• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Susayım mı, yutkunayım mı?

03 Aralık 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin gündeminde..

Yıllardır Milli Görüş çizgisindeki siyasi partilerin elinde yönetilen ve 25 yıldır susuzluk tehlikesi çekmeyen İstanbul, çeyrek asır sonra, tekrar aynı tehdit altında..

Sakın Ekrem bey, Süleyman Demirel’in ironik çıkışlarını yaparak, “Su vardı da, biz mi içtik” demesin..

Sonuçta tablo karşımızda..

25 yıl boyunca, sıkıntı çekilmeyen bir konuda, şimdi başımız tekrar dertte..

Bu tabloda, Ekrem İmamoğlu’nun, “askıda fatura uygulaması” ile 150-200-300 TL’lik su faturalarını; bir ailenin makul su sarfiyatının 3-4 misli harcamaların bedellerini yardım adı altında ödettirerek, su israfını teşvik ettiği iddialarını gündeme taşımak istemem..

Sonuçta belediye başkanı kendisi.

Sorunu çözmesi gereken de, kendisi..

Ama tam aksine, soruna davetiye çıkaran başkan fotoğrafı verdiği, barajlardaki doluluk oranları % 20’lere inene kadar, hiç sesini çıkarmadığı, hatta Cumhurbaşkanı Ankara da dahil olmak üzere tasarruflu kullanım çağrısı yaptıktan sonra bu konuya eğildiği bir gerçek..

Su ile ilgili tartışmayı belki önümüzdeki günlerdeki yağışlarla gündemimizden çıkarabiliriz..

Ama Ekrem kafası, İstanbul’a daha çok çile çektireceği aşikar..

Öyle ki..

Toplu ulaşım ile ilgili günlerdir eleştiriliyor, İstanbul’daki korona yayılımının büyük oranda otobüsler olduğu belirtiliyordu..

Fotoğraflar yayınlanıyor, ancak CHP’li başkandan makul bir cevap gelmiyordu.

Nihayet önceki gün, belediye adına Murat Ongun lütfetti..

Açıklama yaptı..

Ve gerçek ifşa edilmiş oldu.. Tam da tahmin ettiğimiz gibi.. 

Sayıları vermeden önce..

Murat Ongun’un yaptığı bir uyanıklığa dikkat çekmem gerekir.

Murat bey, geçtiğimiz yıl ile bu yılki rakamları verirken, 2019 yılının 28 Kasım’ını veriyor.. Ama 2020 yılına gelince 27 Kasım’a geçiyor.

Hani biz ısrarla belli bir tarihin rakamlarını istemiş oluruz. 

O da verir, anlarım.

Ama biz zaten, geçen yıl ile bu yılı kıyaslamak üzere, genel bir talepte bulunur iken..

Geçtiğimiz yılın kasım ayından..

Tamam, o doğru bir seçim..

Kasım ayının sonuna doğru..

O da doğru bir seçim..

Ama 2019 yılının Perşembe gününe denk gelen bir tarihi ile.. 2020 yılının Cuma gününe denk gelen bir tarihini kıyaslarsanız..

Burda bir şark kurnazlığına imza atmış olursunuz..

Hafta başı ve hafta sonu, diğer günlere göre toplu ulaşımın daha yoğun olduğunu hepimiz biliyoruz.

Dolayısı ile..

Perşembe günü ile cuma gününü değil.

Perşembe ile perşembe gününü. Cuma ile de cuma gününü kıyaslamamız lazım.

Kaldı ki..

Bu rakamları vermek için, büyük bir masraf yapmaya gerek yok.

Temel atmama töreni için bile, bir masraf yapan İBB, elinin altındaki rakamları paylaşmakta niye böyle kıskanç davranıyor ki?

Bu notu düştükten sonra..

Geçelim, perşembe ile cumayı kıyaslama yanlışlığına rağmen, verilen rakamdaki fecaate..

İstanbul’da geçtiğimiz yıl toplu ulaşım için hizmette olan toplam araç sayısı ile koranavirüs salgınının canlarımıza tehdit oluşturduğu şu günlerdeki toplam araç sayısı arasında, 5 de olsa, düşme olduğu, Murat Ongun’un kendi açıklamasından anlaşılıyor..

İstanbul’da nüfus artışı sebebi ile toplam taşıt aracının yeni belediye başkanı ile çoğalması gerektiği bir yana..

Bir de toplumun refah düzeyinin artışı sebebi ile taşıt aracı zaten eski belediye yönetiminde yıl yıl yükseldiği gerçeği karşısında, 2019’a göre, 2020 yılının taşıt aracı en az % 10 artması gerekir iken..

Artmamış.

Bir de cüzi de olsa, azalmış.

Bilmiyoruz, 5 otobüsü yemişler mi, hurdaya mı çıkarmışlar?

Ama sonuçta, kendi verdikleri rakamda, 2019 yılı 28 Kasım’ında 5.250 olan araç sayısı, 2020 yılı 27 Kasım’ında 5.245’e inmiş..

Tek olumsuzluk bu da değil..

Sefer sayısında da büyük sıkıntı var..

Yine Murat Ongun’un verdiği rakamları esas alıyorum..

2019 yılı 28 Kasım’ında, toplam sefer sayısı 46.745 olarak gerçekleşmiş.

Peki, koronavirüs ile mücadele ettiğimiz, “yapmayın etmeyin. Toplu ulaşım araçları vasıtasıyla virüs yayılımının zirve yaptığı aşikar. Sefer sayısını artırınız” talebinde bulunduğumuz şu günlerde, sefer sayısı ne olmuş?

686 azalışla, 46.059 olmuş..

Haydi şimdi, Ekrem İmamoğlu’nun üzerine vazif olmayan işlerle meşgul olup, “Susayım mı, yutkunayım mı?” sözünü tekrarlamayalım da ne yapalım?

Bay Ekrem.

Koronavirüs salgını sebebi ile ölen insanlarımızın sayısı üzerinden “Susayım mı, yutkunayım mı?” diyorsun ama.

O sayıların yüksekliğinin en başta senin beceriksizliğinden kaynaklandığını da görmen lazım.

Sen normal döneme göre koronavirüs döneminde araç sayısını azaltırsan..

Yetmemiş, bir de sefer sayısını azaltırsan..

O ölüm sayısının yüksekliğinden şikayet etmeye hakkın olabilir mi?

Hey gidi hey.

“Her şey çok daha güzel olacak” vaadiyle koltuğa oturdular..

Şimdi geldiğimiz noktada, susuz İstanbul ile..

Virüsün hızla yayıldığı belediye otobüsleri ile karşılaştık..

Bu arada hakkını yemeyelim.

Koronavirüs salgını döneminde, Fatih’in portresine 10 milyon TL bayılıp, Türkiye’ye getirdik..

“Biyolojik arıtma tesisine ihtiyaç yok ki” diyerek, üstüne masraf yapıp, “Temel atmama törenleri” düzenledik.. 

Gayler, lezbiyenlerin görünür olmaması değil, görünür olması gerekiyor imiş gibi..

Onlara belediye hizmetlerinde ayrıcalıklar tanıdık..

Şimdi ise günü kurtarmak için..

“Bana suikast hazırlanıyor” iddialarını gündeme taşıyarak..

Gerçeklerin üstünü örtmeye, gündemi farklı noktalara taşımaya çalışıyorlar..

Yeni bir hizmet, halkın günlük hayatını kolaylaştıracak yeni bir uygulamayı boşverdik..

Tıkır tıkır işleyen sistemin devamını bile sağlayamayan bir acziyetle karşı karşıya kaldık..

Hiçbir şey yapmasalar..

Geçtiğimiz yılki araç sayısı ile.

Geçtiğimiz yılki (Aslında o da Ekrem’in başkan olduğu dönem ama. Daha 5 ay olmuştu, koltuğa oturalı. 5 ayda bozamamış olmalı. Daha sıhhatli rakamları, 2018’e baktığımızda göreceğiz) sefer sayısı ile bile hizmet veremeyen bir belediye anlayışı ile karşı karşıyayız..

Ekrem’in sözü ile bitirelim: 

“Susayım mı, yutkunayım mı?” 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ayhan

Sayın ımamogluna suikast yapsalar mutluluktan uçacaksın sayın yazar .

Eşraf

Ne sus nede yutkun, laik olduğunuz şekilde yönetirsiniz, kendi düşen ağlamaz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23