• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
6
Yeniakit Publisher
 Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

Selma Savcı Giriş Tarihi:
Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

Uzmanlar, su kesintisi sonrası musluklardan gelen ilk suyun içme ve temizlikte kullanılmaması gerektiğini belirtti. Kesinti sonrası şebekeye karışabilecek kir ve mikrobun sağlık riski oluşturabileceğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle çocuklar, hamileler, yaşlılar ve bağışıklığı zayıf bireylerin bu dönemde bulaşıcı hastalıklara karşı daha savunmasız olabileceği uyarısında bulundu.

#1
Foto - Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

Uzun süreli su kesintilerinin ardından musluklardan akan ilk su, bazı enfeksiyon risklerini de beraberinde getiriyor.

#2
Foto - Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

Bu tip suların doğrudan içilmesi, kişisel temizlikte veya yemek yapımında kullanılması, mide bağırsak enfeksiyonlarının yanında tifo, kolera, dizanteri, hepatit A ve E gibi hastalıklara da yol açabiliyor. Söz konusu riskler ve alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder, su kesintilerinin sadece günlük hayatı aksatmadığını, aynı zamanda halk sağlığı açısından da önemli riskleri barındırdığını söyledi.

#3
Foto - Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

Bebekler risklerden daha çok etkilenir Borularda uzun süre hareketsiz kalan suda, kesinti sonrası tortu ve mikroorganizma yoğunluğunun artabileceğine dikkati çeken Ergüder, "Şebekeye tekrar su verildiğinde ilk gelen suda bulanıklık, pas, kötü koku veya mikrobiyolojik kirlilik görülebilir. Bu tür sular doğrudan içildiğinde ya da yemek yapımında kullanıldığında mide bağırsak enfeksiyonlarından cilt problemlerine kadar uzanan sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle bebekler, yaşlılar ve bağışıklığı zayıf bireyler bu risklerden daha kolay etkilenir." dedi. "Kesinti sonrasında su hemen kullanılmamalı" Prof. Dr. Ergüder, su kesintilerinin ardından ilk gelen şebeke suyunun kullanımına ilişkin şu uyarıları yaptı:

#4
Foto - Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

Kesinti sonrası suyun hemen kullanılmaması, önce bir süre akıtılarak berraklığının ve kokusunun kontrol edilmesi gerekir. İçme ve yemek pişirme amaçlı olarak, şebeke suyunun güvenli olduğundan emin olana kadar ambalajlı su, kaynatılmış su gibi alternatif kaynaklara yönelmek en doğru yaklaşımdır. Ayrıca, apartman depolarının düzenli olarak temizlenip dezenfekte edilmesi, bireysel filtre veya arıtma sistemlerinin bakımının yapılması da kesinti sonrası bulaş risklerini en aza indirir. Su kesintilerinin sadece teknik aksaklık değil, hijyen ve gıda güvenliğiyle doğrudan ilişkili bir durum olduğunu vurgulayan Ergüder, "Bu süreçlerde bireylerin bilinçli hareket etmesi, yerel idarelerin de düzenli bilgilendirme ve kontrol mekanizmalarıyla süreci yönetmesi halk sağlığı açısından büyük önem taşır." ifadelerini kullandı.

#5
Foto - Su kesintisi sonrasında sakın bunu yapmayın: Kimse bilmiyor çocukları, hamileler, yaşlılar da etkiliyor

"Doğrudan tüketilmesi, temizlikte kullanılması toplum sağlığı açısından tehlike oluşturur" Ankara Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülnur Kul ise suyla bulaşan hastalıkların her yaş grubundaki bireyleri etkileyebileceğini, özellikle çocuklar, hamileler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerin bu hastalıklara karşı daha savunmasız olduğunu belirtti. Kul, su kaynaklı enfeksiyonların toplum içinde hızla yayılabildiğini ve ciddi salgınlara yol açabildiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu: Su kesintisi dönemlerinde veya kesinti sonrasında gelen şebeke suyu, kuyu suları, tankerlerle taşınan sular, çeşme ve artezyen suları ile göl veya nehir gibi yüzey suları güvenilir olmayabilir. Bu tür suların doğrudan tüketilmesi ya da temizlikte kullanılması toplum sağlığı açısından tehlike oluşturur. Bu suların içilmesi, diş fırçalama veya banyo yapma gibi kişisel temizlikte kullanılması, sebze ve meyvelerin yıkanması veya buz yapımında tercih edilmesi tifo, kolera, amipli ya da basilli dizanteri, bağırsak parazitleri, hepatit A ve E, leptospiroz ve tularemi gibi hastalıkların bulaşmasına neden olabilir. Bu hastalıklar, hijyen kurallarına dikkat edilmediği durumlarda insandan insana da geçebilir. "İshal, bulantı, kusma, karın ağrısı belirtilerinde sağlık kuruluşuna başvurulmalı" Doç. Dr. Gülnur Kul, kirli atık suların içme veya kullanma suyuna karışmasının o suyu kullanan birçok kişinin aynı anda hastalanmasına yol açabileceğine de dikkati çekti. Hastalıkların kuluçka sürelerinin farklı olduğunu anlatan Kul, "Bazı bakteriyel ishal vakalarında bu süre birkaç gün iken, tifoda ortalama iki hafta, hepatit A'da ise yaklaşık altı hafta olabilir. İshal, bulantı kusma, karın ağrısı gibi belirtiler görüldüğünde, tanı konulması ve olası bir salgının önlenebilmesi için vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Aynı anda birden fazla kişinin hastalanması, salgın riski açısından ciddi bir uyarı olarak değerlendirilmelidir." diye konuştu "Kesinti sonrası şebekeye verilen temiz su, kirlenmiş halde akabilir" Su kesintisi sırasında boru hatlarında dış ortama göre daha düşük (negatif) basınç oluştuğunu ve bu durumun çevredeki kirli suların boruların içine sızmasına yol açabileceğini belirten Kul, "Böylece, kesinti sonrası şebekeye verilen temiz su, musluklardan kirlenmiş halde akabilir. Ayrıca suyun akışının durması veya yavaşlaması sonucunda boru yüzeylerinde biriken 'biyofilm' tabakasında mikroorganizmalar çoğalabilir ve suyun mikroplarla kirlenmesine yol açabilir." bilgisini paylaştı. "Ambalajlı ve ruhsatlı kaynak suları dışında kalan tüm sular enfeksiyon riski taşıyabilir" Kul, ambalajlı ve ruhsatlı kaynak suları dışında kalan tüm suların enfeksiyon riski taşıyabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti: Bu nedenle, su kesintilerinden sonra gelen şebeke sularının mutlaka kaynatılması veya klorlanması gerekir. Özellikle içme suyu olarak ya da sebze ve meyvelerin yıkanmasında kullanılacak suların kaynatılarak birkaç dakika kaynamaya devam etmesi ya da uygun şekilde klorlanması sağlanmalı. Bu işlemler, mikropların büyük oranda yok edilmesini sağlar.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23