• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Devlet ve toplum halkın akıl ve vasıflarıyla yönetilmelidir

Yeniakit Publisher
2019-03-23 12:17:00 -
Devlet ve toplum halkın akıl ve vasıflarıyla yönetilmelidir

Gazetemiz okurlarından Rafet Ulutürk, "Devlet ve toplum halkın akıl ve vasıflarıyla yönetilmelidir" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Rafet Ulutürk

Bulgaristan’da Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni bir Stratejik Konsey kuruldu. Ödevi ülkede var olan duruma (statüko) seçenek üretmektir. 8 kişiden oluşan konseyi Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in Özel Kalem Müdürü İvo Hristov yönetecek. Konsey ekibi şahsen Cumhurbaşkanı tarafından seçildi. Perde ardında bir de paralel-uzman-hükümeti var. Bu hükümetin kimlerden oluştuğu, kadro sayısı henüz bilinmiyor.

Bilinen bir şey varsa o da, bu kadroların gönüllü çalıştığı ve yeni bir hükümet krizinin belirmesi durumunda parlamento dışından bir uzman ekibin yürütmeyi ele almaya hazır bulunmasıdır.

Bu gelişmelerin Anayasa ve yasalara uygun olup olmadığını iddia etmek zor olduğu gibi, Cumhurbaşkanı Radev’in konsey kurmakla bir hükümet darbesine mi gittiği sorusu gündem oldu.

Yeni gelişmeye Bakanlar Kurulu ve meclis henüz tepki göstermedi. Başbakan Borisov ve parlamento başkanı Karayançeva susuyorlar. Son 3 ayda Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı doruğunda böyle bir hamle olduğu ve temaslar yürütüldüğü biliniyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan ve sayıları 600 binden fazla olan Bulgaristanlı soydaşların en aktif ve kamuoyu görüşü belirleyen kitle örgütü olan BULTÜRK yönetimi de bu konuda birkaç defa bilgilendirilmiş ve BULTÜRK’ün görüşlerine de baş vurulmuştur. Görüşmelere Başkan olarak bizzat ben yapmıştım.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Konsey kurma çabaları hükümet ve meclis dışında yoğunlaşmıştı. Konsey katlarında temsiliyetin hangi kriterlere göre gerçekleştirildiği henüz açıklanmadı. Konsey içinde etnik azınlıklar, nüfus katmanları ve dinlerin hangi kriterlere göre temsil edileceği de bildirilmedi. Bulgaristan Müslümanlarını müstakbel konseyde temsil edecek olan kişi henüz bilinmese de sızan haberlerde şunu görebiliyoruz.

1980’li yıllarda güya “isim değiştirme sürecinde” yani isim, din ve kimlik değiştirerek Müslüman Türkleri Bulgar milliyetine asimile etme kalıbı hazırlanırken ve kurulan tuzakların da Bulgaristan Halk Cumhuriyeti (BHC) Devlet Konseyi Başkanı Yardımcısı Georgi Cagorov’un danışmanı olarak görev alan,  eski “Beleneci”, şair ve araştırmacı yazar, teorisyen Dr. Şükrü Tahirov’un ismi geçti. Fakat resmi açıklama henüz yapılmadı.

Yine hazırlık döneminde, Bulgaristanlı Türklerin devlet gölgesine alınması için bir konsept (görüş) hazırlandı. Yayınlanan 50 sayfalık bu kitapçık Razgrat başta olmak üzere, bazı merkezlerde aydınlara tanıtıldı. Bu bilgilendirme görüşmelerine HÖH partisi Başkanı, AP milletvekilleri ve uzman ekibi de katıldı, anlatıldı ve dağıtıldı. Geliştirilen görüşler geniş kitleye bugüne kadar inmedi, yurtdışındaki soydaşlarımızın da son gelişmeler üstüne bilgi sahibi olmadığı ortadadır. “Konsept” (Görüş)  adlı belge kitle örgütlerinde, öğretmenler birliğinde, aydın kesim arasında, muhtarlıklarda ve göçmen dernek ve kulüplerinde görüşülmemiştir. Kitlemiz bu konuda görüş beyan etmemiştir.

Anlayabildiğimiz üzere, 16 Kasım 2016’da Cumhurbaşkanı Radev seçilirken kendisine oy veren, Müslüman nüfustan, seçmeni teşvik eden Hak ve Özgürlük Hareketi (DPS) partisinden yeni kurulan stratejik konseyde temsilci yoktur. Cumhurbaşkanı kararıyla kurulan bu danışma organı Bulgaristan Cumhuriyetinin gelişim stratejisine göre yakın ve uzun vadeli programlar hazırlayacaktır.

Ülkedeki durumu “bataklık” olarak değerlendiren R. Radev henüz bataktan çıkış yolunu gösterememiştir.  Konsey başkanı olarak seçilen İvo Hristov, bu organın şimdilik bir politik partiye dönüşmesinin, seçime girmesinin vs öngörülmediğini açıkladı. 26 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine katılması da planlanmıyor.

Konseyin kuruluş gerekçelerini Başkan İvo Hristov şöyle açıkladı:

“3. Borisov hükümeti, 1. ve 2. Borisov hükümetinin tekrarıdır. Dev altyapı projelerinin hepsi çökmüştür. Bu yıl turizm de boğuluyor. Eğitim-öğretim işleri suya düştü. Sağlık hizmetlerinden memnun olan Bulgar vatandaşı tanımıyorum. Basın yayın ve fikir özgürlüğü hayal oldu. Milli ekonomik kalkınmanın başını çekecek güç yok. Bu nedenle başa dönüp, yeniden başlıyoruz.” Rumen Radev tarafından seçilen konsey üyeleri bilinen siyasetçi, diplomat, iktisat ve bilim adamlarıdır. Geliştirilecek yeni devlet stratejisi bütün halkın çabalarıyla oluşturulacak ve her vatandaşı seferber edecektir. Demek oluyor ki, konsey bir Büyük Halk Meclisi ve yeni Anayasa habercisi olarak ortaya çıktı. Bulgaristan’da bu adım, Borisov hükümetinin istifasından sonra bir Program Hükümetiyle de atılabilir. Ufukta, parlamenter demokrasi yerine bir Başkanlık Sistemi mi var, bunu önceden söylemek henüz zor.

Milli bir örgütlenmeye gidilmesi ve halka baş vurulması söz konusudur. Bu gelişmede nüfusun neredeyse yarısını oluşturan azınlıkların, dış ülkelerdeki gurbetçilerimizin ve Türkiye’deki soydaşlarımızın rolü ve kaderi ilgi uyandırıyor. 400 bin Bulgaristanlıya ekmek veren İspanya’dan sonra 260 bin Bulgaristan vatandaşını barındıran Almanya’da etnik azınlıklarımızın iyi örgütlenmiş olduğu ve ülkemizin geleceğinde söz sahibi olmak istediği dikkati çekiyor.

Cumhurbaşkanının özel kaleminden Hristov, Bakanlar Kurulu, meclis başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı makamı arasındaki kesilen ilişki ve temasla ilgili şunları açıkladı: “Cumhurbaşkanı Radev, skandallardan baş kaldıramayan, batmış, kabul ettiği yasaları bir hafta sonra kendisi bozan, milletvekili ve bakanları istifa dilekçesi sunmuş kişilerden oluşan bir yürütme ve yasamaya destek vermeyecek. Tokalaşıp, sarmaşıp öpüşüp af etme olmayacak. Kimseye manevi destekte bulunulmayacak! Cumhurbaşkanı yorumlama ve tepki hakkını kullanacaktır!” Bulgar basını, halkın, toplumun ve kamuoyunun parçalanmış ve siyasi iradede birlik sağlamanın imkansız olduğu, her gün 240 milletvekiliğinden 118’inin mecliste kayıt yaptırmadığı bir durumda Cumhurbaşkanlığına bağlı bir stratejik konsey kurulduğuna dikkat çekti ve yeni dönemde en önemli sorunun Bulgar halkının birliğinin sağlanması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.

İdeolojik akımlardan birine ya da büyük devlerden veya ceo-stratejik güçlerden birine bağlı olduğunu açıklamayan Bulgar Stratejik Konseyi politik gözlemcileri düşündürdü. Hatırlatılan darbede, Moskova ajanlarından Albay Kimon Georgiev Başbakan olduğu dönemdir. Bulgar Çarı III. Boris de birkaç yılda ”bütün yönetime el koymuş ve ülkede faşist monarşi diktatörlüğü kurulmuştu. Komünist (partizan) silahlı güçler ile monarşinin dayanağı olan faşistler arasında 9 Eylül 1944’e kadar süren silahlı çarpışmalarda birinci taraf 5 bin, ikinci taraf da 8 bin ölü vermişti. Türklerin okulları yarı yarıya kapanmış, zoraki göç devam etmiş, Beden Eğitimi ve Turan gibi Müslüman Türk örgütleri kapatılmıştı”.

Stratejik konsey işte böyle bir ortamda kuruldu ve durumu değiştirme yönündeki adımlarını ilgiyle bekliyoruz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23