• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Serbest Fırka nasıl kuruldu, nasıl kapatıldı?(3)

13 Ağustos 2019
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Düşünün: Atatürk Cumhurbaşkanıdır ama yalnızca bu konumdan dolayı değil, kimliği itibarıyla da Türkiye’nin en güçlü insanıdır. Serbest Cumhuriyet Fırkası onun isteği ve teşvikiyle, üstelik en yakın arkadaşlarını partiye vermesiyle kurulmuştur ve bunlar herkesçe bilinen gerçeklerdir...

Buna rağmen İsmet Paşa bu partiye ve kurucularına meydan okuyabilmektedir...

Acaba bu durum derinden derine bir iktidar mücadelesini mi düşündürmeli, yoksa milletin eğilimlerini tespit sadedinde bir danışıklı dövüşü mü?

Neyse, çaresiz kalan Fethi Okyar, telgrafını İzmir dışından Atatürk’e ulaştırmayı başardı. Atatürk, birer suretlerini, gereğini yapmaları için Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve İzmir Valisi’ne gönderdiğini söylediği cevabi telgrafında özetle şöyle diyordu:

“Fethi Bey, sen behemahal (mutlaka) nutkunu söyleyeceksin. Ve tesadüf edeceğin herhangi bir engeli bana bildireceksin.” 

Nihayet miting izni çıktı, Ama bu kez farklı bir oyun tezgahlanmış, Fethi Bey’in konuşacağı kürsünün karşısına bir kürsü daha kurulmuş ve sabırsızlanan kalabalığa Fethi Bey’in ikinci kürsüde konuşacağı duyurulmuştu. Fethi Bey’i dinlemek için o yana gidenler bir sürprizle karşılaştılar: Kürsüde Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt vardı ve İsmet Paşa’yı överek Fethi Bey’i yeriyordu. 

Bu apaçık bir provokasyondu. Halk kandırıldığını anlayınca, çok öfkelendi. Bağırarak durumu protesto etmeye başladılar. Bıraksalar bağıra-çağıra birinci kürsünün yanına döneceklerdi, ama bırakmadılar. Polis gücü harekete geçti. Kalabalığı itip kakmaya ve coplamaya başladı. Hatta bazıları tabanca çekip halkın üzerine ateş açtılar. Bu ateş sonucu babasıyla mitinge gelen on dört yaşlarında bir erkek çocuk can verdi. Babası çocuğunu kollarının arasına aldığı gibi Fethi Bey’in yanına gitti: 

“İşte ilk kurban, hepimiz yoluna kurbanız, yeter ki sen bizi kurtar” mealinde sözler sarf etti...

Olaylar kontrolden çıktı. Fethi Bey kargaşadan sıyrılıp Ankara’ya döndüğünde, şaşkındı. İktidarın kontrolünde çıkan tüm gazeteler ağız birliği içinde kendisini suçluyor, “hükümeti istemekle” itham ediliyordu. “Bir fırkanın (siyasi partinin) iktidara geçmek isteğini suç saymanın mantığını anlamak imkânsız, biz bu partiyi eğlence olsun diye kurmadık, tabii iktidara geçmek istiyoruz” şeklinde mantıklı demeçler vermeye çalıştı, ama o toz dumanda kimse dinlemiyor, “irticaı yüreklendirmek”le, “halkı inkılaplara karşı kışkırtmakla”, hatta “cumhuriyete ihanet etmek”le suçlanıyordu. (Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları aynı ithamlar altında asıldı. Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan benzer suçlamalarla sürgüne gönderildi ve partileri kapatıldı) O ve arkadaşları, çok ağır ithamların altında bunalmışlardı. Atatürk’te ise henüz tepki yoktu. 

Ahmet Agaoğlu bir kez daha Çankaya’ya çıktı. Atatürk’e şunları söyledi: “Beni Serbest Fırka’ya siz soktunuz... Mezarıma birkaç adım kalmışken, milleti anarşiye sevk eden sebep olarak görülüyorum... Millete ihanet ettiğim gibi kurtarıcıma da karşı çıktığım suçlaması altındayım. Buna katlanamam... Çekilir, öğretmenlikle meşgul olurum daha iyi.”

Atatürk şöyle karşılık verdi: “Anlıyorum ki sen verdiğim sözden şüphe ediyorsun. Namus sözüm var. Müsterih olun.”

Ancak birkaç gün sonra bu hava değişti. Atatürk, kurucusu olduğu Cumhuriyet Halk Fırkası’nın başına geçip, Serbest Cumhuriyet Fırkası ile siyasi mücadeleye girmekten söz etmeye başladı.

Fethi Bey: “Biz sizinle mücadele etmek için parti kurmadık” diyerek partiyi kapatma kararı aldı. (18 Aralık 1930) Böylece cumhuriyet tarihinin ikinci çok partili sistem denemesi de hüsranla sonuçlanmış oldu. Bu tarihten sadece dört gün sonra da meşhur Menemen Olayı patladı. 

Ne tesadüf: Ankara’daki her hesaplaşmanın ardından bir “isyan” patlıyordu!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

artık taşıyamayacağız

Kendi kurduğu muhalif partiyi yine kendi nasıl kapattıysa, bu milletle nasıl oynadıysa; halihazırdaki icraattaki partisi de kapanır inşallah. 1920 meclislerinin kuruluşu, 23 cumhuriyetlerinin ilanı; görüldüğü gibi yüz yıl civarında dolanıyoruz; inşallah sonları gelmiştir.

Kürşat

İşleri hep dalavere,hilekarlık, sahtekarlık, düzenbazlık, münafıklık ve kâfirlik olmuş. İnsan gibi, insanca, haysiyyetli ve edepli, namuslu ve şerefli en ufak bir icraatları olmamış. Üstad NECİP FAZIL KISAKÜREK'in dediği gibi, "" chp bir parti değildir, Türk'e Din'ini Dil'ini ve öz'ünü unutturmaya memur bir katliam örgütüdür."" Hamd olsun ki ALLAH(cc) hepsinide kahretti.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23