Üniversite sınavları ve gençlik
Üniversite sınavları yetenek ve bilgi ölçmüyor, sıralama yapıyor. Öğrencinin neyi ne kadar bildiği değil, kaçıncı sırada olduğu önemli. Her yıl üniversite sınavlarına yaklaşık 2.5 milyon öğrenci giriyor, bunun üçte biri üniversite ve yüksek okullara yerleşiyor, üçte ikisi dışarıda kalıyor.
Üniversite ve yüksek okullara yerleşti zannettiğimiz 950 bin civarındaki öğrencinin 600 bini yeniden üniversite sınavına giriyor ve bunların üçte biri yeniden üniversite ve yüksek okullara yerleşiyor.
Üniversite kapısındaki 600 bin kişilik öğrenci sarmalı en büyük problemlerden biri.
Hafta sonu TYT ve AYT sınavlarına girecek öğrencilere söyleyeceklerim var.
Sınavlara hazırlık uzun süreli bir çalışma ama bugünden cumartesiye kadar atılacak adımlar da son derece önemli.
Sınavları şans kapısı aralayan fırsatlar olarak görmek lazım. İyi hazırlanırsanız sınavlar sizi belirlediğiniz hedeflere daha hızlı götürür. Şans arabası bekler gibi sınavı beklemelisiniz.
Sınavda başarılı olma duygusu önemli, bunun heyecanını duymalısınız, önemli olan bu heyecanı yönetmek, kazanma heyecanınız olmazsa sınava gerekli önemi vermezsiniz ve titiz bir şekilde hazırlanmazsınız. Hâlbuki başarı için disiplinli ve programlı hazırlık şart.
Başarı gayrete âşıktır.
İnsan için sadece çalıştığının karşılığı vardır, buyurur Kur’an.
Başarı mutluluk verir fakat kar ve yağmur değildir, gökten yağmaz.
Başarı ter kokar ve bedel ister.
Başarılı olanlar çok değil planlı ve sürekli çalışıyorlar.
İyimser olmak ve kazanma ümidiyle gayret etmek önemli. Ümit ve iyimserlik insan zihnini diri tutar ve gayretini artırır.
Prensip olarak herkes benzer potansiyel ile sınava ve hayata hazırlanıyor. Herkesin bir beyni, iki eli, iki ayağı, bir yüreği var. Sınava girecek olsam kimseden bir eksiğim yok, kazanacak olanların benden bir fazlası yok diye düşünürüm.
Bir kişinin başardığını ikinci kişi de başarabilir, birisi yaptığına göre yapılabilir bir şey demektir.
Birinci kişinin ödediği bedeli, başarmak isteyen diğer kişinin de ödemesi şart.
Herkesin 24 saati var, sınavda başarılı olmak isteyenler zamanı verimli kullanmalı. Sınava girecek öğrencilerin cep telefonu oyunları, tv programları ve zaman öldürücü şeylerle ilgilerini kesmiş olmaları gerekir. Bizi geleceğe taşımayacak iş ve oyunlara zamanımızı kaptırmamalıyız.
Futbolda son dakika golleri vardır. Son dakika son şut gol olabilir. Onun için son gün son saate kadar kendimizi sınavda çıkacak konularla meşgul etmemizde fayda var.
Meşhur sözdür: Bir çivi bir nal kurtarır, bir nal bir at, bir at bir yiğit, bir yiğit vatan kurtarır.
Bir bilgi, bir formül bir soru, bir soru bir sınav kazandırır, bir sınav bir genç yetiştirir, bir genç kendini, ailesini ve memleketini kurtarır.
Çalışmayı bırakan kendisini faydasız kuruntu ve vehimlere kaptırabilir ki kendimizi meşgul ederek vehim ve kuruntuların önüne geçebiliriz.
Son yaptığımız deneme sınavları önemli. Onlara bakarak hangi derste ne gibi bir eksiğimiz olduğunu tespit eder ve eksiklerin telafisi için gayret ederiz. Özellikle sınavların yapılacağı saatlerde masaya oturup çalışmak, test çözmek ve konu çalışmak faydalıdır. Vücudu o saatte çalışmaya alıştırmak gerekir. Sınav saatinde çalışma alışkanlığı kazanmalıyız.
Sınav günü iyi bildiğimiz derslerden başlamalı. Kolay sorulara öncelik vermeli. Beyin başarıyı ödüllendirir. Soruları çözdükçe dopamin, endorfin, melatonin, serotonin gibi mutluluk veren sıvılar salgılar. Böylece insan mutlu olur ve zevkle çalışmaya devam eder.
Allah insan beynini öğrenme programlı yaratmış, kitaplar göndermiş, “Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!” buyurmuş. Beyinde ilim öğrenmeyi ödüllendiren bir sistem kurmuş, okuyup öğrendikçe beyin mutluluk veren sıvılar salgılıyor, böylece öğrenmeyi, başarıyı, iyilik yapmayı ödüllendiriyor.
Öğrenme, başarı olmaz, insan iyilik yapmazsa da beyin mutluluk veren sıvıları salgılamayı durduruyor. Böylece beyin tembelliği ve kötülüğü cezalandırıyor.
Okumak, öğrenmek, başarmak, iyilik yapmak Allah’ın emridir, Allah emirlerine uyanları ödüllendiriyor; uymayanları dünyada iken bile cezalandırıyor.
Öğrenmeyi, ders çalışmayı, iyilik yapmayı ibadet kabul etmek gerekir, bunlar sevaptır. Sınavda istenilen sonuca ulaşılmasa bile çalışma boşa gitti denemez, sevap kazanmak ahiretimiz ve mutluluğumuz için çok önemli. Ayrıca bilgi beyin vitaminidir, öğrenmek zekâyı geliştirir.
Bütün bunlara rağmen üniversite sınavlarında istediğimiz yeri tutturamayabiliriz. O zaman üniversite kapısında beklemek yerine bir mesleğe yönelmeyi tavsiye ederim. Neticede gençlerimizin üçte ikisi üniversite ve yüksek okullarda yer olmadığı için dışarıda kalacak.
Ülkemizde meslek lisesi mezunları, genel liselilere göre daha kolay iş buluyor ve daha yüksek ücretle çalışıyor.
Sınav sonucu yükseköğretimde yer alamayacakların bilgisayar, elektrik, elektronik, kodlama, yazılım, tavukçuluk, seracılık, hayvancılık gibi sanat ve mesleklere yönelmelerini tavsiye ederim.
Japonya, Almanya, Avusturya, Finlandiya, Çekya gibi ülkeler meslek eğitimi veren okullara daha çok kaynak aktarıyor; ülke olarak bizim de gençlerimizi genel liseler yerine meslek liselerine yönlendirmemiz ve buralardaki meslek eğitimini uygulamalı ve kaliteli hâle getirmemiz şart.
Beyin Vitamini: Sınava iyi hazırlanamadığını düşünen ve başarıya odaklanmak isteyenlere Başarıya Koşan Bilge Genç, Sınav Stresini Yenme Sanatı, Başarıya Götüren Yol isimli Ensar Neşriyat tarafından yayınlanan kitaplarımı tavsiye ederim. (02124199103; [email protected] )