• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Biz bunu hak ediyoruz!..

Yeniakit Publisher
2020-03-26 09:54:00 -
Biz bunu hak ediyoruz!..

Gazetemiz okurlarından Mesut Yücetürk, "Biz bunu hak ediyoruz!.." başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Onlar ki,  başlarına bir MUSİBET GELDİĞİ ZAMAN: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz” derler.

Muhakkak ki biz sizi korkuyla,  açlıkla ve mallardan,  canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! (Bakara 155-156) Buyurur Rabbimiz. Müslümanlar arasında başına bir musibet geldiği zaman kaç kişi;

“BİZ ALLAH’A AİDİZ VE ONA DÖNECEĞİZ!” der acaba?

Yine Rabbimiz; “Allah kullarına zerre kadar zulmetmez.”,  ”Başınıza gelenler KENDİ ELLERİNİZLE işlediğiniz sebebi iledir” buyurur.

Evet başımıza her ne geliyorsa bunun müsebbibi insanoğludur. Çünkü;
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Hırs için, mal, mülk ve para için;

Kimyasal gübrelerle, ilaçlarla Toprağı bozduk. Havayı bozduk. Suyu bozduk.

Hasılı var olan doğal dengeyi bozduk.

Zararlıyı yok ediyoruz diye ilaçladık onlarla birlikte o zararlıyı yok edeni de öldürdük. Andız yakıp faydalı böceği de yaktık. Ormanı yaktık. Toprağı fakirleştirdik. Ozon tabakasını deldik.

Mevsimler değişti. Kış kış gibi, yaz yaz gibi geçmiyor artık. Ağaçlar bile şaşırdı. Zamansız çiçek açtı. Çünkü kışın alması gereken soğuklanmayı alamadı. Meyveyi, sebzeyi ilaçladık, kendimizi zehirledik. Temizlik yapıyoruz zannettik kimyasallarla; kendimizi zehirledik, hasta ettik. Çevreyi zehirli atıklarla, zor çözünen plastiklerle berbat ettik. Denizi çöplük gibi kullandık. Attığımız poşetleri balıklar yedi. Onları da biz yedik.

Para için, fazla ürün için yiyeceklerin genleri ile oynadık. Yediklerimizle, koruyucularla  kendi genlerimizi bozduk. Hiç görülmedik hastalıklar ortaya çıktı. Zihinsel ve bedensel engelli doğumlar arttı. Kule gibi binalar inşaa ettik, tek katlı bahçeli evlerde, mahallede yaşayan samimi, bir derdi olsa koşan komşuyu kaybettik. Bayramlarda dahi tatil beldelerine koştuk. Misafirden kaçtık.

Gözümüzü para ve mal biriktirme tutkusu sardı; Tekasür suresindeki gibi. Köşe dönme hastalığına tutulduk. Ticari ahlakı unuttuk. Yardımlaşmayı, yok ettik. Hassasiyetimizi kaybettik. Sorumluluk şuurumuzu kaybettik. İslam ahlakını unuttuk. Çoğumuz NEMELAZIM, BANA NE! hastalığına yakalandık. Bir yakınım, bir arkadaşım borç para ister diye ödümüz yarıldı. Ya vermezse dedik. İnsanlığımızı kaybettik. Akrabalığı, arkadaşlığı, dostluğu kaybettik. Gerçek dostların kıymetini bilemedik. Vefayı unuttuk. Mazlum feryat ederken başımızı çevirdik, kulağımızı tıkadık. Zalime sükut ettik. O da yetmedi mazluma kızdık, zalimin yanında durduk. O da yetmedi.

Fırka fırka, mezheb mezheb, cemaat cemaat, parti parti bölündük. Birbirimizi tekfir ettik. Çekiştik. Kavga ettik. O da yetmedi birbirimizi düşman görüp öldürdük.  “Bölünmeyin, parçalanmayın. Allah’ın ipine topluca sımsıkı sarılın. “Emrini hiç duymadık bile.

Akletmedik, düşünmedik, araştırmadık. Üretmedik. Bilgi sahibi olmadan  fikir sahibi olup hepimiz ALLAME kesildik.

“Ben daha bilgiliyim” hastalığına, kibrine tutulduk. Hor görme, tepeden bakma şeytani vasıfları ile donandık.  Bize zerresi kadar faydası olmayan takımların fanatiği olduk. Takımımızın yenilgisini gurur mevzuu yaptık. Vurduk. Kırdık.  Faydasız yarışmalarla,  dizilerle, oyunlarla, boş işlerlerle zamanı katlettik. Ömrümüzü israf ettik.

Okumayı, yazmayı unuttuk. Kendi dininin kitabını merak edip okumadık. Yaratan ne diyor diye merak etmedik. Hurafe anlatan masalcılara inandık. Onların peşine takıldık. İrademizi, beynimizi kiraladık.

Şiiri,  edebiyatı,  sanatı, besteyi unuttuk. Artık eskilerin bıraktığı ile avunur,  övünür olduk. Onların kopyasını yapar olduk. Ve hatta onların bıraktığı eserlerin tamirini bile yapmakta aciz kaldık.  Çünkü insanlık yapaylaştı. Robotlaştı. Duygularını kaybetti. Estetiği kaybetti. Nezaketi kaybetti. Kabalaştık. Birbirimize tahammül edemez olduk. Bir hatasında karşıdakini sildik. Affetmeyi unuttuk. Saygıyı, sevgiyi unuttuk. Mecnunlarımız küpeli, Leylalarımız şüpheli hale geldi. Ne kadınlarımız kadın gibi, ne de erkeklerimiz erkekler gibi. Hava atmayı sever olduk. Marka hastalığına tutulduk, dünyada ayağına giyecek bir ayakkabısı, çorabı olmayanları görmedik. Şahsiyetlerimizi değil, maddiyatımızı ön plana çıkardık. Çünkü biz şahsiyetlerimizi çoktan kaybettik. Hasılı biz bunu HAK EDİYORUZ Dostlar. Hak ediyoruz. Çünkü insan ne yaptı ise yine kendine yaptı. Hem de bile bile!.. Ne diyelim; KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ!.. Son sözüm Rabbimizden; “Bir toplum kendinde olanı düzeltmediği müddetçe Allah da onların durumunu düzeltmez.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23