• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Milletin derdi can, Mor Çatı’nın derdi hap!

27 Mart 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Olağanüstü gelişmelerin yaşandığı günlerde, bir olaydan, iki olaydan hareketle genel çıkarımlarda bulunmak yanlış olabilir.

Bizi hataya götürebilir.

Ama olağan günlerde de.

Olağanüstü gelişmelerin yaşandığı şu günlerde de..

Bu milletin dertlerinden uzak bir söylem geliştirenlerin de, maskelerini indirmemiz, görevimiz olsa gerek.

Mesela Mor Çatı Derneği..

Eski dönemlerdeki tartışmaları bir kenara bırakalım..

Koronavirüs sebebi ile tüm milletin can derdine düştüğü şu günlerde bile..

Uğraştığı konulara bir bakar mısınız..

Kendilerine tatili ilan etmişler ama..

Aile Sağlığı merkezlerine tatili yasaklamışlar..

Sitelerine girdiğinizde, önce “Duyuru” ile karşılaşıyorsunuz..

Altında da..

“Koronavirüs salgını önlemi olarak bir süre merkezde olmayacağız” cümlesi ile giriş yapıp, sahadan kaçışın izahatını yapmışlar..

Kendileri sahada değiller..

İyi..

Ama bir de akıl vermeleri yok mu?

Başkalarına yeni yeni görevler biçmeleri yok mu?

İnsanı çıldırtıyorlar..

“Bir süre merkezde olmayacağız” diyorlar ama..

Devlete dayattıkları görevleri de, birer birer sıralamışlar.

Ne gibi görevler?

“Kadınların doğum kontrol yöntemlerine erişimini kısıtlama, cinsel ilişkiye zorlama (tecavüz) sık uygulanan şiddet biçimleri iken bu dönemde artış görülmesi riski bulunmaktadır. Bu nedenle kadınların rahatça şikayet edebilmesi ve gebeliği önleyebilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.”

Bunun devamında da ağızlarındaki baklayı çıkarıyorlar:

“Doğum kontrol hapları, ücretsiz dağıtılmalıdır.”

Affedersiniz beyler bayanlar..

Bu neyin kafasıdır?

Millet ne ile uğraşıyor.

Siz nelerle uğraşıyorsunuz?

“Millet bu salgından, can tehlikesine düşmeden nasıl kurtuluruz”u düşünüyor..

Evlilik içindeki istek dışı ilişki bile, artık ceza kanununa göre “tecavüz” olarak tanımlandığına göre..

Ve bu tür bir ilişki yaşandığında, zaten karşı cinsteki kişi 10 yıllık, 15 yıllık cezayı göze alması gerektiğine göre..

Böyle bir hukuki statüde, olsa olsa, gönüllü birlikteliklerin sonrasında gebe kalınmaması için, ücretsiz hap isteğinde bulunuyor, Mor Çatı Derneği!

Başka ne izahı var, bu akıl dışı isteğin..

Ücreti falan bir kenara..

Aile Sağlığı merkezleri, ölümüne bir mücadele içinde, vatandaşları salgından korumak için mücadele ederken..

Mor Çatı’nın kafası, hâlâ başka yerlerde..

Aynı Mor Çatı, bakın ahlaksızlıklara destek vermeyi nasıl sürdürüyor..

Aynı açıklamada, kadınların çıplak görüntülerinin, kendileri tarafından çekilmiş olsa bile, paylaşılması tehditi ile karşı karşı kalmaları ihtimalinde, “kadının kendi çıplak görüntüsünü çekip paylaşması”na hiçbir itirazda bulunmaksızın..

Paylaşımın yaygınlaştırılmasına yönelik tehditlerin sadece eleştirilmesi..

Mor Çatı’nın hangi kafaya hizmet ettiğini gösteriyor..

Kadın veya erkek, kendi çıplak görüntüsünü çeksin..

Buna itirazı yok, Mor Çatı’nın.

“Yapmayın” uyarısı yok..

“Yanlıştır” hatırlatması yok..

Ya ne uyarısı var?

“Kadın paylaşmış olsa bile, kendisi çekmiş olsa bile, onun yayılması ile devlet ölümüne mücadele etmeli” uyarısı var..

Evet, devlet onunla da mücadele etsin de..

Birazcık da, bu işin başlangıcındaki yanlışlara da dikkat çekilmesi, uyarı yapılması gerekmez mi?

Adeta şöyle düşünülüyor:

“Biz sosyal medyayı çıplak görüntü yuvası haline getirelim.. Ama bu arada, birileri bu zincire dahil olursa, onlarla mücadeleyi de, devlete yaptıralım.”

Oldu canım.
Devletin polisinin, savcısının, hakiminin şu kritik günlerde, başka işi gücü yok.

Siz keyfiniz için veya menfaatiniz için hatalar yapın. Bu hatalar size dönük zarara ulaşması halinde, devlet diğer görevlerini de bırakıp, sizinle uğraşsın..

Siz de..

O hataları yapanlara tek söz etmeden..

Devlete çağrıda bulunun: “Bu durumu düzeltmek sizin göreviniz!”

Nasıl bir kafa ile karşı karşıyayız, görüyor musunuz?

Ve bu kafa..

Şimdi geldiğimiz noktada.

Cezaevlerindeki insanların bir kısmının, cezalarında indirim yapılması çalışmasında..

Etraflarına başka kadın derneklerini de alıp.. Açıklama üstüne açıklama yapıyorlar.

Açıklama ne kelime..

Açıkça tehdit üzerine tehditte bulunuyorlar..

“Tecavüzcüye af mı olur” diye, gazetelere başlık attırıyorlar..

“Tecavüzcüye af olmaz!”

Nokta..

Ama sizin tecavüzcü olarak gösterdiğiniz kişi, gerçekte “tecavüzcü” değilse..

Avrupa’da, Amerika’da “tecavüz” olarak kabul edilmeyen bir fiil, sizin “hokus-pokus”larınızla, Türk ceza kanununa sokulmuş ise..

Daha net anlatalım..

Rıza dışı, küçücük bir cebir yok iken. İrade dışı bir birliktelik sözkonusu değil iken.. Sadece 15 yaşını doldurmadığı gerekçesi ile..

Başka ülkelerde bu sınır, kimisinde 14, hatta kimisinde 13 olduğu halde..

Normal evlilikler için, kanundaki düzenlemeyi bu yaşa kadar indirmeyebiliriz..

Her isteyen 14 yaşındaki kişinin evlenmesine “onay” vermeyebiliriz.

Ama istisnai olarak böyle bir evlilik ile karşılaştığımızda. Anne rızası var iken. Baba rızası var iken. Evlenen iki tarafın da rızası var iken..

Hatta bu birliktelikten çocuklar doğmuş ve aile devam ediyorsa..

Bu ilişkiyi, “tecavüz” olarak nitelendirmeye kimin hakkı olabilir?

Ki, Mor Çatı’nın da olsun..

Bugün cezaların infazında bazı indirimlere gidilmesi için yapılan çalışmada, siyasi iktidar yine, bu Mor Çatı’nın baskılarına boyun eğecek gibi görünüyor..

Tekrar altını çiziyorum.

Sonradan tehdit iddialarını da bertaraf etmek için..

Yargılama dosyalarında, eşlerin birbirinden şikayetçi olmadıkları, rızaları ile bir evlilik yaptıkları eski yıllardaki beyanlarında dosyaya intikal etmiş ise..

Bu kişiler için, önümüzdeki süreçte boşanmamaları şartı ile..

Ceza indirimi yapılması, adalete niye aykırı olsun..

Adalet, millet can derdi taşıyor iken.

Doğum hapı ücretsiz olsun diyenlerin elinde şekillenmemeli..

Ak Parti, yeni tartışmalara sebebiyet vermek istemiyor ise..

Mor Çatı’yı değil, mağdur aileleri dinlemelidir. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali beyyy

Kabaca söyleyecek olursak uyuşturucu suçundan 65 bin, hırsızlık suçundan 45 bin, yağma ve gasp suçundan da 25 bin civarında kişi cezaevlerinde bulunuyor. Cinayet suçundan ise yaklaşık 35 bin kişi cezaevinde bulunuyor. Birey ve topluma karşı en çok işlenen suçların sıralaması yapıldığında 170 bin kişilik bir hükümlü ve tutuklu çıkıyor karşımıza. Şimdi infaz yasası 2/3 uygulamasından ½ uygulamasına geçildiğine, denetimli serbestlik 1 yıldan 3 yıla kadar çekildiğinde uyuşturucu, hırsızlık, gasp ve cinayet suçlarının kısa ve orta vadede (özellikle de ortaya çıkan ekonomik durgunluk, işsizlik gibi bir vasatta) tekrar etmeyeceğini kim garanti edebilir? Bir ıslah politikası öngörülüyor mu, bilemiyoruz! Akla çok uygun gözüküyor ama “uyuşturucu baronu ile torbacı arasında infaz kanununda ayrım yapılacak” olması sokaklarda, okul önlerinde, mahalle kahvelerinde yani toplumun kılcal damarlarına kadar tanıyan pazarlama elemanlarına yeni imkânlar verilmiş olmaz mı? Tamam, bu öneriyi yine de yapıcı ve kazanıcı bir fırsat olarak görelim. Peki, bu durumda neden terör örgütü kurucusu ve yöneticisi ile üyeleri arasında bir fark görülmüyor bu düzenlemede? Örgüt üyesi olmak bir suçtur ama uyuşturucu, hırsızlık, gasp veya cinayet işlemek de değildir. Devlet, Toplumun Hakkından Feragat Edemez İnfaz yasasının kapsamı siyasi sorumluluk kadar ahlaki ve hukuki yükümlülükler de demektir ve bunlar ancak bir arada yürütüldüğü vakit sağlam adımlar atılmış olur. Kabul edelim ki, öncesiyle sonrasıyla 15 Temmuz travması son derece ağır bir imtihan süreciydi. Fakat ne olursa olsun bu çok yönlü kuşatmayı, çok boyutlu saldırıları püskürtecek bir irade sergileyebildik. Siyasal ve toplumsal iradenin gücünü ve meşruiyetini bir kenara bırakarak Fetö tehdidi takıntısıyla hareket edemeyiz. Nasıl ki Kemalist darbe tehdidini maziye gömüp atılacak adımlarda Kemalist darbe takıntısıyla hareket etmiyorsak Fetö mevzusuna da aynı şekilde muamele etmeliyiz. AK Parti açısından en önemli öncelik infaz yasasına ilişkin “şu tavizi alırsak bu tavizi veririz” gibi bir pazarlık sürecinin kapısını hiç aralamamaktır. Hükümlü ve tutuklu da olsalar cezaevlerindeki insanların ve ailelerinin hukukunu korumayı en önce AK Parti üstlenmek mecburiyetindedir. Toplumu ajite edecek, provokasyonlar tertiplemeye teşebbüs edecek kişi ve partiler çıkacaktır elbette ancak toplum eşitlik, adalet ve kuşatıcılık misyonuyla hareket eden bir siyasi iradeye her şeye rağmen sahip çıkacaktır. Covid-19 salgını başımıza birçok musibeti sarmasının yanında eğer hikmet ve güzel öğütle hareket edebilirsek kalpleri yumuşatmaya ve toplumsal dayanışmaya da vesile kılınabilir. Affetmek kesinlikle zaaf ve zayıflık belirtisi değil aksine eğer sorumluluklarımızı müdrik olursak doğruluk, iyilik ve güzellik yolunda yeni başlangıçlar ilan etmektir. Şunu unutmayalım ki; esas mesele kapasitesini çoktan aşmış cezaevlerini boşaltmak veya corona virüs sebebiyle doğacak büyük felaketleri önlemek değil toplumsal gerilimi düşürüp dayanışmayı kuvvetlendirmek için yeni bir fırsat oluşturmaktır. Cezaevlerini gazetecilere, akademisyenlere, muhalif siyasilere mekân yapan ülke pozisyonunu boşa çıkarmak, ancak infaz kanunuyla cezaevlerini boşaltabilen ülke tablosundan kurtulmak başkaları için değil bizim için önemli ve değerlidir. 60 yaş üstü olanları, kadınları ve hastaları öncelemek kaydıyla infaz kanununda yapılacak değişiklik, ev hapsi ve şartlı tahliye imkânlarını genişletmek bir takım riskler ihtiva etmekle beraber alınacak tedbirlerle pek çok faydaya tebdil edilebilir. İnfaz yasası siyasi partilerden önce toplumun vicdanını kazanmalı, kalıcı olduğu kadar adalete ve toplumsal maslahata da hizmet etmelidir. Devlet kendine karşı işlenen suçlara ilişkin indirim yapmadan asla ve kat’a fert ve topluma karşı işlenen suçlara ilişkin bir indirime de gitmemelidir. Devletin bekası fert ve toplumun hakkı, hukuku, güvenliği paspas edilerek temin edilemez.

Tata Tonga

Bilim kurulu üyesi prf. dr. Mehmet Ceyhan a sesini çıkarmaz ( mehmet Ceyhan'ın sözleri ile mor çatının sözleri aynı anlama geliyor, hatta mehmet Ceyhan'ın sözleri daha ağır! Mor Çatı baştan önlem alalım diyor Ceyhan açıl açık virüs gereğini yapıyor diyor! ) ama mor çatı olunca açıyor ağzını yumuyor gözünü! İşte ali denen adam bu! Bir de mücadelem islam üzerine diyor!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23