• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

PKK'lıdan itiraflar: PKK'nın önceliği dindarları katletmek

Yeniakit Publisher
2015-07-30 15:18:00 - 2015-07-30 15:39:13
PKK'lıdan itiraflar: PKK'nın önceliği dindarları katletmek

Eski bir PKK'lı örgüt içerisindeki dengeleri, PKK'nın süreç içinde geldiği noktayı, PKK'nin İslam'a, dindarlara olan düşmanlığı, korku ve tedhişle halkı nasıl haraca bağladığı, Kürt halkını İslam'dan uzaklaştırarak Sosyalizm'e nasıl kurban ettiğine dair bir röportaj verdi.

İşte röportajda öne çıkan bölümler:

-PKK/ YPG örgütüne olan ilginiz ve örgüte katılma sürecini anlatabilir misiniz?

Babam PKK'nın eyalet sorumlularından biriydi. Örgüt ile ilişkimiz buradan ileri geliyor. Ailece gayri resmi bir sürgüne tabi tutulduk. Bildiğim kadarıyla ailemden devletin işkence hanelerinden geçmeyen kimse yoktur. Bu durum doğal olarak PKK'ya  ilgi ve yakınlık getiriyor.  Orta okula kadar örgüte ilgi duymadım. Orta okul döneminde, o zaman ki DTP olan şimdi ki HDP'nin ilçe örgütüne defalarca davet ettiler. Bir gün partiye gittim ve sonrasında da gitmeye devam ettim, sonra sokak olaylarına katıldım. Süreklilik gösterdim, bir süre sonra beni gençlik eğitimlerine davet ettiler, bende kabul ettim. İstanbul'da 2 hafta, Diyarbakır da ise 3 ay kapalı eğitim aldım. Sonra Lice kırsalında hala faal olan kamplar da silahlı eğitim aldım. Bir vakit sonra İstanbul'a döndüm.

-Örgüt içerisindeki konumunuz neydi?

Bölge sorumlusuydum. Şimdi ki YDG-H'nin kurucularından ve İstanbul öz savunma birimleri komutanlarından dım. Ayrıca Özgür Roni intikam Tugayi'nin sorumluğunu da yaptım. Direk olarak Bahoz Erdal'a bağlıydım ve emirleri ondan alırdım
ÖNE ÇIKAN VİDEO

- Örgüte katıldığınız günden ayrıldığınız güne kadar yaşadıklarınızı özet olarak paylaşabilir misiniz?

Özet dediniz özet bile ancak cilt cilt kitaplara sığar. İdeolojik eğitim den sonra silahlı eğitim aldım ve metropole döndüm yani İstanbul'a. Kısaca İstanbul'a döndükten sonra bana bağlı gruplar örgüt tarihindeki en büyük başarılara imza attı. Allah affetsin Metropol de 2007 ve 2010 yılları arası her gece onlarca sabotaj kundaklama ve kayıtlara geçmeyen yüzlerce olay gerçekleştirdik. Tabi süreç başarılı geçiyordu. Akabinde örgüt tim yöneticiliğinden bölge sorumluluğuna yükseltildim. Ayrıca o dönem Türkiye sorumlusu olan Nezir Karabaş'ın da yardımcılarından biri oldum, başarılarımdan ötürü Bahoz Erdal tarafından Kandil'e davet edildim ve tebrik edildim. Bozan Tekin'in de katıldığı bir toplantı yapıldı. Sonrasında Murat Karayılan ile görüştüm. Ertesi gün yeni direktifleri alıp Metropole döndüm.

Kurduğumuz YDG-M' nin geliştirilmesi suikast ve sabotaja hız verilmesi ve de öz savunma birimlerinin kurulması vs.. Verilen suikast listesinin tamamı dindar kesimden oluşuyordu ve hepsi de Kürdistanlıydı. Yeni vergi yani haraç sistemi aslında beni çelişkiye düşürdü. Büyük bir taassub içerisindeydik. Parti yapıyorsa doğrusunu bilir fikri hakimdi. Kandil'den Türkiye geri dönünce ilk olarak esnafı vergiye bağladık. Hatta iyi hatırlıyorum, Yurtsever gençlik dergisini almayan Muşlu bir şahsın dükkanı yakıldı, o kadar ileriye gittik.

Sonrasında öz savunma birimleri Türkiye'nin 81 ilinde, her ilçesi ve her mahallesinde 15 kişilik suikast ve sabotaj timleri kurduk. İç Anadolu ve Karadeniz de yer alan bu timlerde genel de Marksist Türkler görev alırken, ülkenin büyük kısmında Kürtler bu Timleri oluşturur ve içlerinde az sayıda alevi yer alır.  Şimdi bu proje köylerde de hayata geçirildi ki, köyler dekiler zorunlu. Örneğin bir köylü PKK'nin kurduğu komiteye girmeyen, ya sürgün edilecek, yada infaz! Yani bu katliam timine katılmaktan başka çareniz yok! Sizi koruyabilecek bir güç de yok! Bu proje Pilot olarak serhat bölgesinde 2 yıldır uygulanıyor ve daha bir çok yerde hayata geçirildi.

Eylemler başarılı olsa da kafamı karıştıran bir çok mesele vardı. Biz sosyalist bir hareketin üyeleriyiz lakin bir çok örgüt üyesinin evinde İncil ile karşılaşıyordum. Hatta bir gün Mersin deki bir toplantı da masaya bırakılan İncil'i camdan attım diye ceza aldım. Sağlam bir ateist olmuştum ama içimde beni rahatsız eden durumlar da yok değildi. Aslında parti ahlakı dedikleri şeyin zaman ile gerçekte olmadığını gördükçe soğumaya başladım. Örgüt içinde taciz ve tecavüz sık yaşanan bir olaydı. Bu konuda tüm yetkilerimi kullanıp bu tür şahısları ağır şekilde cezalandırma örgütün en üstün düzey yetkililerinden bana baskı getirdi. Diyarbakır, Batman gibi yerlere bir nevi sürgün edildim. Lakin ben gittikten sonra, İstanbul da eylemler durunca beni yeniden çağırmak zorunda kaldılar. Sanırım sadece 1 yılda 1300 araç, yüzlerce banka ve yine yüzlerce kamu binası ve sayısız nokta eylemi yaptık. Ayrıca bir dönem Hakkari ve Yüksekova'da bölge sorumlusu olarak görev aldım.

- Örgütten ayrılmanızın nedenleri nelerdir? Örgütten ayrılmak kolay mı? Ayrılanları neler bekliyor?Kürt gençlerinin bu örgüte ilgi ve sempati duyması ve katılmasının nedenleri nelerdir?

Örgütten ayrılmamın bir veya bir kaç tane nedeni yok. Bir birikimin sonucu olarak ortaya çıktı. Özellikle Ergenekon operasyonlarının bir dalgasında, Çevik Bir'in içinde olduğu dalga dam bahsediyorum, kandilden acil eylem emri geldi. Ve o gün büyük bir şüphe düştü içime. Tüm gece İstanbul'da onlarca yerde sabotaj eylemi oldu. Ertesi sabah çevik bir ve arkadaşları serbest kaldı. Ve ben ertesi gün bu durum hakkındaki şüphelerimi sorunca, parti kararlarının sorgulanamayacağı cevabını aldım. Ayrıca mali sorun olduğunda emniyet istihbaratı bize kaynak sağlıyordu ki, Ömer isimli istihbarat Komiseri ile şahsen bir çok kez parti adına görüştüm. Eylemler de bize mali yardım ve patlayıcı temin ediyorlardı. Bu benim canımı fazlaca sıkıyordu. Sonrasında parti istedi diye İngilizler istihbaratı ile görüştüm. Örgüte olan taassubum yavaş yavaş şüpheler ile birlikte ortadan kalkmaya başladı. Lakin uzun bir dönem mecburen olayların içinde kalmak zorunda kaldım, ayrılamadım. Taki ki bir rüya görüp karar verene dek. Örgütten ayrılmak kolay değil. İşin sonu ya infaz yada T.C. zindanları. Çünkü devlet ile çoğu yerde koordineli çalışırız. Örneğin eyleme gelmeyen, sadece sempati duyan mitinge gelen genci polise ifade ile yakalatır, Ceza evinde onu donatıp dağa yollarız. Normal de o genç asla dağa çıkmaz ama devlet onu hapse atar, örgüt ona orada sahip çıkar, ve al sana dağa ve eylemlere hazır çakı gibi bir militan. Ama ayrılanlar, eğer güçlü değilse genelde onları ölüm bekliyor olur. Ben ailemin gücüne rağmen ayrıldıktan sonra iki kez suikast atlattım. Allah korudu ve tecrübelerim sayesinde yara almadan kurtulabildim.

Kürt gençlerinin PKK'ya sempati duymasının tek nedeni, PKK'nın onların uğradığı zulümleri bertaraf edeceğine inanmaları. Keza ki devletten zulüm görmüş bir milletin yılana sarılmaktan başka çaresi yoktur. PKK'dan başka bir alternatifleri yok. Buna PKK'da, devlette zaten izin vermez! Kuzey Kürdistan'da ki PKK artık 90 lar da ki gibi silah zoru ile bir çok yerde gençleri dağa götürüyor. Bir nokta daha eklemek isterim ki, PKK bünyesinde cephede savaşanların neredeyse tamamı Sünni Kürt ailelerin çocuklarından oluşurken, yönetim mekanizmasını alevi ve Türk kemalistler oluşturuyor. Örneğin Besse Hozat ve Cemil Bayık şimdi ki PKK eş başkanları ki, bu HDP kanadında da böyledir. Genelde yöneticiler aleviler ve kemalist Türkler dir. Sadece bölgede Kürtler yönetici olur, buda mecburiyetten dir.

- F Tipi Ceza evinde kaldığım süre içeri sinde PKK örgütüne üye olan bir çok insan ile tanışma fırsatı elde ettim. Henüz bir kaç ay öncesine kadar bu örgüt ABD ile ilişkili olan kurum ve kişileri hain olarak nitelendiriyor ve onlara karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyordu. PKK üyeleri ABD'yi kötülüklerin ana kaynağı olarak nitelendiriyor ve ABD'nin mücadele edilmesi gereken bir şeytan olduğu zikrediliyordu. Örgütün Cezaevlerinde rutin olarak attığı slogan ve söylediği marşlarda dahi ABD ve müttefiklerine hakaretler yer alıyor, TSK'nın ve T.C.'nin ABD dostu hainler olduğuna vurgu yapılıyordu.

Bir çok PKK'lı el Kaide'yi ABD'ye karşı düzenlediği başarılı operasyonlardan ötürü tebrik ve takdir ediyordu. Defalarca PKK'lıların avlumuza not atarak bizlere övgüler sarf ettiğine tanıklık ettim. Peki ne oldu da kendini anti emperyalist ve ABD düşmanı olarak nitelendiren bir örgüt aniden ABD'nin orta doğu da ki bir numaralı müttefiki olu verdi?

Evet bu konuda haklısın. Sosyalist olmama rağmen ben bile 11 eylül den dolayı Usame Bin Laden'e sempati duyuyordum. PKK İngiltere tarafından kurulan bir örgüttür, yani ABD' ye karşı orta doğu da İngilizlerin bir atı idi. Lakin bu durum şimdi değişti. Abdullah Öcalan İngiltere'ye ihanet edip Amerika ile anlaştı. Tabi ki bu arada Cemil Bayık hala İngilizci dir ve örgüt içinde çok güçlüdür. Lakin Öcalan iyi siyaset izlediği için PKK'yı Amerikan güdümüne soktu. Kısaca sadece egemen devlet değişti.

İngilizleri iyi okumak gerek. Bu konuda İngiliz amerikan egemen savaşını okuyacak olursak, PKK'nin o dönem Amerikan karşıtlığının nedenini iyi anlarız.  Bu konuda rahatım, çünkü acil durumlar da bir çok defa PKK adına İngiliz istihbaratı ile görüşme yaptım. Kandil de olan Cemil Bayık'ı çoğu PKK'lı bilir.  Her hafta avrupa'ya gider. Şimdi Abdullah Öcalan amerika'ya yanaşınca, Türkiye-İran ve PKK ittifak olmak zorunda kaldı. Çünkü üçü de amerikan yanlısı olmuş oldu. PKK içindeki ingilizci taife buna diretse de Öcalan'ın siyaseti şimdilik baskın geliyor. Ama kanımca bu sürecin sonucunda Cemil Bayık Öcalan'ı baypas ederek yine ingiliz güdümünde hareket etmeye çalışacaktır. Ama yarın yine çatışırlar. Özetle yıllarca süren abd karşıtlığının  tek sebebi PKK'nın ingiliz istihbaratı Mi15 tarafından kurulması idi, keza Türkiye de Mhp'nin temelini attıkları gibi.

- PKK'nın aleni olarak vaat ettiği gayelerini bir kenara bırakacak olursak sizin gözlemlediğiniz hedefleri ve projeleri gerçek de nelerdir?  PKK neyi amaçlıyor ve kime hizmet ediyor?

PKK'nın dile getirdiği  ve toplumun bildiği her şey bir nebze yalandır. PKK zerdest pratiğini esas alır ve asla bir Kürdistan amacı olmamıştır, ki şimdi ABD isterse olabilir. Lakin PKK'nın amacı yeni bir düzen, dinlerin olmadığı yeni bir orta doğu. Bahis ettikleri yeni düzeni ”zerdest pratiği” olarak nitelendiriyorlar.  Bugün örneğin Türkiye kendilerine Kürdistan'ı verecek olsa PKK'nın dağdan inmesi gerekir. Amacı bir Kürdistan değil ki, ingiltere'nin belirlediği yeni bir orta doğu dizaynı. Ama PKK'nın amerikan kontrolüne geçmesi farklı sonuçlar doğurabilir. Tabi ki PKK'nın asıl gayelerini ancak üst düzey eğitim alanlar bilir, çoğu savaşçı dahi bilmez. Kısaca PKK aile yapısının olmadığı, dinin olmadığı, zerdest  kanunları ile yönetilen bir orta doğu istiyor. Lakin amerika şimdi PKK'yı farklı bir serüvene sürüklüyor.

- PKK ve siyasi uzantısı olduğu iddia edilen siyasi partiler ki günümüzde bu parti HDP ismi ile faaliyet yürütüyor, arasındaki ilişkiler nelerdir?

HDP dağa çıkma bandıdır ve bir tren görevi görür. Özeliklele 30 yıldır bir türlü asimle olmayan dindar Kürtlerin HDP üzerinden yozlaştırılması ki bunu bir nebze başardılar. Riyakarlık siyasetini de öğrendiler. Bu aklı Kanada da Amerika verdi bunlara,  şimdi den faydasını da gördüler. Kısacası PKK=HDP. Örgütün dağda ki ismi PKK, Metropol de ki ise HDP dir. Dağdan  gelen mühimmat bile bazen HDP binalarında saklanır. Mesela ben 22 adet el bombasını o dönem ki İstanbul emniyet sokağın da bulunan BDP il binasında saklamıştım.

- PKK'nın israil devleti ile bir bağlantısı var mı?

Eskiden yoktu, çünkü israil Barzani'yi destekliyor. Ama şu an PKK ABD güdümüne girince israil de destek vermeye başladı. Egemen mücadeleyi okursak sonuca çabuk ulaşırız.

- PKK ile IŞİD arasında Kobani ve Tel Abyad'da neler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor? Ortadoğu ile yakından ilgili bir çok insan, IŞİD'in muhaliflerin elindeki bölgeleri bozgunculuk çıkararak ele geçirdiğini ve sonrasında PKK'ya teslim ettiğini iddia ediyor. Bu konuda sizin düşünceleriniz nelerdir?

Aslında bir anlaşma var. Bu anlaşma daha IŞİD devlet olmadan önce, proje olarak çizildi. Sanırım o zaman gezi olayları yeni başlamıştı Türkiye de gezinin ikinci gününde uluslararası masonik bir hareket olan zegistin Türkiye Direktörü  (zegist ulminati den sonraki en büyük ikinci masonik gruptur, merkezi Kanada dır.)  beni davet etti. Görüşmek için Fatih'e gittim.  Burger King' de buluştuk, yanında ingiliz istihbarat çalışanları da vardı. Benden gezi eylemlerin deki sokak olaylarını yönetmemi istedi.  Bana ”Eğer amerikan yanlısı hükumeti devirirsek tarihe kahraman olarak geçersiniz.” dedi.

Türkiye Direktörüne bir ara sohbet içinde hizb ut tahrirden duyduğum hilafet meselesini sordum. Şöyle dedi ”O kolay hilafeti biz kuracağız.”, -”Peki nasıl olacak?” dedim. Oda -”Orta doğu da bir hilafet devleti kaçınılmaz, şimdi bizler onlardan önce davranıp bir hilafet kuracağız ki, sonra hem orta doğu yeni bir serüvene girecek, hem de ABD yanlısı hükumetler iyi bir ders alacak. Üstelik Müslümanlar hilafetten nefret edecekler.” .Sonra 1924'de Britanya Dışişleri bakanın sarf ettiği şu sözleri söyledi ”Kürtler inatçı ve aşiret yapıları güçlü olan bir millet ve dinlerine çok bağlılar. Önce onların aşiret yapıları dağıtılmalı,  sonra İslam dan  uzaklaşmaları sağlanmalı. PKK aşiret kısmını büyük ölçüde halletti ama din konusunda başarısız oldu. Şimdi bizim kuracağımız hilafet devleti din konusunu da halledecek. Hem Kürtler hem de milyonlarca Müslüman o dinden uzaklaşmak zorunda kalacak.”

Konuyu kapatıp kalktık gezi parkına geçtik, orada 12 kişilik gezi  komitesini görünce vazgeçtim ve döndüm. Çünkü gülen cemaatinin önde gelen isimlerinden biri de komite de idi. Bahsettiğim şahıs şu an Mardin Artuklu üniversitesinde sosyolog olarak görev yapıyor. O dönem ki masonik hareketin Türkiye sorumlusu olan Turgay Özdemir idi. Halen direktör mü bilmiyorum, Oldukça gizli yapılar bunlar.

- PKK ile alakalı Türkiye'deki ve Kürdistan'daki Müslüman halkı ne gibi tehlikeler bekliyor? PKK'nın içinde bulunduğumuz coğrafya ile alakalı yakın tarihteki ve uzun vadedeki planları nelerdir?

Kürtleri büyük bir tehlike bekliyor, özelikle dindar Kürtleri yakın zamanda büyük  bir zorluk bekliyor. Suikast ve baskılar artacak. Gençleri zorla dağa götürme vakaları artacak ve bu her bölgede zorunlu olacak. PKK'nın artık bir planı yok! ABD güdümüne girdi.  ABD ne planlıyor ise o doğrultuda hareket edecektir. Bildiğim kadarı ile ilerleyen dönemde, ABD desteği ve katılacak Hristiyan Lejyonerler ile beraber tüm Suriye'de atağa kalkacaklar.

- Konu ile alakalı eklemek istediğiniz hususlar var mı?

Evet, elhamdulilah  şimdi Müslümanım ve Müslümanlara yıllarca verdiğim zarardan dolayı tövbe ettim. Allah c.c. beni affetsin. PKK'da bölge sorumlusu olarak görev yaptığım dönemde gördüğüm bir rüyayı sizlere nakil.etmek istiyorum. Gördüğüm bu rüya dan sonra PKK ile tüm bağlarımı kopardım. Rüya da gördüğüm yer Şam'dı ve elinde kılıç ve siyah sancak olan bir şahıs tekbir getirerek sancağı bir tepe ye dikti. Tepe ye çıkınca Mescidi Aksa görünüyordu. İlk başta hiç bir anlam veremedim. Sancağı diken adam bana ”Ayaklarını  temizle sende buraya gel, geç kalma” dedi. Sabah uyanınca iki ayağım da paslanmış, pas sarısı gibi sararmıştı. Yıkadım geçmedi, rüya aklıma gelince dönüş başladı. Ve gördüğüm sancak tevhid sancağı idi, lakin mühürlü olanı değil.

- Hayr inşAllah. PKK örgütü ile alakalı özelde Kürt gençlerine genelde ise Türkiye halkına vermek istediğiniz nasihatler ve yapmak istediğiniz uyarılar var mı?

Kürtlere ”Okuyun!” diyorum ve  diyorum ki ”PKK bir tuzak ve zehirli baldır. Unutmayin kardeşlerim bize yapılan tüm katliamları  bati destekli devletler yaptı. PKK'nin İslam ile ilgili her sözü yalandır. Dünya ve ahiretiniz için onlardan uzak durun. Eğer bir özgürlük isterseniz buyurun İslam i saflara geçin. Size izzeti de özgürlüğü de İslam dini verecektir.  IŞİD'e kızıp İslamdan uzak durmayın, IŞİD'e kızıp dininizden geri durmayın.  IŞİD'de yok olup gidecektir. Bu süreçte imanı muhafaza etmek büyük mesele.

Türkiye halkına da şunu söylemek istiyorum ”Milliyetçi duyguları atın artık.!” PKK'nin bu kadar taraftar toplanmasının tek nedeni milliyetçi kesimdir. Sizde İslam'a yönelin ve kardeş olun. Kavim kardeşliği değil, sözde kardeşlik değil. Gerçek kardeşliği sadece İslam kardeşliğin de bulabilirsiniz.

Ümmeti İslam sitesi/ MUHAMMED İSRA

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23