• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Çiçeklerin yerlerini değiştirmeyin

Yeniakit Publisher
2018-11-15 15:01:00 -
Çiçeklerin yerlerini değiştirmeyin

Gazetemiz okurlarından Güngör Büyükçınar, "Çiçeklerin yerlerini değiştirmeyin" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Güngör Büyükçınar/BALIKESİR

Bir ülkenin eğitim sistemi zarar görürse o ülkede demokrasi olmaz, teknoloji olmaz. Örneğin bizim eğitim sistemimizin yanlışlarından biri de sınava giren öğrencilerin sınavlarda aldıkları puanlama sisteminin getirdiği yanlışlar ve bu yanlışlardan biri de öğrencinin tercih etmiş olduğu branş o öğrencinin kendi memleketinde bir fakültede olsa bile eğitim sistemi öğrenciye diyor ki, “hayır senin aldığın puan senin kendi memleketinde değil de tutturduğun puana göre sen şu vilayette bu vilayetteki üniversite de ancak tahsilini yapabilirsin” diyor işte böylece ülkemiz için yanlışlardan biri de böylece başlamış oluyor. Ve bu yanlış çok uzun yıllardan beri de hep böyle çalışıyor.

Öğrenciler de aldıkları puana göre kimisi batıdan doğuya, kimisi de doğudan batıya çeşit çeşit şehirlere tahsillerini yapmak için kızlar, erkekler memleketlerinden ayrılıp gurbet ellere birer ikişer gidiyorlar. Kimileri yurtlara kimileri de üç beş arkadaş kiralık evlerde görmediği bilmediği şehirlerde üniversite tahsillerine başlamış oluyorlar. Yurt, okul derken bir bakmışsın öğrenciler kısa zamanda kendilerine bir arkadaş çevresi edinmiş, kimileri kafelerde, kimileri avm köşelerinde gırgır mırgır şamata okul arkadaşlarıyla boş zamanlarını geçirmiş oluyorlar.

Yine bazıları da kısa zamanda kızlar erkek arkadaş, erkeklerde kız arkadaş bulmuş el ele kol kola cadde sokak geziyorlar. İşte Milli Eğitim Bakanlığı bu yanlış eğitim sistemine yıllardan bu yana çözüm yolu arayıp bulmuş olsaydı öğrencilerde kendi memleketlerinde ana baba gözetimi altında üniversite tahsillerini yapmış olacaklardı. Bu durumda çocuklarımızı da üniversitelerde kolay kolay ne iç düşmanlar ne dış düşmanlar ne CIA ne MOSSAD öğrencilerimizi kandıramazlar, beyinlerini de yıkayamazlardı. Böylece üniversitelerde de kavgalar, yıkıcı faaliyetler, sağcılar solcular olmaz DHKPC ve PKK’lılar da olmaz olurdu. İşte bu darbeci hain generallerde meydanlara, sokaklara çıkacak üniversite talebelerini bulamayınca, darbelerde böylece olmamış olacaktı. Tabii Milli Eğitim Bakanlığı için her talebenin kendi memleketinde okuyabilme imkânlarını bulabilmesi çok zor ihtimal olarak gözükse de İslam düşmanı, iç-dış düşmanlar üniversite talebelerini hep kullanarak her on yılda bir darbecilerin darbe yapmasını hep talebelerin kolaylaştırdığını gördük. 

PKK, DHKPC gibi kanlı örgüt elemanlarının bazılarının da hep üniversitelerden çıktığını hepimizin bildiği gibi başta PKK lideri Apo sonra Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının da birer üniversite talebelerinin olduğunu düşünürsek Milli Eğitim Bakanlığı için öğrencilerin kendi memleketlerinde ana baba gözetimi altında üniversite tahsillerini yaptırmak hiç de zor olmasa gerek. Çocuklarımız, gençlerimiz her biri çiçek gibidir. Nasıl ki evde, köyde çiçeklerimizin yerlerini değiştirdiğimiz zaman bir bakmışsın çiçeklerin kısa zaman da ya solmuşlar, ya da kurumuşlar olarak görürsün. İşte çocuklarımız da bilmediği şehirlerde, görmediği evlerde kalsın, yurtlarda kalsın diye gönderdiğimiz o çocukların bazılarını ya kurtlar kapar, ya da kuşlar. Zaten günümüzde çalışan annelerin çocuklarına gerçek anlamda dini bilgiler, ilmi bilgiler vermelerini zor olduğunu düşünürsek, çocuklarımızı bizler puan sonuçları sonrası bilhassa İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlere göndererek çocuklarımızın pek çoğu adeta sudan çıkmış balık gibi o koca şehirlerde tahsillerini yapmak için gönderdiğimiz o çocukların pek çoğunu iç düşmanlar, dış düşmanları sanki ağızlarını açmış canavarlar gibi bekleşip duruyorlar. İşte doğru dediğimiz sınav sonucu puanlama sistemlerinin ülkemize getirdiği büyük zararlarda hep böyle başladı. Bak görüyorsunuz fetöcü ve darbeci generalleri, PKK’lılar, DHKPC’liler hep ülkemizin ayağına pranga takmaya çalıştıklarını ve haince, nankörce ülkemize verdikleri zararları bütün ülke olarak hepimiz biliyoruz. Demek oluyor ki öğrenciler kendi memleketlerinde ana baba gözetiminde okumuş olsalardı şimdi Türkiye dünyanın jandarması olurdu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Aslında bu eğitimdeki yanlışları Milli Eğitim Bakanlığı şöyle olarak düzeltebilir. Örneğin öğrencileri her sene sınav maratonuna sokmayacaksın. Diyeceksin ki artık bundan böyle üniversitelere kayıt için talebelere sadece iki defa sınav hakkı vereceksin. Eğer iki sınavda da başarılı olamayan talebelere artık üniversite kapıları tamamen kapanmış olacak. Üniversiteyi kazanamayan talebelere de ayrıca üç iş kapısının yolunu açacaksın. Birincisi tarım ve hayvancılık sektöründe, ikincisi her çeşit sanayi ve inşaat alanında, üçüncüsü mobilya, oymacılık sektöründe üniversiteye böylece giremeyen talebe de isterlerse bu üç sektörden birini tercih edebilir. Ve talebeler de bu iş kollarında işe başlarken sigortaları olacak ve ayrıca asgari ücretten daha fazlası verilecek. Tabii bu sektörleri de belediyeler, bakanlık, üniversiteler daha önceden örnek çiftlikleri, örnek süt, peynir işleme mandıraları ve diğer sektörlerde de aynı örnek iş merkezleri açılmış olacaklar.

Ve müteakiben devletin, köylünün boş arazileri de böylece değerlendirilmiş olacak. Eğer biz belirtilen bu projeleri yapmaz isek üç dört sene sonra etin kilosu 120 TL olur. Kuru fasulye, nohut, mercimek gibi bakliyatları da ülke olarak her sene durmadan ithalatını yapmış oluruz. İşte eğitim, eğitim. 80 seneye yaklaşık hep bu yanlış eğitim sistemleriyle ülkemizde birçok okuyan cahiller yetiştirdik. Bu yanlışın önünü ancak eğitimde kalıcı ve akılcı bir reform yaparak ülkemizi diğer devletlerden daha üstün duruma ancak bizler böyle getirebiliriz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23