• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

Kur’ân’da Dost ve Düşman

27 Nisan 2021
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

“Kur’an ayı” olan Ramazan-ı Şerif’te daha bir dikkatle ve hikmetle okumaya çalıştığımız Kur’an-ı Kerim, Türkiye ve dünya Müslümanları olarak dostlarımızı da düşmanlarımızı da bizlere tanıtır; böylece Allah’ın Dinine ve müminlere düşman olanların kurdukları şeytani tuzakları da deşifre eder. Şimdi gelin, Kıyamet’e dek yolumuzu aydınlatacak olan Kur’an’ın bazı ayetleri ışığında bu hakikati anlamaya çalışalım:

Öncelikle, kalpleri müminlere karşı büyük bir öfke ve kinle dolu olup onlara kötülük yapmak için her fırsatı değerlendiren İslâm düşmanlarının deşifre edildiği Âl-i İmran suresinin 118-120. ayetlerini görelim:

“Ey iman edenler! Sizden olmayanları dost/sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan asla geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından öfke/nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız!

“Siz onları seven kimselersiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman ‘inandık’ diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: ‘Öfkenizden ölün/çatlayın!’ Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir.”

Size bir iyilik gelirse bu onları üzer ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.” 

Kur’ân-ı Kerim, Müslümanlar aleyhine haince plânlar kuran İslam düşmanı kâfirleri ve onlarla iş birliği yapan münafık taifesini asla “dost/veli ve sırdaş edinmemeleri” konusunda müminleri ısrarla uyarır: 

“Müminler, sakın müminleri bırakıp da kâfirleri dost/veli edinmesinler. Kim böyle yaparsa, artık onun Allah ile irtibatı tamamen kopmuş olur. Ancak kâfirlerden (gelebilecek tehlikelerden) korunmak içinölçülü bir dostlukkurabilirsiniz. Yine de Allah sizi azabından sakındırıyor…” (Âl-i İmran 3/28; ayrıca bak. Nisa 4/144) 

“Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları dost/veli edinmeyin. Çünkü onlar birbirinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse, kesinlikle onlardan olur…” (Maide 5/51). 

İslam düşmanlarının müminlere kin duymalarının nedeni ise müminlerin; “Allah’a, Kur’ân’a ve daha önce indirilen vahiylere iman etmeleri”dir (Maide 5/59). “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için eza-cefa gören, yurtlarından sürülüp öldürülen müminler Kur’ân’da sıkça zikredilir (Hacc 22/40; Mümin 40/28; Burûc 85/1-9 vd.). 

Şimdi bu ayetler ışığında son zamanlarda olup biten bazı gelişmeleri anlamaya çalışalım:

Türkiye’nin uzun ve derin bir kopuşun ardından son yıllarda kadim İslami değerlerine ve kendi tarihi köklerine sahip çıkmaya başlaması ve bu yönde önemli ve belirleyici stratejik hamleler yapması, ABD-Batı merkezli egemen sömürgeci güçleri ciddi anlamda rahatsız etmiş bulunuyor. Hemen söyleyelim:

ABD Başkanı Biden’ın 1915 olaylarını yıllar sonra tekrar gündeme taşımasının ardında, Azerbaycan’ın Türkiye desteğiyle kazandığı Karabağ zaferinin, Türkiye’nin ülke savunması için İHA ve SİHA gibi gelişmiş silahlar üretip ABD’ye rağmen Rusya’dan S-400’ler almasının, Suriye’de ABD ile karşı karşıya gelmesinin “kuyruk acısı”nı görmemek mümkün mü? Bunlara Türkiye’nin önce Libya ve şimdi de Mısır ile kurduğu ilişkileri, Kıbrıs’ta varlığını pekiştirmesini, Balkanlardan Kafkaslara ve Asya’dan Afrika’ya uzanan gönül coğrafyamızda attığı önemli ve etkin adımları da eklersek, şer odakların öfkeleri ağızlarından taşmaz mı?

Bilinmelidir ki; devletler arası ilişkiler ekonomik ve stratejik çıkarlar öncelikli ise de dini ve kültürel değerler dünyasında meydana gelen gelişmeler, bütün ilişkileri derinden etkiler ve şekillendirir. Mesela; İslam Birliği’nin yeniden kurulmasının dünyadaki tüm dengeleri nasıl altüst edebileceğini düşmanlarımız dostlarımızdan daha iyi biliyorlar; birliğin kuruluşunu önlemek için de her türlü sinsi planı uyguluyorlar.

Bu süreçte, düşmanlarımızı tanıdığımız kadar dostlarımızı da çok iyi tanımalıyız. Rabbimiz buyuruyor:

“Sizin dostunuz/veliniz ancak Allah’tır, Resulüdür ve iman edenlerdir; onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazlarını dosdoğru kılarlar ve zekâtlarını tam verirler.” “Kim Allah’ı, Resulünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) galip gelecek olanlar Allah’ın taraftarlarıdır.” (Mâide 5/55-56)

Müslümanlar olarak, olup bitenleri Kur’an’ın şaşmaz ölçüleri ışında okur, dostumuzu düşmanımızı doğru tanır ve ilahi talimatlara uyarsak, Allah’ın yardımı bizimledir ve galip olan sadece Allah Teâlâ’dır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Metin

Muhterem kardeşim, Allah razı olsun sizden. Güncel bir konu hakkında hayat ve ahiret rehberi olan Kuran'ı kerimden ibret ve hikmet işaretlerini sunmak elbette haktır. Ama Kitap nerede, biz neredeyiz! İlim ve basiret sahibi olan herkes açıkça görüyor ki, düşmanlar ve gayrımüslimler bizden daha cesur, daha dürüst oynuyor. Onlar davalarından zerre kadar taviz vermeden bizi ablukaya almaya devam ediyor. İçerden ve dışarıdan! İza cae nasrullahi vel feth! Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah.

Mustafa

Diyenet hırsız dolandırıcı nın cenazesini kıldırmasin Çalıntı malı satın almak ne ise hırsızın canaze namazını kıldıramak aynıdır. Hırsız dolandırıcı nın cenazesini kıldığın da kıldırdığın o kişiyi onure etmiştir. Borcu kabul eden kıldırsın. Ölen Hırsız dolandırıcı nın Ailesinden başkası bilerek kılmaz kılamaz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23