Yapana düşmanlığı, yapamayacağından!
İyice şirazeden çıktılar.
Savunma sanayiinde hangi başarıya imza atılsa bir kulp takıyorlar.
Biz yine iyi niyetimizi koruyup düşmanlıklarının Türkiye’nin her alanda attığı bağımsızlık adımlarına değil de Tayyip Erdoğan’a ve temsil ettiği...
Kusura bakmayın, cümlenin sonunu getirmek zül geldi...
Hayır, kesinlikle Türkiye’nin yavaş yavaş kendine yetebilir hale gelmesine düşmanlar...
Gemiler için top geliştirilmiş, “Bunlar gemiden karayı bombalamak için, biz kimin toprağını bombalayacağız” diyor, ismi lazım değil bir teyze...
Hani o topun gemiden gemiye de atıldığını unutmasını yaşlılığına verelim...
Teyzem; Yunan’ı, Ermeni’si sana savaş açsa, senin toprağını işgale kalksa, sen onun kuvvetlerini durdurmak için illa senin sınırından geçmesini mi bekleyeceksin? Amerika Japonya’yı işgal etmek için mi vurdu iki şehrini?
Onu da yaşına verelim...
Peki halihazırda envanterde bulunan topları, Batılılara para yedirip alırken bu hassasiyetiniz neredeydi?
Diyorum ya, dertleri Erdoğan’ın kim olduğu veya ne yaptığı değil...
Bu ülkenin bağımsızlığına düşmanlar.
Çünkü halkı yokluk içinde kalmamış ve hatta yaşadığı yokluğun farkında bir Türkiye’yi mümkün değil yönetemezler.
Bana muhalefetin herhangi bir konunun çözümüne dair tek bir önerisini gösterebilir misiniz?
“Çözeriz, yaparız” diyorlar ya hani, “Şöyle çözeriz” dedikleri ne var?
İstanbul’dan örnek verelim...
Adaylığı zamanı “Zam değil indirim yapacağım” vaadlerini sıralayan Ekrem İmamoğlu’na kaynağı nereden bulacağı sorulduğunda, “İsrafı bitirir, kaynak oluştururum” diyordu, ne oldu?
Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borcu, AK Parti döneminde bir defa dahi aşılmayan kanuni limiti aştı ve 42 milyar liraya dayandı. İstanbul’un 2021 bütçesinde geliri 25 milyar 500 milyon lira öngörülüyor, oradan hesap edin borcun halini...
Geldikleri durumu buyursun açıklasın: Devraldığı belediyede israf mı yokmuş, vardıysa hâlâ engelleyememiş mi, engellediyse bu borç ne?
Üstelik bu tablo, İmamoğlu indirim vaadini unutup zam üstüne zam yaptığı halde oluştu...
Anlayacağınız, her lafları hikayedir...
İstanbul örneğinden anlayın nereye gideceğimizi...
Yapılana düşmanlıkları, yapamayacaklarını bildiklerinden...
Siz söyleyin, şu an “Keşke harabeye dönmüş, borç içinde bir İstanbul devralsaydık da böyle rezil olmasaydık” diye iç geçirdiklerinden şüpheniz var mı?