• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Taatil sana çok yakışıyooo

Yeniakit Publisher
2020-02-27 13:55:00 -
Taatil sana çok yakışıyooo

Gazetemiz okurlarından Hayri Özdemir, "Taatil sana çok yakışıyooo" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Hayri Özdemir/İstanbul

2019 yılının ılık bir haziran günü bu şehri İstanbul üzerine tıpkı bir güneş gibi doğarak bizleri aydınlatan, sevinçten hoplatan, zıplatan, kudurtan, yerimizden sıçratan kibirli laf ebesi, tonton, ablak suratlı, zoraki gülümseyen, lafı kodu mu oturtan, mutlu, tuzu kuru, ehli keyf, sinirli, terli çocuk; Dersaadet’in şeyhülbeledi, seçilmiş şehremini (ondan öncekiler Golden çikletinden çıkarlardı oldum olası) Erzurum’a kayağa giderken Elaziz şehrine de bir uğramış, bakmış ki bütün hizmetleri, yardımları hep kendisi ve fırkasına mensup meslektaşları ve yoldaşları yapıyor. Bakmış ki zaten bu ırsız ağkeğpeğliler hiçbir şey yapmıyor. Oradan yoluna devam edip Tunceli’de kaybolan kızın bulunması için de gerekli talimatları vermiş ve yoluna devam etmiş. (Bunların İsmet paşası da 1939 Erzincan depreminde beyaz treninde poker oynayarak oraya gitmiş, trenin önüne kadar inmiş, acıyla boynuna sarılan ya da poz verdirilen bir yaşlı kadıncağız ile resim çektirmiş, Erzincan’ın dertlerine deva(!) olmuş ve dönmüştü.) Şuradan buradan çıkan çatlak seslilere de doğanın güzelliklerinden faydalanmak gerektiğini söylemiş. O değil mi ki gelişinden 2-3 ay sonra İstanbul halkına pardon kendi seçmenlerinin oy deposu bir seçkinler beldesine orman armağan eden. Çinliler bir haftada hastane, gökdelen yapar da CHP’li büyüklerimiz birkaç ayda orman yetiştiremez mi? İsterlerse bir gece orman yakar pardon orman yapar onlar. Zaten en doğruyu onlar bilir, onlar hiç yanlış yapmazlar, onlar hiç haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk, partizanlık yapmazlar, ırsız ağkeğpeğlilere, ağabeyleri gereken cevabı hemen yapıştırmışlar. Ailesine karşı sorumlulukları olduğunu, İstanbul’da yağma, kadrolaşma, işçi kıyımı, yandaşlara ballı ihaleler furyasının pardon hizmetlerin aksamadan sürmekte olduğunu söylemişler. Gözümüzün nuru, koçumuz, aslanımız, kaplanımız, leoparımız, parsımız, jaguarımıza laf söyleyen haset, fesat, müfteri taifesi de popolarının üzerine oturuvermişler. Zaten onların CHP ile çene yarıştıracak laf ebeleri ve kalemşörleri henüz daha analarından doğmamış, doğacağı da yokmuş. Bu memlekette CHP’liler 90 küsur yıldır hep üstte, hep en önde imiş, onlar zeytinyağı gibi hep suyun üstüne çıkarlarmış. Hem ne olmuş, bu kış günü Marmaris, Bodrum, Fethiye ya da birtakım gizli kapaklı pardon önemli ve yararlı görüşmeler yaptığı Avrupa şehirlerine gidecek hali yok. Gerekirse oralara da gider. Yazın yazlıklara, kışın kışlıklara. Çocuk demedi mi “Her şey çok güzel olacak.” Siz kendiniz için mi anlamıştınız, ah bağışlayın çok safsınız, tümevarım CHP’lileri ve kandırılmış bizim birtakım yüzergezer tipler. Ailesine karşı sorumluluk dediniz de aklımıza geldi. Eski İran şahı Rıza Pehlevi’ye de bu mevsimlerde sevgili ailesi ile birlikte İran’da Elbruz dağları yetmezdi de İsviçre’nin meşhur kayak merkezlerinden St. Moritz’e giderdi, giderken de Yeşilköy’e uğrar (o zamanlar Kenan Evren henüz darbe yapmamıştı, havaalanının adını değiştirmek gibi milletimize büyük bir hizmet de armağan etmemişti, kim bilir henüz yüzbaşı mı idi, yarbay mı idi o tarihlerde) istirahat buyurur, Türkiye için de bir iki cilalı laf sarf ederdi. Aslında onun Türkiye’yi hiç sevmediğini 50’li yıllarda birkaç yıl süre ile Tahran’da bulunmuş olan rahmetli Prof. Dr. Ali Alparslan bize aktarmıştı. Söylendiğine göre ABD, Menderes’in devrileceğini ona bildirmişti, gerçi idamları önlemek, İran’da onu barındırmak için çabada bulunduğu da söylenir. Kraliçe II. Elizabeth de o aralar İran’a giderken Esenboğa’da Cemal Gürsel’le buluşup bu meyanda ricada bulunmuştu. İÜ Hukuk Fakültesi’nin anlı şanlı Ord. Prof.’ları, Doçent’leri Hüseyin Naili Kübalı, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Sıddık Sami Onar (rektör), Tarık Zafer Tunaya, Sulhi Dönmezer vs.den akıl alan katil MBK (onu da araştırın artık, internette hep başka şeylerle fingir fingir) onları yok etmeyi kafasına koymuştu. İçeriden CHP, basın, sermaye, ordu, sivil bürokrasi, dışarıdan ABD, İngiltere, Mısır, Yunanistan, İran, İsrail, Kıbrıs Rumları memnundular (1960’tan bahsediyorum).

Ne demiştin: “Tatil bana yakışıyor”. Ne doğru söyledin Seni gaza getirdiler, hizmet mahalline itiverdiler. Kindar Kemal’ler, Baş’lar, proje Meral’ler, ajan Fetoşkalar, bölücü HDPKK’lılar. Köyüne dayıoğlunu muhtar seçtirmek için tin tin giden idraksizler, gafiller, hiçbir zaman muhafazakârlara rey vermeyen, dindarın dindarlığını beğenmeyip, dinsizin yolunu açan Süleymancılar, CHP’nin kemik seçkinleri, yalan ve iftira makinesi Sözcü, Korkusuz, Cumhuriyet vs. mevkuteleri, Yahudi / Amerikan kanalizasyonu Fox ve benzerleri, sokakta, kapıda, bacada, her yerde beyin yıkayan 150 bin civarında orta yaşlı CHP militanı boyalı saçlı, okumuş yazmış kadınlar, sandıkbaşı teröristleri, daha neler neler... Bir de ABD ekonomik saldırısı, ardından soğan-patates krizi ve hepsinden önemlisi mağdurdan (ya da mağdur numarasını hem de kuyruğu hep dik tutarak yapan bu güruhtan) yana tavır alan Türk halkının yüce feraseti ile başımıza lök gibi geldin oturdun. Hâlbuki ne güzel tatlı hayatın vardı. Yap-satçılığa devam, Beylikdüzü’nü parselle, o nezih yerde başkanlığı sürdür, tatlı, lüks, konforlu, mutlu hayata devam edecektin. 16 milyonluk şehrin hizmet yükünü bırakacaktın Binali bey’e. O Türkiye’ye yaptığı sayısız eser ve hizmetleri (Kokoşkalar ne yaptın ne yaptın dediler onun pankartlarına küfrederek) burada da sürdürecekti, hem onlar bidon kafalı, çizgili pijamalı ayılar(!) tarafından seçildikleri için seçmenleri gibi ne Marmaris’te denize girerler, ne Erzurum’da kayak yaparlar, hizmet için terlerlerdi, pardon sizin seçkinlerinize göre çalar, çırpar, kanımızı emerlerdi. Onlar papyon bile takmazlar, eşleri muhterem Melanie Trump pardon Dilek İmamoğlu gibi siyah dantel yakalı zarif gece elbiseleri bile giymezlerdi, eski Sivas şehremini Temel amca; nasıldı Cumhuriyet balosundaki kıyafetler, enfes, çağdaş, muhteşem di mi, olsun yüreğiniz biraz soğudu ya bu da yeter. Tayyip ve adamlarına oh olsun, onlara ders verdiniz ya, Cumhuriyet baloları, konserler bile sizi mutlu etmiştir. Süleymancı kardeşler siz de ne kadar mutlusunuz bunlar ne yaparsa yapsın, ayağınıza diken misali batan ağkeğpeğden iyidir. Ders veriyorsunuz ders veriyorsunuz, haberiniz yok kendinize de kendinize de. Ayılamadınız hâlâ

Remzi dayı sen de bir daha ki seçimlerde biraderin büyük oğlunu muhtar seçtirmek için İstanbul’u, Ankara’yı senin yüz seksen derece zıttın bu zihniyeti ödüllendirmek pahasına yine köye yazıl, aman muhtarlık aşağı mahalleden Hüseyin’in bacanağına gitmesin.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23