• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'Diyanet İşleri Başkanlığı'na açık dilekçemdir'

Yeniakit Publisher
2020-10-30 21:49:00 -
'Diyanet İşleri Başkanlığı'na açık dilekçemdir'

Gazetemiz okurlarından Turan Böcekçi, "Diyanet İşleri Başkanlığı'na açık dilekçemdir" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Selamlarımı sunduktan sonra…

Camilerde namaz ve ezanlarla ilgili bazı dileklerimi maddeler halinde arz ediyorum.

1. Namazlarda Tekbirler:
Aslında bu konu büyük ölçüde din görevlilerini ilgilendirir. Çünkü bizler cemaatle namaz kılma esnasında görevlilerin tekbirlerini duymaktayız. Yanlış veya doğru olduğuna şahit oluyoruz. Her kesiminin bu konuyu bilmesinde yarar gördüğüm için uyarmayı kendime bir borç bildim.

Türkiye’nin yüzde seksenini gezip dolaşmış biri olarak büyük küçük pek çok camide namaz kılmak nasip oldu. Maalesef görevlilerin namazlarda yaptıkları en çarpıcı hatalardan biri, tekbirlerde Lafza-i Celâl’in evvelindeki hemzeyi hiç medd (uzatma) olmadığı halde namaz kıldırırken kimi zaman normal kimi zamanda oturma ve kalkma temposu maksadıyla çekerek uzatmalarıdır. Bana göre bu tamamen teğannîden kaynaklanmakta olup makam yapmak için tecvir kuralları çiğnenmektedir.

Bilindiği gibi hemzeyi çekerek okumak anlamı değiştirip cümlenin anlamını soru haline getirir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’den iki örnek vereceğim:

a. Yunus Suresi 91. Ayet:

Allah Teala bu ayette Firavun’a hitaben “Êl êne” (yani şimdi mi iman ettin!) buyurmaktadır. Burada cümleyi soru haline getiren unsur başındaki hemzeyi çekmektir.

b. Yunus Suresi 59. Ayet

“Âllah-u ezine lekum em Alallâhi tefterûn” (Allah mı sizlere izin verdi, yoksa O’na iftira mı ediyorsunuz?) Burada da hemze çekildiğinde cümle soru anlamına gelmiştir.

Konunun Fıkhî Tarafı

Bilindiği üzere ibadet konusunda Hanefi Fıkhının tartışmasız en kapsamlı kitabı Allame Hasan b. Ammar eş-Şürunbilâlî’ye ait Nûru’l-îdâh ve Necâti’l-Ervâh Şerh-i Merakiye’l-Felâh kitabıdır. Bakınız bu konuda bu eserde ne deniyor?

İftitah tekbirinin sahih olmasının dokuzuncu şartı tekbirin başında ki “Lafza-i Celâl” (Allah lafzı)’in hemzesini çekmemek ve “ekber” lafzındaki “ba” harfini de çekmemek gerekir. (Kaynak: Nûru’l-îdâh ve Şerh-i Merakiye’l-Felâh Haşiyesi, Tehtâvî, et-Ticâre Matbaası, Mustafa Muhammed, s. 121, Mısır, Zilhicce 1356.)
Ayrıca musannif eş-Şürunbilâlî, namazın müfsidâtı (namazı bozan şeyler) olan atmış sekiz maddeyi sıralarken bunlardan birinin de tekbir de yani Allahu Ekber’deki Lafza-i Celâlin hemzesini çekmektir buyurmuştur. (aynı eser s. 184.)

2. Dikkatimi çeken bir diğer husus, görevlilerin rükudan kıyama kalkış tekbirlerini rükuda başlayıp yarısını rüku ile kıyam arasında diğer yarısını da kıyamda doğrulduktan sonra almalarıdır. Oysa ki tekbirlerin tamamı rükû’da başlayıp kıyama kalkış sürecinde alınmalıdır; kıyamda değil.

3. Keza secdeler arasındaki tekbirlerde böyledir. Tekbirlerin yarısı secdeden kalkışta diğer yarısı oturuşta olmamalıdır. Tekbirler secdeden kalkışta başlayıp, oturmadan bitmelidir.

4. Selamlara gelince, bazı yerlerde görevlilerin namazlarda sağ tarafa selam verdikten sonra bu esnada biraz mola verip sonra sola selam verdiklerine şahit oldum. Oysa bu molaya gerek yoktur. Burada mola olmaz. Bu molayı şeytan vesvese ile doldurur. Doğrusu sağ tarafa selam verip nefes alır almaz hemen sol tarafa selam vermeye yönelmelidir. Sağ tarafın selamı biraz uzunca soldaki selam da ise medler biraz daha kısa olmalıdır.

5. Yine bazı camilerde müezzin kardeşimiz ikameti bitirmeden imam kardeşimiz hemen namaza başlamaktadır. Böyle bir görüş olsa bile doğru olan imam kardeşimizin namaza ikametin tamamen bitmesinden sonra başlaması uygundur. Böylelikle müezzin de imamın tekbiri ile namaza başlama imkanını bulup sevabından yararlanmış olur.

6. Bilindiği gibi fıkıh ilmine göre ezanlar, ağır ağır ve teenni ile ikâmetler de seri olarak okunur. Ancak bazı yerlerde müezzinler ezanların her kelimesi arasında fazlaca boşluk bırakmaktalar. Hatta bir cümleden diğer cümleye geçişleri esnasında birkaç adım yürümek suretiyle beklediklerini bile duydum. Burada bir yanlış anlaşılma olsa gerek. Ezanlar teenni ile okunacak ancak bu kadar boşluk bırakmakla değil her cümle arasında bir nefes alma süresi beklemek yeterlidir.
Mevâkıf kitabında zikrolunduğu üzere ezanla ikametin sahih olabilmesi için yedi şart aranır. Bunlardan üçüncüsü ezan ve ikamet kelimelerinin tertibi yani bir bir peşine okunması; dördüncüsü de kelimelerin arasında muvâlât (aralarındaki sükûtu uzatmamak)’tır. (Kaynak: el-Hâcc Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslam, Yeni Matbaa, İstanbul 1957, s. 28.)

7. Yaşadığımız şehirde bazı camilerde müezzinler, perşembeyi cumaya bağlayan gece ve cuma günleri koyu bir hüseyni makamlarıyla Salât-u Selâm vermektedirler. Bu makam insana hüzün, gam keder vermektedir. Oysa ki; cuma günü Mü’minlerin bayramıdır. Bayramda insanlar kederli olmamalı. Üstelik cuma günü verilen salâlar günün ortasında insanların aktif oldukları vakte rastlıyor ki bayramımız tamamen zehir oluyor. Gönül ister ki bu günün ortasında insana neşe veren örneğin rast hicaz ve diğer makamlarla salâ verilse daha iyi olur kanaatindeyim.

8. Ezanda müezzin teenni eder yani her iki cümle arasında bir sekte ile faslederek alâ kavlin kelimeleri bilâ teğannî uzatarak okur. Yani ezanı fâsıkların şarkı terennümleri gibi teğanni ile okumaları mekruhtur. Ancak teğannî yapmadan sesi güzelleştirerek okumak caizdir. (Meraği’l-Felâh, s. 106)

İkamet ise su akar gibi aralıksız olarak kelimeleri saldır saldır okumaktır. Yani ezanda sürat ikamette teenni mekruhtur. (Nimet-i İslam, s. 26) Ezanda güzel ses matlup olmakla beraber lahn ve teğanni mekruhtur. (Nimet-i İslam, s. 28)

9. Diyanet İşleri Başkanlığınca çeşitli yerlerde verilen hizmet içi seminerlerinde veya tashîh-i huruf kurslarında biraz da fıkıh konuları, namaz kıldırma usulü Başkanlığımızın yetkili elemanlarınca gösterilse iyi olmaz mı? Bir Müslüman birey olarak bu konuları Diyanet’in dikkatine arz etmeyi bir görev bildim.
Selam ve Saygılarımla.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23