Gazetemiz okurlarından Güngör Büyükçınar, "Faiz demek bela demektir" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Güngör Büyükçınar
Bakın biz ülkemizde doları, euroyu düşürmek istiyorsak, önce mutlaka faiz belasını bütün ülkede sıfıra doğru kesinlikle indirmemiz gerekir. Faiz sıfıra indiği zaman enflasyon o da sıfıra doğru inecektir. Bir ülkede ekonominin bozulması enflasyonun yükselmesinin tek sebebi faizdir. Ülkemizde insan başına gelirin sebeplisi de yine faizdir. Ülkede huzursuzluğun artması, hırsızlığın, cinayetlerin çoğalması hep faiz belasının altından çıkmaktadır.
Faiz demek bela demektir. Faiz demek bir ülkenin mafolması demektir. Kuvvetli tahminlere göre ülkemizde faizin anası da babası da galiba bu bildiğimiz ticari bankalardır.
Eğer insanlar verilen akıl nimetini gereğince kullanamazlarsa akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
Faiz faiz diyoruz da eğer 1940 yıllarında geleceğimizi düşünerek tek parti CHP zamanında diyanet ve ulema takımı o günlerde deselerdi ki biz bir Müslüman ülke olarak ekonomimizi sanayilerimizi faizci bankalarla değil de, ülkemize yakışan faizsiz ortaklık sistemiyle çalışan bankalar kurarak, fabrikalarımızın sanayilerimizin ve ticaretimizin temellerini temiz duygular ve helal kazançlar içerisinde atmamız gerekir demiş olsalardı, şimdi aynen geçmişte Osmanlı devletinin gücü gibi şimdi dünyada en güçlü devlet biz olurduk.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Tabii güçlü bir devlet olarak ülkemize karşı ne ABD konuşabilirdi, ne de bir başka devlet karşımızda durabilirdi. İşte o zamandan bu yana faizsiz denen bankalar yani günümüzdeki katılım bankacılığı ile tüm girişimci ortaklarla birlikte çalışmalar yapmış olsalardı böylece bir elin nesi var iki elin sesi de biz olurduk. İşte o zamanda böyle güvenilir ticaretimizle biz dünyayı bile satın alabilirdik.
Bakın bir ülkede sanayiler ve teknolojiler güvenilir ellerde olunca çalışmalar hemen filiz vermeye başlar. İşte yine de insanlarda güven yoksa, o ülkede hiçbir şey olmaz. Çünkü dünyamız kurulduğundan bu yana gelip geçmiş bütün peygamberler kavimlerine daima şu sözü söylemişler. Ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim demişler. Eğer peygamberlere güven olmamış olsaydı, o peygamberlerin etrafında hiç kimse olmaz, herkes dağılıp giderdi.
İşte bakın güvenirliğini kaybetmiş bir işadamı her türlü ticaretin içinde ne kadar çalışsa çabalasa da eğer güven vermiyorsa o yine de tek başına Afrika ormanlarında kalan bir Tarzan gibi olur. Çünkü böyle güvenilirliğini kaybeden bir ticaret erbabı ne kendine ortak bulabilir ne de bir destekçi bulabilir. Bakın dünya kurulduğundan bu yana daima yalandan uzak sözünde duran insanlar ancak bir araya gelip birlik beraberlik içinde olabilmişler. O ülkenin ticaretçisi, sanayicisi, okumuş, okumamış veya o ülkenin bilhassa siyasetçileri yalan söylüyorlarsa söz verip sözünde durmuyorlarsa öyle siyasetçilerin bulduğu bir ülke asla kalkınamaz. Tabii balık baştan kokar derler.
İşte böyle bir ortamda güven olmazsa, birlik beraberlik olmaz. Bir toplumda güven olmayınca sanayiler, teknolojiler olmaz. Katil İsrail Müslümanların azılı düşmanı olduğu halde ticaretlerinde, sanayilerde söz verdiklerinde isterse karşısında Filistinli olsun sözlerinde yine de dururlar. Yaptıkları imalatlarda sattıkları gıda maddelerinde hile yapmazlar.
O yahudiler ve diğer birçok inançsız devletler Müslüman olmadıkları halde her türlü ticaretlerini aynen Müslüman gibi icra ederler. Zaten pek çok ABD, İngiliz, Almanya gibi devletlerde hep bu doğrultu üzerinde her çeşit silahlarını yapmışlar. Sanayilerini kurmuşlar. Aksi halde onlar birlik beraberlik içinde olmamış olsalardı onların siyasetçileri de durmadan yalan söyleyip sözünde durmayanlardan olmuş olsalardı ne nükleer silahları, ne atom bombalarını asla yapamazlardı.
İnsanlar hatalarını, kusurlarını hep halının altına süpürüp dururlarsa giderek halının altı dolar. Bir zaman gelir o hatalar, kusurlar halının üstüne doğru çıkar. Böylece birlik ve beraberliği vatandaşlar arasında her türlü güven ortamını elde etmek ve her konuda gerekli çalışmalar yapmak için köylü ve şehirli kardeşlerimizin dertlerini dinleyerek eksik konular hatalar varsa bu yanlışlıkları bir an önce ortadan kaldırmak için el ele verip, hep beraber birlik ve beraberliği tesis etmek için millet vekilleri sanayicinin yanında ve köylünün yanında olmamış. Halkla sanki seçimler dışında hiç kucaklaşmamış. Belediye başkanları ise zaten hiç bu işlere bakmamışlar.
Eee.. Bütün işlere hep Tayyip başkan mı bakacak?