• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

Preveze Deniz Zaferi (28 Eylül 1538)

26 Eylül 2020
A


Halit Kanak İletişim:

İstanbul'dan gelen özel habercinin elinden düşman donanmasının İyonya Denizinde toplandığı haberini alan Kaptan-ı Deryâ Barbaros Hayrettin Paşa, Kerpe ve Kaşot Adalarının fethinden henüz dönmüş, donanmasını İstanköy Limanına demirlemişti.

Kurdukları Haçlı ordularıkara savaşlarında Türklerle başa çıkamayanAvrupa Devletleri, Papa III. Paulus'un teşvikiyle aralarında anlaşarak büyük bir donanma kurmuşlar başınada Avrupa’nın en büyük denizcisi Andrea Doria'yı başkomutan olarak atamışlardı.

Bu büyük Armada başta Papalık olmak üzere, Almanya, İspanya, Venedik, Malta, Ceneviz, Floransa, Portekiz gibi ülkelerin gemilerinden oluşmuştu.

600'den fazla gemiden meydana gelen bu devâsâ Haçlı Armada'yı gören Avrupalılar Türk topraklarını nasıl paylaşacaklarını hesaplamaya başlamışlardı bile.

Ve Haçlı Armada o ihtişâmıyla ilk hedefine, Yunan Denizindeki en büyük Türk Deniz Üssü olan Preveze'ye saldırdı.

Haçlı Donanmasının Preveze'yi topa tuttuğu ve kalesini muhasara ettiğini yolda öğrenen Barbaros, Mora'nın doğu kıyılarını takipederek, önce yarımadanın güneyindeki Modon Üssüne, oradan Zana Adasını geçerek Venediklilere ait Kefalonya Adasını bombardıman etti. Ardından vakit kaybetmeden Preveze'ye ulaştı. Epir ile Attika'yı ayıran Arte Körfezine girdi demirledi.

Körfezin ağzı oldukça dardı. (Günümüzde Arte Körfezinin güney kısmındaki Aktion Havaalanı ile kuzeyindeki Preveze arasındaki bu dar ağızda arabaların geçtiği su altı tüneli vardır) Preveze'deki Türk Topçusu susturulmadan Körfeze girmek imkânsızdı.

Andrea Doria ise Barbaros'un bölgeye gelmesiyle muhasarayı bıraktı ve Türk Donanmasının gücünü tesbit edebilmek için kuzeye çekildi. 

Türk Donanması, 122 gemi ve forsalar hâriç 20 bin askerden oluşuyordu.

600'den fazla geminin yer aldığı ortak Haçlı donanmasında ise 308 adedi kalyon, kadırga, galerruvayyal ve karaka diye tâbir edilen kat kat güverteleri ve koca koca toplarıyla yüzen kaleler şeklinde büyük harp gemilerini oluştururken, diğerleri küçük harp gemileri ve nakliye gemilerinden meydana gelmiş ve 60 binin üzerinde asker barındırıyordu.

Andrea Doria, yaptığı tespitlerden sonra Barbaros'un Körfezden çıkıp açık deniz muharebesine giremeyeceğine kanaat getirerek güneye yönelince, Arte Körfezi'nin ucunda üç hilalli bayraklarıyla Türk Donanması görünmüştü bile.

Donanmay-ı Hümâyûnu açık denize sevkeden Barbaros'un kendi Baştarda'sında (Amiral Gemisi) yaptığı toplantıda diğer komutanların "düşman defolup gidene kadar Körfez'de kalalım" teklifini reddeden ve bütün amirallerine hitâben şu meşhur sözü olmuştu.

"Bu kadar düşman gemisini birarada bulmak Allah'ın (c.c.) bir lütfudur. Yoksa bunları deryâda arayıp bulmak ve imha etmek aylarımızıalabilirdi. Hadi Bismillah."

Sert mizaçlı Barbaros'un ağzından çıkan bu kararlı söz bütün amiralleri kendine getirmiş ve akabinde savaş planları yapılmıştı.

Bu plana göre, 27 Eylül 1538'de Türk Donanması Arte Körfezinden çıkar çıkmaz hilâl şeklinde açılarak düşmanı aniden ateş altına aldı.

Andrea Doria bunu beklemiyordu. Savaşı burada kabûl etmek istemedi daha iyi bir pozisyon alabilmek için tekrar kuzeye yöneldi.

Kuzeyinde Korfu Adası bulunan Paksos Adasının güneyindeki Antipaksos Adacığı açıklarına geldi. Oradan yeniden yön değiştirerek Güneydoğu'ya kaydı. 27 Eylül'ü, 28 Eylül'e bağlayan gece boyunca yapılan bu manevraların sonuncusunda Andrea Doria Aya Mavri Adası ile İthake Adacığı arasından geçerek açığa çıktı.

28 Eylül Cumartesi günü sabahın ilk ışıkları deniz sularına vurmaya başladığında iki donanma tekrar karşı karşıya gelmişti.

Barbaros Hayrettin Paşa aynı plan gereği donanmasını yine hilâl şekline getirmiş merkezde öz oğlu Tümamiral Hasan Reis ile mânevî oğlu Tümamiral Hasan Reis'i yanına almıştı. Tümamiral Turgut Reis arka tarafta ihtiyat kuvvetlerin başında idi ve yanında yine çok kıymetli Güzelce Mehmed, Sâdık ve Murat Reisler vardı.

Sağ tarafta Kazdağlı Tümamiral Salih Reis, sol tarafta ise yine Tümamiral coğrafyacı Seydi-Ali Reis yerlerini almışlardı.

Haçlı Armada'sında merkezde yerini alan Andrea Doria'nın sağ tarafında Venedik Büyükamirali Vincenti Capello, sol tarafında isePapalık amirali Marco Grimani bulunuyordu.

Fakat ters giden bir şeyler vardı. Çünkü bu kadar büyük ve çeşitli milletlerden oluşan donanmada dil birliği yoktu ve emirler diğer gemi komutanlarına geç ulaşıyordu.

Barbaros ise donanmasına tam hâkimdi ve emirler yıldırım hızıyla en uçtaki reislere kadar zamanında gidiyor ve emirler anında tatbik ediliyordu.

Türk donanmasındaki avantajlardan biriside Kemal Reis'indonanmaya kazandırdığı savaşta üstünlük sağlayan uzun menzilli toplardı.

Ancak savaş başlarken kuvvetli esen güney rüzgârları Türk Donanmasının aleyhine gibi gözüküyordu. Barbaros Hayrettin Paşa önce Kur'andan Âyetler yazdırdığı kâğıtları suya bıraktırdı, ardından başlattığı top atışları ve hızlı yarma harekâtıyla hücuma geçti.

Düşmanın ağır gemilerine karşı hafif ve manevra kabiliyeti yüksek gemilerle yapılan bu saldırı başarılı oldu. Düşman donanması bir kaç parçaya ayrıldı.

Küçük filolara ayrılan Haçlı Armada artık Türk gemileri tarafından kolay lokma olmuş veimha edilmeye başlanmıştıki, Barbaros Turgut Reis'e çevirme emrini verdi.

Çevirme işini başarıyla tamamlayan Turgut Reis düşmanın arkasına düştü ve geri dönmek isteyen gemileri top ateşiyle tek tek batırmaya başladı.

Artık Türk gemileri düşmanı istedikleri gibi çevirip top ateşine tutuyorlardı.

Ceneviz'li amiral Andrea Doria çok zor anlar yaşamaya başladı. Ümitsizce deniz üzerinde batırılan gemilerini izlerken açık deniz savaşını kaybetmek üzere olduğunu anladı.

Geri çekil emri verdiğinde zaten hava kararmak üzereydi. Bir müddet sonra karanlık tamamen çökmüş buda Andrea Doria'nın işine gelmişti derhal fener söndürme emrini verdi. Bu emir o dönemde denizlerde "şerefsizlik" olarak addediliyordu.

Ama Andrea Doria'nın bu tedbiride Turgut Reis'i aldığı takip emrini yerine getirmesini engelleyemedi. Yara almayan düşman gemisinin kalmadığı bu savaşta Turgut Reis pek çok gemiyi daha batırıp birkaçını ele geçirerek döndüğünde Barbaros'u Amiral gemisinde secdede buldu.

128 büyük düşman savaş gemisi sulara gömülmüşken, ele geçirilen gemilerin sayısıda oldukça fazlaydı. Bu tarihten itibaren Akdeniz'in Türk Gölü olduğu tescillenmiş oldu....

Büyük Türk Hâkânı Kânuni Sultân Süleyman çıkmış olduğuBoğdan Seferinden Edirne'ye dönüyordu. Tunca Nehri kıyısında Yanbolu'da mola vermişken (Edirne'ye 90 km), Barbaros'un oğlu Hasan Reis ordugâha yetişti, huzura çıktı elini öptü Preveze Deniz Zaferi'nin müjdesini verdi.

Kânunî derhal divânı olağanüstü toplantıya çağırdı. Hasan Reis'in okuduğu Barbaros Hayrettin Paşa'nın bizzat kaleme aldığı "Zafer-nâme" Kânuni dâhil divân üyeleri tarafından ayakta dinlendi.

Kânûnî, bu zaferi "Cihad-ı Ekber" olarak ilân ettirdi ve "Cihân Devleti'nin" bütün köşelerindeşenlikler yaptırttı bu zafer kutlandı.

Barbaros Hayrettin Paşa büyük bir karşılama ve tezahüratla geldiği İstanbul'da kalmadı. Atına bindiği gibi Türk Hâkânı'nın bulunduğu Edirne'nin yolunu tuttu. Hükümdarın huzuruna çıktı el öptü ve zaferin bütün ayrıntılarını saatlerce anlattı. 

Türk denizcilerinin kendilerine örnek aldığı Büyük Amiral Barbaros yeni ufuklara doğru yelken açarken, onun evlatları bugün bir tarafta Doğu Akdeniz'de "Mavi Vatan" nöbeti tutmakta, diğer tarafta Karadeniz'de, Kızıldeniz'de, Aden'de, Basra'da, Hint Denizinde, Somali kıyılarında dosta güven, düşmana korku salmaya devam etmektedirler. Allah (c.c.) yâr ve yardımcıları olsun.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

İyi güzel de donanmanin halicte kaç yıl yattığını bakımsızlıktan curudugunu yazmamak olmaz

Aytekin Açıkel

Mükemmel bir yazı tekniği sade bir dil teşekkürler Halit bey kardeşim
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23