• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'Güçlendirilmiş parlamenter sistem algısı tuzağı'

Yeniakit Publisher
2021-10-21 11:08:00 -
'Güçlendirilmiş parlamenter sistem algısı tuzağı'

Gazetemiz okurlarından Lütfü Caner "Güçlendirilmiş parlamenter sistem algısı tuzağı” başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Türkiye’nin 1946’da, Amerika’nın telkinleri ve dayatması ile parlamenter sisteme geçmesi ve 2016’ya kadar hangi badirelerden geçtiğini yaşı müsait olanlarımız çok iyi biliyor. Amerika’nın 1946 öncesi Sovyet Rusya’nın yayılmacı politikası korkusu ile Ortadoğu’daki mevzilerini ve sömürü alanlarını kaybetmemek için adeta bir ileri karakol görevi vermek istediği Türkiye’yi istediği gibi daha rahat yönetmek için, parçala böl yönet mantığından hareket ederek, (demokrasi maskesi) ile çok partili sisteme geçme telkinlerinden bulunarak, perde gerisinde adeta bu duruma Türkiye’yi zorladı ve 1946’da asıl amacına ulaştı.

Görünürde sözde Türkiye çok partili sisteme yani demokrasiye geçmişti. Fakat her ne hikmetse; Amerika’nın sözde Türkiye’ye getirdiği demokrasi; daha 15. yılını doldurmadan 1960 darbesi ile Türkiye’nin Başbakanı Adnan Menderes ve iki bakanın idam fermanını imzalamıştı…

Amerika (NATO) şemsiyesi maskesi ile ve ayrıca içeride satın aldığı sermaye ağaları ve yıllardır içimizde beslediği yazılı basın ve görsel medya ile Türkiye siyasetini istediği gibi dizayn etmeyi perde gerisinde yıllarca çok başarılı iyi bir şekilde sürdürmeyi başardı.

1960’tan itibaren her 10 yılda bir Türkiye’de perde gerisinde yaptırdığı darbelerle amacına ulaşan Amerika, 15 Temmuz darbesi ile son noktayı koymak istedi, fakat bu defa karşısındaki lider, (öyle höt deyince) şapkasını alıp gidecek bir lider değildi. Evet, Amerika’nın 15 Temmuz gecesi Fetö’cü bir darbe ile devirip 2023 seçimleri gelmeden Türkiye’yi bir yüz yıl daha adeta bir sömürge gibi teslim almak istediği Türkiye’nin başında o gece milletin % 52 oy ile seçtiği halkın içinde gelen R. Tayyip Erdoğan vardı. Erdoğan geçmişte bazı liderlerin darbeler karşısında yaptığı gibi, şapkasını alıp gitmedi ve vatansever tüm halkını meydanlara davet ederek darbecilere fırsat vermedi ve Türkiye’nin bir yüz yıl daha Amerika’nın ve Batının sömürgesi olmasına milletimizle beraber izin vermedi…

Allah korusun; eğer 15 Temmuz gecesi Amerikan destekli FETÖ’CÜ darbe başarılı olsaydı; o gece Türkiye üçe bölünecekti.

1-Evet, Amerika birkaç gün içinde Birleşmiş Milletler’i ve NATO’yu toplantıya çağırıp, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Kürtlere özgürlük adı altında, yıllardır İsrail’in kurmak istediği (ikinci büyük İsrail Ermeni PKK Kürt devletini kuracaklardı. NATO ve Birleşmiş Milletler de jet hızı ile bunu bir oldu bitti’ye getirerek imzalayacaklardı…

2- Ankara, Eskişehir, Konya ve çevresindeki birkaç il için ise, buyurun burası da sizin Türk devletiniz diyeceklerdi ve Amerika başta olmak üzere bütün (Hıristiyan devletler jet hızı ile Amerika’nın) her istediğini hemen imzalayacaklardı. Çünkü yüz yıldır istedikleri fırsat ellerine geçmişti…

3- Evet, dediğimiz gibi eğer o gece darbe başarılı olsaydı, Marmara bölgesi, İstanbul, Ege bölgesi ise, Amerika’nın bir ileri karakolu misali, Ortadoğu ve bölgeyi idare eden Avrupa devletlerinin bir ( FİNANS ) merkezi ve devleti olacaktı.

İşte maalesef ne yazık ki, milletimizin önemli bir bölümü 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin nasıl bir tehlikenin eşiğinden döndüğünün halen farkında değildir.
Aziz milletimiz mutlaka ama mutlaka bu gerçeğin farkına varmalıdır. Amerika son 80 yıldır darbelerle, kaos planları ile terör ile dolar kuru oyunları ile amacına ulaşamayınca; son bir hamle olarak, Türkiye’de 2023 seçimleri gerçekleşmeden önce; Erdoğan’ı devirmek için, Türkiye’deki bazı siyasi muhalefet partileri ile kol kola hareket etmeye başladı.

Son 19 yıldır R. Tayyip Erdoğan’ın karşısında bütün seçimleri kaybeden Türkiye’nin bazı siyasi muhalefet partileri Amerika’nın yapılan son seçimleri öncesinde, yeni başkanı Joe Biden bir açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak şöyle demişti? Türkiye’nin iç işlerine müdahale edeceğini belirterek, “Erdoğan’ı seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğim” sözlerine Türkiye’deki bazı muhalefet partileri bayağı umut bağladılar…

Evet, açık ve net olarak söylüyoruz: Türkiye’de son 38 yıldır asker, polis, korucu ve sivil vatandaşlar olmak üzere en az 50 bin insanımızı (ŞEHİT) eden terör örgütleri PKK başta olmak üzere, terör örgütlerine terör örgütü diyemeyen bazı siyasi muhalefet partileri, tüm umutlarını Amerika’nın yeni başkanı Joe Biden’ın Amerika seçimleri öncesi, “Erdoğan’ı seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğim” açıklamasına umut bağlayarak ve birde buna (güçlendirilmiş parlamenter sistem) yalanını ekleyerek, acaba milleti nasıl kandırabiliriz düşüncesi ile gündemi kendi lehlerine çevirmenin çabası içindedir bazı siyasi muhalefet partileri...

İsterseniz bu bazı siyasi muhalefet partilerinin bir umut olarak milletimize sunmaya çalıştıkları ve 71 yıl boyunca Türkiye’nin Amerika Batı Dünyası ve İsrail’in adeta bir sömürü alanı olduğu PARLAMENTER sistemdeki geçmiş Türkiye manzaralarına şöyle bir göz atalım:

Evet, Türkiye’nin yıllarca koalisyon belası yüzünden darbelere, istikrarsızlığa, vesayete, hantal bürokrasiye ve borca battığı o yılları her ne kadar milletimizden saklamaya çalışsalar da; milletimiz o yılları asla unutmadı!..

İŞTE TÜRKİYE’NİN PARLAMENTER SİSTEMLE YÖNETİLDİĞİ 71 YILLIK BAZI HÜKÜMETLER DÖNEMİ:

48. Hükümet: 150 gün sürdü.
49. Hükümet: 1,5 yıl sürdü.
50. Hükümet:2 yıl sürdü.
51. Hükümet: 25 gün sürdü.
52. Hükümet: 128 gün sürdü.
53. Hükümet: 114 gün sürdü.
54. Hükümet:1 yıl sürdü.
55. Hükümet: 1.5 yıl sürdü.
56. Hükümet: 137 gün sürdü.

Türkiye 28 kez koalisyonlarla karşı karşıya kaldı ve sadece 1991 ve 1999 yılları arasında 28 Şubat darbe süreci dâhil, 8.5 yılda 8 farklı koalisyon ve azınlık hükümeti ile Türkiye 2002’ye kadar cumhuriyet tarihinin en büyük istikrarsızlığına ve büyük bir borca saplandı. Ve ayrıca 2002 öncesi 24 banka battı ve basında çıkan bazı haberlere göre, iç ve dış borç olarak, Türkiye’nin borcu 2002 yılı sonunda 300 milyar dolara ulaştı ve üç Kasım 2002 yılında iktidara gelen Ak Parti, 24 bankası batmış ve daha iki bankanın ise ne olduğu belli olmayan 300 milyar dolara yakın büyük bir borç yükü ile karşılaştı…

İşte şimdi CHP ve İYİ PARTİ, Türkiye’nin geçmişinde böylesine berbat bir parlamenter sistem dönemini allayıp pullayıp acaba milleti bir daha nasıl kandırabiliriz çabası içinde ille de parlamenter sisteme dönelim diye bu milleti resmen enayi yerine koymaya çalışıyorlar… Allah bu söz konusu muhalefet partilerinin şerrinden milletimizi korusun.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23