• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ersoy Dede
Ersoy Dede
TÜM YAZILARI

Diliniz KABA Vicdanınız TAŞ

05 Mart 2015
A


Ersoy Dede İletişim: [email protected]

Gezi kalkışmasının tesirini en sert biçimde gösterdiği günlerdi. İstanbul sokak ve caddeleri işgal altındaydı. Kentin en önemli merkezi olan Taksim Meydanı’na giremediğimiz günler.. Bir genç kadın çıktı ve hakarete uğradığını söyledi.. ‘Neden’ ya da ‘nasıl’ sorusunu sormak böyle durumlarda öylesine zordur ki.. Benim aklıma hep kendi ailem gelir.. ‘Onların başına bir hâl gelmiş olsa ne yapardım’ diye düşünürüm.. Düşünsenize bir akşam evde oturuyorsunuz ve kapı açılıyor içeriye eşiniz giriyor.. 20 yıllık hayat arkadaşınız.. çocuklarınızın annesi.. Evinizin hayat damarı.. Dönüyor size ve diyor ki; “bugün bir kalabalığın ortasında kaldım ve hakarete uğradım”.. Merak ediyorum, vereceğiniz ilk tepki nedir?.. “Evet sevgili karıcım. Geç otur bakalım şöyle.. Demek hakarete uğradın.. Kaç sularıydı?.. Orada senden başka kim vardı?.. Bana doğru söyleyip söylemediğini nereden bileceğiz?.. Kamera kayıtlarını istetelim bir de oradan bakalım sahiden uğramış mısın hakarete?..” Eğer eşiniz için bunu yapacaksanız, hiç durmayın Gezi Kalkışması’nın en belirgin fiziksel travmalarından biri olan ‘Kabataş Rezaleti’ için de aynı yorumu yapın.. Kabataş Mızıkacıları sizi.. Kızınız için, anneniz için böyle bir durum yaşandığında ne tepki verecekseniz, (aynını değil) yüzde birini verin ki, insanlığınız çıksın ortaya.. 

Bilinen bir öyküdür.. Benim cehaletim, yazarını bilmiyorum.. (bilen varsa yollarsa, hakkını teslim etmek adına burada analım).. Dünya golf şampiyonu genç adam, ödül çekini aldıktan sonra yanına bir kadın yaklaşır.. Adamı kazandığı şampiyonadan ötürü kutlar sonra da çocuğunun ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyler.. Ciddi miktarda paraya ihtiyaç vardır. Bu para bulunmazsa çocuk ölecektir.. Şampiyon, yeni kazandığı ödül çekinin arkasını imzalar, kadına verir ve “çocuğun için dua edeceğim” diyerek yoluna devam eder.. Uzaktan muhabbeti izleyen bir arkadaşı koşarak şampiyonun yanına gider. O sırada çeki alan kadın çoktan uzaklaşmıştır. Arkadaşı; “sakın ödül olarak aldığım çeki o kadına verdim deme.. Çünkü o bir dolandırıcı. Hep bir hasta çocuktan söz edip, insanların paralarını alıyor” der.. Az evvel kadının anlattıkları karşısında dünyası kararan golf şampiyonunun yüzüne renk gelir.. Heyecanla kendisine bu bilgiye veren adama döner ve “Demek ölmek üzere olan bir bebek yok, bu hayatımda aldığım en iyi haber” der.. Kabataş Rezaleti yaşandığı günden bu yana benim ettiğim dua ise işte bu golf şampiyonunun duasıdır..

İnşallah tüm bu yaşananlar koskoca bir yalan olsun.. İnşallah İstanbul’un orta yerinde, güpegündüz, minicik bebeğiyle bir genç kadın aşağılanmış, yere yuvarlanmış, pis sularda sürüklenmiş olmasın.. Daha ne isterim ki ben.. Oysa Kabataş Rezaleti üzerinden, sadece vicdanlara seslenen insanları öylesine acımasız bir dille tenkit ediyor ki bir çevre. Onlar için bir genç kadının başına bu hâlin gelmiş olması ancak ve ancak tezleri çürüyeceğinden dolayı kötü.. Yoksa haziran ayından başlamak üzere en az iki ay boyunca sadece Akit Gazetesi’nde yazıyorum diye benim ve ailemin maruz kaldığı hakaret bile bütün bir Gezi Kalkışması tayfasının nefretini anlatmaya kâfidir.. ‘Zulüm 1453’te Başladı’ kafasının, Kabataş’ta sadece başörtülü olduğu için bir kadına bu muameleyi reva görmesi kimseyi şaşırtmadığı için hâlâ konuşuyoruz bunu, öyle değil mi?.. Kalın sağlıcakla

#dilinizKABAvicdanınızTAŞ

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23