iki dava adamı

06 Nisan 2019
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Rehberi karga olanın burnu nerden çıkmazsa, zillet ittifakı FETÖ’yü rehber ve ortak edindikten beri aynı akıbetten bir türlü kurtulamıyor. Son yerel seçimlerde görünen sonuç da bize aynı şeyi söylüyor…

Yaşadıkları oy kaybı, yüzleştikleri hezimetten bahsetmiyorum; alenen ve açıkça sergilenen oy hırsızlığını, gerçekleşen sahtekârlıkları konuşuyorum. Böylesi bir organize hırsızlığı, böylesi sistemli bir sahteciliği, önceki sabıkalarını da (bütün eğitim ve kamu birimlerine ait sınav sorularını çalmak gibi) nazara alırsak FETÖ’den başkası beceremez, zaten onlardan başka değil vicdan ehlinin, hiçbir vicdansızın bakiye kalmış vicdan artığı bile böylesi bir vicdansızlığa tahammül gösteremez. Fakat onlar meshe uğramış karakterleriyle bunu da yaptılar; binlerce, yüz binlerce Milli İttifak oyunu çaldılar, çaldıkları oyları zillet ittifakına boca ettiler. Hırsızlıkları anlaşılınca da ortalığı velveleye vermeye başladılar. Milli İttifakın haklı itirazlarını ve başlattıkları hukuki süreci iptal için ellerinden gelen bütün kirli oyunları devreye soktular. Hâlbuki yüzlerce deşifre olmuş sahtekârlık ve hırsızlık belgesi ortada. Ama onlar yavuz hırsız ev sahibini bastırır hesabıyla hareket ediyorlar. Merak etmeyin ev sahibi yavuz çıkınca onlar tabana kuvvet kaçarlar; zillet ittifakı üyelerini de bir çırpıda satar ve ortada bırakırlar. 

Bizler, yani bütün sağduyu sahipleri, her türlü fevri hareketten kaçınarak, vakar ve ciddiyet geleneğimizden ödün vermeden, hukukun gereklerini yerine getirmek suretiyle hareket etmek zorundayız. Onların her türlü kışkırtıcı davranışına karşı en güzel cevap, sükûneti muhafaza ile mukabele etmektir ve biz de hakkımızı, hukukumuzu hukuk çerçevesinde ararken böyle davranmak mecburiyetindeyiz. Zaten öyle de yapılıyor, öyle de yapıyoruz.

Bu tecrübe ile birlikte, ümit ederim, Cumhur İttifakının bu seçimleri bir beka meselesi olarak değerlendirmesini abartılı bulan dostlarımızın ayakları suya değmiştir. FETÖ alçaklarının bu milletin iradesine kast etme niyetleri devam etmektedir, kökleri bütün bütün kazınıncaya kadar da devam edeceğe benzemektedir. Evet, FETÖ mücadelesinde sona varıldığı zehabına kapılan safdil dostlara da yerel seçimlerde yaşanılan bu uyarı yeterli olur sanırım. 

Devletin adalet mekanizmaları devreye girerek seçimlere karıştırılan bu fesat mutlaka ve çok ciddi olarak incelenmeli; ve bu fesat organizasyonunda aktif görev alanlar bundan sonrakilere ibret olacak şekilde ve en caydırıcı cezalarla tecziye edilmelidir.

İstanbul’da iptal edilen ve başkalarına kaydırılan oylar sayıldıkça Binali Yıldırım lehine Ekrem İmamoğlu ile aradaki farkın gitgide kapandığı görülüyor. Binali Yıldırım ustalık dönemini yaşayacağı bu süreçte elbette İstanbul için çok büyük bir fırsattır. İstanbul’un, bütün problemlerini sıfırlamış bir mega kente dönüşmesi, Recep Tayyip Erdoğan ile 1994’te başlatılmış belediyecilik geleneğini devam ettirmesiyle yakından irtibatlı. Kesinti, katlanarak geriye gitmek demek. Yine de demokrasinin bir gereği olarak seçimin sonuçlarına herkes saygı duymak zorunda. Yeter ki, milletin iradesini hiçe sayan oy hırsızlıkları olmasın; kim hakkıyla ne oy aldıysa onunla yetinmesini bilsin.

Ekrem İmamoğlu seçimi kazansa da bu vahim şaibenin altında ezilmekten kurtulamaz. Bizim önerimiz acilen partisinden istifa ederek bağımsız hale gelmesidir. Bu taktirde hem kötü şaibeden kurtulur hem de mevcut müktesebatıyla kısmen de olsa İstanbul’a hizmet edebilir. Yoksa bu kambur üstüne kambur halle İstanbul’a hizmet adına bir arpa boyu yol kat edemez. 

FETÖ ile mücadele, asla gevşekliğe tahammülü olmayan ve tamamen tenkil edilecekleri zamana kadar sürdürülmesi elzem bulunan öncelikli bir konudur. Bu konu çerçevesinde devletimizin kat ettiği mesafe ciddi ölçüde başarılı seyretmektedir. Fakat bu mücadeleyi akamete uğratmak isteyen kripto FETÖ elemanları da sürekli yeni taktik ve stratejilerle duruma müdahale eylemlerini kesintisiz sürdürmekte ve bazen başarılı da olmaktadırlar. Yargıda bunun örneklerine sıkça rastlanır oldu. FETÖ ile doğrudan hiçbir irtibatı olmayan ya da olsa da sempatiden öteye geçmeyen bazı kişiler yargıdaki kriptolar tarafından en ağır cezalara muhatap edildiler, edilmekteler. Bu uygulamanın faturasını elbette iktidar ödemekte dolayısıyla da bir itibar aşınması söz konusu olmaktadır. Cumhurbaşkanlığı nezdinde hazırlanmakta olduğunu duyduğun yeni mücadele yapılanmasında mutlaka bu husus gözden geçirilmeli, söz konusu yapılanmanın temel dinamikleri sağlam bir zemine oturtulmalıdır. Bu sağlam zemin ancak çok yönlü güvenilir insanların mevcudiyetiyle kurulur ve korunur. Onlar ki, FETÖ ile mücadeleyi iş edinenler değil dava edinenlerdir. 

FETÖ’ye karşı yurt içi ve dışında amansız mücadele veren ve örgüt yapısında “kim kimdir”i en iyi bilenlerden birisi olan aziz dostum, kardeşim Hayati Küçük bu çerçevede değerlendirilmesi gereken yılmaz bir dava adamıdır. Ve onun vesilesiyle gıyabi olarak tanıdığım, yaptığı mücadeleyi öğrendiğim nezih insan Av. Serhat Pak da aynen öyle bir dava adamıdır. Allah onların sayısını artırsın ve mücadelelerini başarıyla sonuçlandırsın. Amin.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23