• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Ashab-ı Kiram Ramazan gecelerini nasıl ihya ederlerdi?

Yeniakit Publisher
2018-05-22 21:18:00 -
Ashab-ı Kiram Ramazan gecelerini nasıl ihya ederlerdi?

Müslümana İslami yaşantı hakkında zengin örneklerle miras bırakan Sahabe-i Kiram, Ramazan ayını nasıl geçirirdi? Dr. Murat Kaya, Sahabelerin Ramazan ayında gecelerini nasıl değerlendirdiğine değindi.

“Müzzemmil suresinin baş tarafı indiği zaman mü’minler, Ramazan ayındaki kalkışları gibi geceleri kalkarlardı. Bu hâl surenin (ruhsat getiren) son kısmı nâzil oluncaya kadar devam etti.” (Ebu Davud, Tatavvu, 17/1305) Bu, Müzzemmil suresinin son kısmı nâzil olduktan sonra kalkmaz oldular, mânasına gelmemektedir. O zamana kadar farz olarak kalkıyorlardı, bundan sonra nâfile olarak devam ettiler, demektir. Çünkü hadis-i şerifte: “Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allah’tan, dünya veya ahirete müteallik bir hayır talebi, o saate rastlarsa, Allah dilediğini ona mutlaka verir. Bu saat her gecede vardır” buyrulmuştur. (Müslim, Müsafirin, 166)

Müslüman olmak amacıyla Âlemlerin Efendisi’ne gelen Sakîf kabilesi heyeti Medîne’ye Ramazan’da girmişlerdi. Peygamber -aleyhisselâm- onları, kalbleri yumuşasın diye, Mescid’de misâfir etti. (Ahmed, IV, 218) Temsilciler, geceleyin okunan Kur’ân-ı Kerîm’i, ashabın teheccüd namazında okuduğu sûreleri ve müslümanların beş vakit namazlarında saf oluşlarını seyretmekte idiler. (Vâkıdî, III, 965) Onlara İslâm’ın farzları ve ahkâmı öğretildi. Fahr-i Kâinât -sallallâhu aleyhi ve sellem-, Ramazan’ın kalan kısmında oruç tutmalarını da onlara emretti. Bunun üzerine Bilal-i Habeşi, sahur ve iftarlıklarını yanlarına götürmeye başladı. (Vâkıdî, III, 968) Bu heyetten Evs bin Huzeyfe şöyle anlatır: “Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir gece yatsıdan sonra uzun müddet yanımıza gelmedi.

«– Yâ Rasûlallâh! Yanımıza gelmekte niçin geç kaldınız?» diye sorduk. Peygamber (s.a.v.):

«– Her gün Kur’ân’dan bir hizb okumayı kendime vazife edinmişimdir. Bunu yerine getirmedikçe, gelmek istemedim» buyurdu. Sabaha çıkınca ashâb-ı kirâma: «Siz Kur’ân’ı nasıl hizipleyip okursunuz?» diye sorduk. Onlar:

«– Biz sûreleri ilk üçünü bir hizb, sonra devamındaki beş sûreyi ikinci bir hizb, daha sonra sırayla yedi, dokuz, on bir ve on üç sûreyi birleştirerek birer hizb yaparız. En son olarak da Kâf sûresinden sonuna kadar Mufassal sûreleri bir hizb yaparak Kur’ân-ı Kerîm’i (yedi kısımda) okuruz» dediler.” (Ahmed, IV, 9; İbn-i Mâce, Salât, 178)
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Ashâb-ı kirâm Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e:

“– Hangi sadaka daha faziletlidir?” diye sorunca,

“– Ramazan ayında verilen sadaka” buyurmuşlardı. (Tirmizi, Zekat, 28/663) Bu sebeple sahâbîler zekâtlarını umumiyetle Ramazan’da vermeye çalıştıkları gibi Fıtır sadakalarını ve nâfile infâklarını da bu ayda fazlasıyla verirlerdi. (Buhari, Keffârâtu’l-Eymân, 5) Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- sadaka-i fıtrın müslümanlardan büyük-küçük, kadın-erkek, her bir hür ve köle üzerine bir sa’ hurma veya bir sa’ arpa olarak farz kılındığını bildirmişti. (Buhârî, Zekât, 70-78; Müslim, Zekât, 13) İhtiyaç sâhipleri hakkında da:

“Onları bu (bayram) gününde aç dolaşmaktan kurtarınız!” buyurmuştu. (İbn-i Sa’d, I, 248)

Ashâbın Rasûlullâh’tan yansıyan bu güzel ahlâkı tarih boyunca ecdâdımızda da devam etmiştir. Bu yüce ahlâkın bir yansımasını Hâlide Nusret Zorlutuna şöyle anlatır: “Eskiden -pek o kadar eskiden de sayılmaz, kırk sene evveline kadar- bizde muhteşem konakların yanı başında küçük, mütevâzi, tertemiz evceğizler vardı. Bunlarda az gelirli âileler, mütekâit (emekli) ihtiyarlar, dul nineler, yetim, öksüz torunlar sükûn ve refah içinde yaşarlardı. Evet, refah içinde! Zira büyük konaklara arabalarla taşınan kışlık ve Ramazanlık erzaktan bu küçük evlerin hisseleri gizlice ayrılır, gizlice gönderilirdi. Yardım alanın izzet-i nefsini korumak bâbında bu gizliliğe bilhassa dikkat edilirdi. Ninelerimiz, «Sağ elin verdiğinden, sol elin haberi olmamalı.» derlerdi. Şimdi olduğu gibi, giydirilen çocukların fotoğraflarını gazetelere basıp dünya âleme ilan etmezlerdi… Fakir âilelerin Ramazan erzâkını ve kimsesiz yavruların bayramlık kıyafetlerini tam zamanında yetiştirirlerdi...” (İslâm Mecmuası, sene: 1956, sayı: 7, s. 21)

Allâh Rasûlü: “Ramazan ayında yapılan umre tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar” müjdesini vermişti. (Buhârî, Umre, 4) Bu sebeple ashab-ı güzîn Ramazan’da daha fazla umre yapmaya gayret ederlerdi.

Ramazan ayında bulunan ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihya etmek her müslümanın arzusudur. Cenâb-ı Hak zamanını gizli tuttuğu için Peygamber Efendimiz ve ashabı Ramazan’ın son on gününde îtikâfa girerlerdi. Bu, Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in sünneti idi. Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın haber verdiğine göre, Rasûl-i Kibriyâ Efendimiz Ramazan ayında, ibâdet husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan’ın son on gününde ise, kendisini daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırırdı. (Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadir, 5)

Ashâb-ı kiram Ramazan’da böylesine ibâdete teksif olmakla birlikte diğer işlerini de ihmal etmiş değillerdi. Hatta onlar Ramazan’da cihâda bile çıkmışlardı. Nitekim Allâh Rasûlü ile birlikte Bedir Gazvesi’ni ve Mekke Fethi’ni Ramazan’da yapmışlardı. O’ndan sonra da kendileri pek çok sefere bu ayda çıkmış, Ramazan’ın bereketi ile cihâdın faziletini birleştirmişlerdi. (Müslim, Sıyâm 90; Tirmizi, Savm, 18/710); Nesâi, Savm 49) Nitekim Ebü’d-Derdâ -radıyallâhu anh- şöyle demektedir:

“Biz sıcağı çok şiddetli olan bir mevsimde, Ramazan ayında Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile birlikte sefere çıktık. Hararetin şiddetinden herkes elini başına koyuyordu. Aramızda oruçlu olarak sadece Allâh Rasûlü ile İbn-i Ravâha vardı.” (Buhari, Savm 35; Müslim, Sıyâm, 108; Ebu Dâvud, Savm 45/2409)

Ramazan, tevbe ile günahlardan arınma ve ibadetlerle kemâle erme zamanıdır. Bu ayda insan kendisine çekidüzen vererek geçmişini tamir edip geleceğine bir yön vermelidir. Kaçırdığı fırsatları bu ayda yakalamaya çalışmalı, Kadir Gecesi gibi bir imkânı değerlendirmenin yoluna bakmalıdır. Ashâb-ı kirâm bu hususta başarılı olmuş ve bize zengin örnekler bırakmışlardır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23