Gazetemiz okurlarından Alaaddin Kısa, "Din ve devleti barıştırmalıyız" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Alaaddin Kısa
Laiklik, her zaman istismara açık bir konu olarak tarihimizde yerini almış bulunuyor. Laiklik adı altında zulümler yapıldı ve insanlar kamplara ayrıldı. Dinini yaşayan kimseler devlet kurumlarına alınmadı. Mahkemelere, hastanelere bile başörtüsü ile giremeyen insanlara laiklik illetinin iyiliğini anlatamazsınız. Çünkü ezilenin her zaman Müslüman olduğu DİN DÜŞMANI laiklik anlayışı, insanlarımızın kişiliğini bozmakta ve ideallerinden uzaklaştırmaktadır. Dünya yüzünde sadece üç devletin anayasasında yer alan laiklik anlayışını savunmak tamamen mantıksızdır. Yüzlerce devlet doğruyu bulamamış sadece üç devlet mi doğruyu bulmuştur? Alemin akıllısı biz miyiz? Laikliğin kelime anlamı devletin DİNSİZ olmasıdır ve bu tamamen yanlıştır. Devlet, dinsiz olamaz çünkü insanların çoğunluğu neye inanıyorsa devletin dini de odur. Diğer dinlere saygılı davranılması gerekliliği her dönem için geçerli tabii bir kuraldır ve devletin dinsiz olmasını gerektirmez. Aslında devletimiz, laiklik uygulamalarını son dönemde yumuşattı ve devletle dini buluşturdu. Bu uygulamalar dinle uyumlu olunca millette mutlu oldu. Hatta Diyanet İşleri Başkanımız bugüne kadar teklif dahi edilemeyen bir teklifte bulundu ve üniversitelerde DİN DERSİ eğitimi önerdi.Şimdi laik çevreler ayağa kalkacak. Bu tür laikçi çıkışları önlemek için gerekli olan, dinle devleti barıştırmaktır. Dinsiz devlet anlayışı ise yüz yıldır milletimizi ezmiştir. Tek çare DİNE SAYGILI bir Anayasanın oluşturulmasıdır. AK PARTİ bu milletin çoğunluğunun partisi olarak en kısa sürede gelecekteki riskleri de dikkate alarak DİNE SAYGILI anayasayı oluşturmalıdır.