• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarı

Yeniakit Publisher
2019-05-11 22:30:09 -
39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "Topraklarında darbeci katilleri ağırlayanlar, bize hukuk dersi veremez. Seçimle işbaşına gelmiş Venezuela Devlet Başkanını devirmeye çalışanlar, bize demokrasiden bahsedemez. İsrail terörüne seslerini yükseltmeyenler, Seçim Kanunu çerçevesinde yürüttüğümüz hak mücadelesine laf edemez" - "Avusturya'da cumhurbaşkanlığı seçimi 2 yıl sonra iptal edilebiliyor. Hiç ses duydunuz mu, 'Nasıl böyle bir şey olabilir' diye herhangi bir serzeniş duydunuz mu? Bakın, 2 yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi iptal edilebiliyor. Bizde ise sadece müracaat edişimiz bile Batı'yı rahatsız ediyor" - "Görüş farklılıklarımızın dava arkadaşlığımızın önüne geçmesine müsaade etmemeliyiz. Bulunduğumuz makamlardan azade olarak, hepimiz inandığımız, yolunda ömrümüzü harcadığımız kutlu davamızın birer neferiyiz"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Topraklarında darbeci katilleri ağırlayanlar, bize hukuk dersi veremez. Seçimle işbaşına gelmiş Venezuela Devlet Başkanını devirmeye çalışanlar, bize demokrasiden bahsedemez. İsrail terörüne seslerini yükseltmeyenler, Seçim Kanunu çerçevesinde yürüttüğümüz hak mücadelesine laf edemez." dedi.

Erdoğan, Birlik Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen 39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarı'ndaki konuşmasında, "dünyaya demokrasi dersi verenler"in, Türkiye'de 251 insanın şehit edildiği kanlı darbe girişimi karşısında darbecileri himaye edebildiğini, "insan haklarından bahsedenler"in Suriye'de 10 binlerce masumu katleden terör örgütünün elebaşlarını kırmızı halılarla karşılayabildiğini söyledi.

"Barıştan dem vuranlar"ın sırf çıkarlarını korumak için Yemen'den Libya'ya kadarki coğrafyayı kan ve gözyaşına boğmakta hiçbir beis görmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Adalet ve özgürlüğü dillerine dolayanlar, Mısır'da darbe mahkemelerinin kurduğu darağaçlarına seslerini dahi çıkarmıyor, tam aksine Avrupa Birliği mensubu ülkeler Sisi'nin davetine icabetle aynı masada oturup onunla geleceğe yönelik ne yapacaklarını konuşabiliyorlar. Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın vahşice öldürülmesinden Yeni Zelanda'daki menfur terör eylemine kadar tüm hadiselerde bu ikircikli tavır bir şekilde kendini ifşa etmektedir. Cemal Kaşıkçı olayıyla alakalı olarak Suudi Arabistan'ın göndermiş olduğu görevlilere karşı hala bir ses, tavır yok. Bize söyledikleri 'Gereken yapılacaktır, hiç endişe etmeyin.' Bu benim sorunum değil, senin sorunun. Suudi Arabistan olarak böyle bir katliamı, gönderdiğin 15 kişi, daha sonra sayıyı 22'ye çıkardın, bunlar yapıyor, bunlara yönelik en ufak bir eylemin olmuyor. Nerede adaletiniz? Yok."

Erdoğan, menfaatleriyle temel insani değerler arasında bir seçim yapma konusunda Batı ülkelerinin samimiyet testinden geçemediğini ve tercihlerini hep olduğu gibi ya dolara ya petrole yatırdığını belirterek, şöyle konuştu:
ÖNE ÇIKAN VİDEO

"İstanbul seçimleriyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu kararından sonra yapılan açıklamaların da aynı bakış açısının ürünü olduğunu görüyoruz. Burada mesele ne sandıktır ne milli iradedir ne de Türkiye'nin demokrasi mücadelesine destek vermektir. Avusturya'da cumhurbaşkanlığı seçimi 2 yıl sonra iptal edilebiliyor. Hiç ses duydunuz mu, 'Nasıl böyle bir şey olabilir' diye herhangi bir serzeniş duydunuz mu? Bakın, 2 yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi iptal edilebiliyor. Bizde ise sadece müracaat edişimiz bile Batı'yı rahatsız ediyor. Bu, bizim milli iradenin hakkını arama mücadelesidir. Bu, bize gönül verenlerin hakkını arama mücadelesidir. Biz de hakkımızı arama mücadelesini verdik, YSK onlar da sağolsun haklı kararımızı teyit ettiler.

Yüksek Seçim Kurulu kararı üzerinden ülkemizi hedef alanların gayesi, milletimizin 17 yıllık kazanımlarını dinamitlemek, Türk demokrasisinin altını oymaktır. 31 Mart Seçimlerinde yaşanan örgütlü usulsüzlükleri, daha net bir ifadeyle sandıktaki yolsuzlukları görmezden gelmelerinin sebebi budur. Çünkü samimi olan hakikati tahrif edemez, onu okumaya, anlamaya çalışır. Prensipli davranan, önce objektif bir şekilde ortaya konulan delilleri, atılan adımın hukuki olup olmadığını tespite çalışır. Bunlar ülkemize baktıklarında gerçeği değil, sadece ön yargılarını görüyorlar. Zihinlerindeki eski Türkiye ile gerçek Türkiye arasındaki farkı bir türlü kabul etmek istemiyorlar. Ülkemizin son 17 yılda yaşadığı büyük değişimi görmeye yanaşmıyorlar. Karşılarında artık hazır olda bekleyen bir Türkiye olmadığını, bu ülkeye emir ve talimat veremeyeceklerini bir türlü idrak edemiyorlar. Ancak onlar kabullense de kabullenmese de Türkiye, bağımsız, egemen, demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan bir ülkedir."

- "Tüm saldırıların üstesinden birbirimize kenetlenerek geldik"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiç kimsenin müstemlekesi, mandası olmadığını vurgulayarak, "Topraklarında darbeci katilleri ağırlayanlar, bize hukuk dersi veremez. Seçimle işbaşına gelmiş Venezuela Devlet Başkanını devirmeye çalışanlar, bize demokrasiden bahsedemez. İsrail terörüne seslerini yükseltmeyenler, Seçim Kanunu çerçevesinde yürüttüğümüz hak mücadelesine laf edemez. Allah'ın izniyle milletimiz bu baskılara, bu tehdit diline boyun eğmeyecektir. Türk milleti nasıl 15 Temmuz'da gerektiğinde canı pahasına iradesine sahip çıkmışsa, 23 Haziran'da da özgür iradesiyle tercihini yapacaktır. Ben buna inanıyorum. Türk demokrasisi 23 Haziran imtihanından da Allah'ın izniyle hep birlikte alnının akıyla çıkacaktır." dedi.

Herkese çok önemli görevler düştüğünü ifade eden Erdoğan, "Biz bugüne kadar tüm saldırıların üstesinden birbirimize kenetlenerek geldik, fitneyi aramıza sokmadık, kardeşliğimize asla leke sürdürmedik. İşte şimdi de şu anda karşımızda olan zihniyet bakıyorsunuz FETO'nun ağzıyla konuşuyor, bir yerlere mesaj veriyor. Görüş farklılıklarımızın dava arkadaşlığımızın önüne geçmesine müsaade etmemeliyiz. Bulunduğumuz makamlardan azade olarak, hepimiz inandığımız, yolunda ömrümüzü harcadığımız kutlu davamızın birer neferiyiz." diye konuştu.

Erdoğan, koltukların, görevlerin, payelerin hepsinin geçersiz ve geçici olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Baki kalan bu kubbede sadece hoş bir sedadır. Bizler 40 yıldır siyasette bunu yapmaya, işte bunu başarmaya çalışıyoruz. Hatasızlık, kusursuzluk, yalnızca alemlerin Rabb'i olan Allah'a mahsustur. Bizim de hatamız, eksiklerimiz, noksanımız olmuştur ve olacaktır. Ancak adına Türkiye dediğimiz davamıza ihanetimiz vaki değildir. İç muhasebemizi yapacak, tespit ettiğimiz eksiklikleri giderecek, daha kucaklayıcı, kuşatıcı bir anlayışla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizi, İstanbul'da belediye başkanlığına 1994 seçimlerindeki ruh taşıdı. Bizi, 2002 yılında iktidara milletimizle kurduğumuz gönül köprüsü getirdi. Bu ruh ve gönül bağını koruduğumuz müddetçe Allah'ın izniyle milletimiz bize güvenmeye, bizi desteklemeye devam edecektir. Ben buna inanıyorum. Bunu kaybettiğimizde ise artık milletimize verecek hiçbir şeyimiz kalmamış demektir. Rabb'im bizleri böyle bir yanlışa düşmekten korusun diyorum. Rabb'im bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın diye dua ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Mayıs'ta 34. yaşına girecek olan Birlik Vakfı'nın misyonu doğrultusunda faaliyetlerini artırarak devam ettireceğine inandığını ifade etti. Erdoğan, sözlerini "İnşallah bizler de kurucusu olmaktan gurur duyduğumuz vakfımızı tüm imkanlarıyla ve imkanlarımızla desteklemeye, sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz." diyerek tamamladı.

Programa, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak ile eski bakanlar, siyasiler ve çok sayıda kişi katıldı.

İsmail Kahraman, konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir tablo hediye etti.

(Bitti)

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23