İbrahimlerimiz yanmasın!
Her çocuk İbrahim (Nemrut’un ateşinde yanmayan Peygamber) doğar…
Ancak kötü örneklerle beslenir, ilgisizlikle bilgisizlik kıskacında tüketilirse, Nemrud’a dönüşür…
Bunun da sorumlusu yetişkinler olur. Çünkü her çocuk önce anne-babasına, sonra ailesine, topluma, hatta tüm insanlığa Allah emanetidir: Tüm yetişkinlerin derece derece her çocuktan sorumluluk payı vardır.
Böyledir, ama bu sorumluluğun bilincinde olduğumuzu kimse söyleyemez. Sekreterimize, çırağımıza, patronumuza, yardımcımıza, işçimize, otomobilimize, bilgisayarımıza, ev temizliğine, çamaşıra-bulaşığa, telefona ve televizyona ayırdığımız zamanın yarısı kadarını bile çocuklarımıza ayırmıyoruz.
Her gün telefona, her akşam televizyona harcadığımız saatler sanki yaşadığımız zamanın parçaları değil. “Zamansızlık” gerekçesiyle evlâtlarımıza ayırmadığımız zamanı, tanımadığımız sosyal medya insanlarına ayırmakta hiçbir beis görmüyoruz.
Çocuklarımızdan biri, zaman içinde, farklı bir boyutta karşımıza çıktığında ise şaşkınlaşıp söyleniyoruz: “Bu böyle kime çekmiş canım?”
İlgisizliğimize, bilgisizliğimize çekmiş olabilir mi? Görmüyor musunuz, şiddet dürtüsü tüm toplumu avuçladıktan sonra, ilkokullara kadar inmiş. Uyuşturucu okul çevrelerinde pusu kurmuş, çocuklar bir birlerine esrar ikram ediyor. Bilgisayar başında meçhul ufuklara yelken açıp kötülerle iletişim kuruyorlar. Gazetelerde, dergilerde müstehcen hayatlar okuyup, televizyonlarda seyrederek kendilerini kirletiyorlar. Kısacası kendilerini Nemrut ateşlerine atıyorlar!
Babalar vurdum duymaz, anneler çaresiz, çocuklar sahipsiz!
Evlâdını doğru düzgün yetiştirmesi gereken anne telefonla uğraşıyor, baba “Benim yaşayamadıklarını yaşasın” havasında, bol harçlık vererek çocuk yetiştirdiğini sanıyor. Çocuğa rota çizen, hedef gösteren, anlatan-öğreten yok!..
Yokluktan varlık çıkmaz sevgili dostlar. Sevgi boşluğunu, ilgi boşluğunu, bilgi boşluğunu uyuşturucu, alkol ve şiddet dolduruyor. Hayat git gide Nemrut ateşine dönüşüyor ve her ateş çocuklarımızı yakıyor!
Çocuk yetiştirme konusunda din en büyük yardımcımızdı. Ahlâk ve vicdan plânında toplumu korurdu. Dini inançların etkisi, 12 Eylül ve 28 Şubat sürecinde atılan “irtica” çığlıklarında tüketilince, ortaya bir biri arkasından kara tablolar çıkmaya başladı.
O gün bugündür bir yanımız uyuşturucu batağı, bir yanımız alkol duvarı, bir yanımız kumar istilâsı; nikâhsız beraberlikler, cinsel sapmalar, flört tavsiyeleri, müstehcen yayın furyası, terör-şiddet-mafya üçgeni, havadan para kazanmaya özendirmeler, “moda” ve “özgürlük” adı altında fuhşu teşvik etmeler, sözde “sanatçı”ların sahte hayatlarından yaldızlı kesitler sunmak suretiyle gençleri aile ortamından koparma çabaları ve artık ruhumuzu kirletmeye başlayan televizyon programları: Bunların her biri bir Nemrut ateşidir! Ailesinden bilinçli destek alamayan hangi genç bu topyekûn saldırı karşısında sağlam durabilir?
Yani, binlerce Nemrut ateşi, her gün yakacak İbrahim’ler arıyor. Binlerce Nemrut ateşinde her gün binlerce İbrahim yanıyor!
Bilgisizliğimiz ateş; ilgisizliğimiz ateş; sorumsuzluğumuz ateş; sevgisizliğimiz ateş; öfkelerimiz ateş; nefretlerimiz ateş, şiddete meylimiz ateş; maddeciliğimiz ateş; umursamazlığımız ateş...
Bir bakıma kendi Nemrut ateşimizi yaktık, korkunç bir umursamazlık ve aymazlıkla çocuklarımızı içine atıyoruz!
Marifet İbrahim olarak doğmak değil, hayat boyu İbrahim kalabilmektir!..