• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Kuzey Makedonya’da neler oluyor?

15 Eylül 2021
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Fani olan her şey ve herkes, sendeleyebilir, düşebilir. Neticede, “düşmez kalkmaz, bir Allah’tır.”

Ne derler, bilirsiniz: “Yiğit, düştüğü yerden kalkar.”

Önemli olan, düştükten sonra, yeniden ayağa kalkabilmektir. O kuvveti kendinde bulabilmek, o iradeyi gösterebilmektir. 

Milletler de insanlar gibidir. Onların da iyi ve kötü zamanları olur. Düşerler ve bazıları yeniden ayağa kalkarlar. 

Bir milleti ayağa kaldıracak en temel şey, dayanışma duygusu ve birlikte hareket etme kabiliyetidir. 

Her anlamda kuvvetli olmak için önce birlik ve beraberlik gerekiyor. Müşterek bir duruş sergileyenlerin başına gelenler, bir daha tekrar etmez. Aksi durumda, aynı dert, sürekli tekrar eder.

Tarih, dağınıkken neleri kaybedeceğimizin ve birlik içindeyken neler yapabileceğimizin dokunaklı örnekleriyle doludur.

Tam burada, Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi’ye ait bir cümleyi paylaşalım: “Kuvvetten mahrum olan bir milletin hayat hakkı yoktur. Kuvvet ise birlikten çıkar ve ancak birlikle kalıcı hale gelir.”

Bu uzun girizgâhın ardından, gelmek istediğim yer şurası…

8 Eylül 1991’de yapılan referandumla Eski Yugoslavya’dan ayrılan Kuzey Makedonya’da, yaklaşık, 2 milyon kişi yaşıyor. 

Resmi kayıtlara göre: Nüfusun yüzde 64’ünü Makedonlar, yüzde 25’ini Arnavutlar, yüzde 3,85’ini Türkler ve yüzde 2,66’sini Romanlar oluşturuyor. Geri kalanın yüzde 1,78’i Sırplar, yüzde 0,84’ü Boşnaklar, yüzde 0,48’i Ulahlar ve yüzde 1,04’ü diğer etnik gruplar.

Elbette, bu rakamlar, özellikle Türkler ve Arnavutlar tarafından inandırıcı bulunmuyor. Bize göre Türklerin oranı bundan çok daha fazla. 

Özellikle Makedonlar, Türkleri ve diğer Müslüman toplulukların nüfusunu olabildiğince az gösterebilmek için her türlü gayreti sarf ediyor. Yalan yok: Arnavutlar da Türkleri kendi hanelerine yazdırmak istiyor.

Makedonya’daki son nüfus sayımı girişimi, 1 Ekim 2011 tarihinde başlatıldı. Sayımın 15 Ekim’de tamamlanması gerekiyordu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Nüfus sayımı esnasında, ülkedeki etnik ve dini ayrımı körükleyen bir süreç yaşandı. Buna bir de saymanların eğitimsizliği, sayım listelerini eksikliği ve uygulanan baskılar eklenince, sayıma gölge düştü.

Olan bitenin daha iyi anlaşılması için, bir örnek vereyim.

Dönemin iktidar partisi VMRO-DPMNE milletvekili Vele Gyorgievski, Studeniçan Belediyesi’ne bağlı Koliçan Köyü’nde bir çayhane toplantısı yapar. Orada bulunan saymanlardan birisine, sayımın nasıl gittiğini sorar. Sayman, “Gayet iyi gidiyor, herkes Türk olarak yazılıyor” der. Aldığı cevaptan hiç memnun olamayan Gyorgievski, sinirli bir şekilde şunu söyler: “Siz Türk değilsiniz, Müslüman Makedon’sunuz.”

Neticede: Makedonlar ve Arnavutlar, kendi etnik nüfuslarını daha fazla göstermek gayesiyle, yurtdışındaki aile üyeleri hakkında yanıltıcı bilgi verince sayım süreci yaralandı. Sayımın bitimine dört gün kala, tüm işlemler durduruldu.

On yıl önce yarıda kalan nüfus sayımı, bu yılın Mart ayından itibaren, yeniden gerçekleştirilmek istendi. 1-15 Mart tarihleri arasında ülke içi ve dışındaki ordu mensupları, hapishane, ceza infaz kurumları ve ıslahevlerinde bulunanlar ile evsizlerin sayım işlemi yapıldı. Ardından, 1-21 Nisan tarihleri arasında, ülke genelini kapsayacak şekilde nüfus, hane halkı ve konut sayımına başlandı. 

Kuzey Makedonya dışında yaşayanlar ise aynı tarihler arasında, aile yakınları veya web siteleri (www.stat.gov.mk / www.census.stat.gov.mk) vasıtasıyla bilgilerini girerek, sayıma dâhil oldular.

Ne var ki, pandemi nedeniyle, sayım süreci bir kez daha kesintiye uğradı. Gerekli tedbirler alındıktan sonra 5 Eylül’de, sayıma yeniden başlandı. Herhangi bir aksilik olmazsa, 30 Eylül’de süreç tamamlanacak.

Bu nüfus sayımında; coğrafi ve demografik bilgilerin yanı sıra kültürel, ekonomik, göç, engellilik ve eğitim verileri toplanacak. Yani, kimin kaç kişi olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkacak. 2001 yılında imzalanan Ohri Anlaşması doğrultusunda; etnik mensubiyete göre yeniden hakça temsilin sağlanacak.

En azından, kâğıt üzerinde, olması gereken bu şekilde...

Hal böyle olunca, söylenmesi gereken şu oluyor: Makedonya’daki Türklerin dini, siyasi, ekonomik ve sosyal problemlerinin çözümü adına, önce kendi aralarında, dayanışma ve birlik halinde olmaları gerekiyor. Nüfus sayımı, bunun ilk adımı olabilir, olmalıdır. 

Eğer biz (Türkler), birlik olup, kendi göbeğimizi kesemezsek; en başta Makedonlar, bizim elimizi ayağımızı tüm devlet kurumlarından, eğitim ve siyaset hayatından kesecekler.

Unutmadım: 17 Ekim’de yapılacak yerel seçimlerden de bahsedeceğiz inşallah. Ancak o da başka bir yazımızın konusu olsun artık. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğumuzda "herkes türktür" dedik ve anayasayada koyduk. Erdoğan yönetiminde Kürtlerin varlığını tanıdık. Kuzey mekadonyada olanları normal karşılamak lazım. Ulus devlet olmak için bazı yasaklar iyidir. Atatürk ne demiş "Türkiye cumhuriyetini kuran türk milletidir" Türkiye cumhuriyetini kuran türk ve kürt milletidir dersek zararlıdır. Mekadon'larda herkesi mekadon yapmak zorundadır. Mekadonyadaki Türkler ve Arnavutlar mekadonyanın birlik ve beraberliğini istiyorsa etnik kimliklerini öne çıkarmamaları lazım.

fetösavar

Türkleri yeryüzünden silmeye ant içmiş bir güruh var ve bu hem batıda hem doğuda... o yüzden pek ilginç değil. türklerin buna karşı neyi var.. tiktok, instegram, watsap falan filan ha bir de candy crash...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23