Gazetemiz okurlarından Mesut Yücetürk, "Korkaklar neden korkarlar?" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Mesut Yücetürk/Kayseri
Korku, fıtri bir duygudur. Her şey zıttı ile kaim olduğu için gereklidir. Her canlıda mevcuttur. Bitkilerde bile. Çünki, her canlı hayatını idame etmek üzere programlanmıştır. Korku bir sigortadır. Tehlike anında sahibini ikaz eder, kalb ritmi artar, adrenalin salgılar vücut, tedbirini al der. Her olumlu duygu gibi, olumsuz duygular insan fıtratında mevcuttur. Günah-sevab gibi, iyi-kötü, doğru-yanlış, gazap-merhamet, korku-cesaret gibi. Hasılı, korku insani bir davranıştır. Kişi olumsuz duyguları baskılandığı müddetçe başarılı olur. Mutluluğa, hazza ulaşır. Hepimiz aslandan korkarız, bu normal bir reflekstir. Ancak korku; tabiat haline, bir davranış kalıbı haline gelmişse yani korkaksa o kişi hayatta hiç başarılı olamaz. Çünki, eziktir. Korkusu, cesaretine galip gelmiştir. Kişiliği silik, özgüvenleri yoktur. Ve hatta, imani zaafları olduğunu söylersek abartmış olmayız. Çünki, “Korkaklar zafer anıtı dikemez!” der, Şair Yusuf Tuna şiirinde. Korkaklığı bundan güzel anlatan bir söz var mı bilmiyorum. Peki, korkaklar neden korkarlar? Kimi, ölümden. Kimi malını, menfaatini kaybetmekten. Kimi makamını kaybetmekten. Kimi de ikbalini kaybetmekten korkarlar. Sözün özü; başta korkaklık olmak üzere tüm olumsuz duygularımızı baskılıyalım, olumlu duygularımızı öne çıkaralım. Ki, erdemli bir insan olma yolunda bir adım atmış olalım, insanlık adına!..