• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'Kılıçdaroğlu mu, Karamollaoğlu mu, Akşener mi?'

Yeniakit Publisher
2021-07-29 16:53:00 -
'Kılıçdaroğlu mu, Karamollaoğlu mu, Akşener mi?'

Gazetemiz okurlarından İdris Günaydın "Kılıçdaroğlu mu, Karamollaoğlu mu, Akşener mi?” başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Ya Rab! Bu aciz kuluna kurban kesmeyi nasip ettiğin için sana şükürler olsun.

Ya Rab! Kurban paramı bana veren bir devlette yaşattığın için sana şükürler olsun.

Ya Rab! Ramazan da bayram harçlığımı, kurbanda kurban paramı veren bir hükümet nasip ettiğin için sana şükürler olsun.

Ya Rab! Kurbanımdan sekiz kişiye pay vermeyi nasip ettiğin için sana şükürler olsun.

Ya Rab! Kurban paylarımı fıkıh kitaplarında tanımlanan ölçülere uygun fakirlere değil, aslında zengin ama el an muhtaç kişilere nasip ettiğin için sana şükürler olsun.

Ya Rab! Zekat verecek, fitre verecek, kurban payı verecek derecede fıkıh kitaplarında tanımlanan ölçülere uygun bir fakir bulunamayacak kadar bu milleti zenginleştirdiğin için sana şükürler olsun.

SEKİZ KİŞİYE PAY VERDİM AMA

ZENGİNDİLER...

Tarihte ilk kez Halife Ömer b. Abdülaziz döneminde zekat verecek fakir bulunamamıştır. Müslümanlar o kadar zenginleşmiştir...

Ben de Kurban yaklaşırken pay verecek kişiler aradım. Şu soruyu sordum:

-Kurban kesecek misiniz?

Hayır diyenlere pay verdim. Verdim ama durumları fıkıh kitaplarının tanımladığı ölçüde fakir değildi.

1. PAY: Bir gün bir tanıdıktan telefon aldım. Muhtaç bir aileden bahsetti. Evinde çekyat ve gardrop ihtiyacı olduğunu söyledi. Bir grup arkadaşla organize olduk.

Parasını topladık ve ürünleri gönderdik. Götürenlerden biri de oğlum.

Oğlum dönüşte dedi ki; baba, eğer bu aile fakir ise biz onlardan daha fakiriz! Evlerindeki eşya bizim evdekine üç çeker?!

İşte bu aileye pay verdim...

2. PAY: İstanbul’da işi bozulmuş, Giresun’a yerleşip bir terzi atölyesi açmış, vaktiyle tekstil atölyesi bile varmış fakat zamanla bunu kaybetmiş, şimdilerde pandemiden ötürü... Bir de iş yeri yeni oluşundan işleri açılmamış bir müşterime pay verdim.

3. PAY: Vaktiyle büyük paralara hükmeden fakat daha sonra bunları kaybeden, bir trilyondan fazla alacağı olduğu halde alamayan, zor duruma düşmüş bir müşterime pay verdim.

4. PAY: Eşi ölmüş, dört çocuğuyla yaşayan, kendisi emlak işiyle de az çok uğraştığı halde son zamanlarda iş yapmayan, kızı da çalışan lakin kurban kesemeyen bir müşterime pay verdim.

Kurban Bayramı’nda talihsiz bir olay yaşamışlar: kayın pederi kurban kesiyor ve hatırı sayılır bir pay veriyor kendisine. Ama sonra görüyorlar ki; et yer yer çürümüş. Biraz daha incelediklerinde anlıyorlar ki kurbanlığın sahibinin et tutsun diye vurduğu hormon iğnelerinin yerlerinden çürümeye ve delik oluşmaya başlamış et. Kesen kasabın tavsiyesine uyarak çöpe atmışlar.

İşte bunun için pay verdim..

5. PAY: Afganlı bir grup genç. Koltuk kanepe imalatı yapıyorlar. Ortaklarından ayrılıp yeni işe başladıkları için imkanları kıt.

Sordum: Kurban kesiyor musunuz?

Bu sene kesemiyoruz cevabı üzerine onlara pay ayırdım. Haber verdim, adres belirttim. Gelip almadılar. Bir gün en az on kez aradım cevap vermediler. Bunun üzerine etin emanet olarak bulunduğu market, çalışanlarından üç kişiye pay dağıttı.

Gördünüz memleketimizin fakirlerini... Ama bu bir gerçek ..

Kendi köyümde bir sondaj yaptım. Muhtemel fakir olabileceğini düşündüklerim ya kurbanda mal satıyormuş ya da maaşlı imiş.

İşte memleketimizin muhtaçları...

Bir gün para istemeye yaşlı bir dilenci kadın geldi. Kocasının maaşı yetmiyormuş. Çocukları sahip cıkmıyormuş!

Mümkündür, olabilir.

Allah malın da, ömrün de, evladın da hayırlısını versin.

Boş göndermedim lakin dedim ki; bana mahalle muhtarınızın telini getir. Muhtara soracağım. Eğer gerçekten muhtaç isen sana çok çok ciddi yardım yapacağım..

Tamam dedi gitti.

Günler sonra Soğuksu camii yanında yine yanıma geldi elini uzattı.

Hatırlattım muhtarı. Tamam dedi ayrıldı.

Aradan birkaç gün geçti, mağazaya tekrar geldi.

Muhtarı hatırlattım. Teli öbür çantada unuttuğunu söyledi.

Daha yardım yapmadım. Önce muhtarın teli dedim. Çıktı.

O esnada yanımda bulunan misafirim:

-Ben tanıyorum bu hanımı. Para toplar, falanca pastahanenin yanında akşama kadar sigara içer, dedi.

Fakir falan da değil. Çocukları da yanında!..

İşte bu ülkenin dilencisi...

Zemmetmiyorum; şükrediyorum.

Rabbim! Bana verdiğin nimetin on katı fazlasını olmayanlara ver. Benim durumumdan daha düşük olanlara ver.

Kendinden başka kimseye kullarını muhtaç etme.

Rabbim! Bu memlekete ve tüm insanlığa zenginlik üstüne zenginlik ver lakin şükretmeyi de nasip eyle.

VE; tüm bu zenginliği göremeyen, idrak edemeyen veya inkar eden nankörleri ıslah eyle. Ya Rab!

Recep Tayyip Erdoğan kuluna da güç ve kuvvet ver. Köy yollarında, ev kapılarında, harmanlarda araçtan eve gitmeye, ileri geçmeye... Tabir yerinde ise nefes almaya imkan yok.

Eğer Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete daha fazla güç vermezsen bu yolları kim genişletecek?

Kılıçdaroğlu mu, Karamollaoğlu mu, Akşener mi?

Bu milletin çoğunluğunun kalbine feraset koyduğun için, gözlerine basiret verdiğin için sana şükürler olsun.

İnandık iman ettik: “Oku attığın zaman sen atmadın Allah attı.” Kur’an-ı Kerim.

Sana şükürler olsun Allah’ım.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23