• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

“EVET” mantığımı takdimimdir

14 Nisan 2017
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Bendeniz, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, darbeci generallerin inisiyatifiyle yapılan ve 1982’de usül dışı, hukuk dışı, demokrasi dışı bir yöntemle halkoyuna sunulan mevcut anayasanın tümüne “hayır” demiş biriyim…

Yani o şartlarda süründürülmeyi göze alıp “hayır” diyebilen yüzde sekizin içindeyim (yüzde 92 “evet” almıştı). 

“Hayır” demek güya serbest, aslında ise yasaktı. Envai çeşit söylenti çıkarılmış, “hayır” demeye niyetli insanlara çeşitli kanallardan algı operasyonları uygulanmıştı.

Dümdüz “hayır” propagandası yapamadığımız için, yazılarımızda (o günlerde yazdıklarım Nesil Gazetesi’nin arşivindedir) mavi renge (mavi renk “hayır”, beyaz “evet” anlamındaydı) methiyeler düzüyor, bol bol deniz mavisinden, gök mavisinden bahsediyor, arabalarımızda, İbrahim Tatlıses’in tekrar meşhur ettiği “mavi mavi” türküsünü bangır bangır çalıyorduk (neyse ki onu yasaklamamışlardı).

Anlayacağınız bendeniz bu anayasanın tümüne karşıyım. Tümünün değişmesini isterim. Fakat olmadı. Taksit taksit değişiyor. Önceki değişikliğe “evet” vermiştim. Tabii son değişikliğe de “EVET” vereceğim.

Ama benim “evet”im, “hayır”cıları İzmir’den ya da Karadeniz’in herhangi bir sahilinden denize dökmek için değildir…

Benim hâlâ yaşayan ve yeşeren umutlarım var: Oyumu umutlarım istikametinde kullanacağım…

Darbeci generaller ve yandaşları tarafından yapılan bu anayasanın tümüne “hayır” demiştim. Şimdi bazı maddeleri değişiyor. “Ne kadar delinirse o kadar iyidir” mantığıyla hareket edeceğim…

Anayasa değişikliğinden sonra vesayet odakları ebediyen toprağa gömülecek, ikide bir başımıza vurulmayacak, sinsi sinsi “paralel devlet” yapıları oluşturulamayacaktır…

Koalisyonlar devri kapanacaktır. Koalisyon olmaması demek, tek parti iktidarı demektir. İstikrar demektir. Güçlü Türkiye demektir. Ayrıca, CHP’nin ilelebet iktidar ortağı olamaması demektir ki, bu da İttihad ve Terakki tuzağının sonu anlamına gelir…

Uzun gazetecilik ve köşe yazarlığı hayatımda pek çok koalisyon pazarlığı gördüm. Bazı koalisyon pazarlıkları, milletvekili satın almaya kadar giderek iğrenç boyutlara ulaştı. Ahir ömrümde, ülkemde böyle iğrençliklere bir daha asla şahit olmak istemiyorum…

Cumhurbaşkanı “sorumsuz” durumdan “sorumlu” duruma geçecek, her konuda yargılanabilecek, her konuda millete hesap vermek mecburiyetinde olacaktır…

“Patronluk” mevkiine milletin vekilleri değil, bizzat millet oturacaktır…

Bakanlar dışarıdan atanacağından, siyaset yapmakla uğraşmayacaklar, mevkilerini bir dahaki seçime yatırım yapmak için kullanmayacaklardır. Bu da işlerin daha hızlı ve âdil şekilde yürümesini sağlayacaktır…

Özellikle Milli Eğitim ve Kültür bakanlıklarında “idare-i maslahat” dönemi bitecek, bunların başına insan yetiştirmeyi dert edinmiş gözükara ve devrimci uzmanlar atanacak, dolayısıyla bu çok önemli bakanlıklar, Türkiye’nin geleceğini inşa etme işlevine döndürülecektir…

367 gibi garabetler icad ederek Türkiye’yi kilitleyen hukuk cambazlıklarından ülke kurtulacaktır…

Halkın desteğini kazanmış, hatta iktidar olmuş siyasi partiler, Alicengiz oyunlarıyla kapatılma tehdidinden kurtulacaktır…

Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi diktatörlüğe asla yol açmayacak, aksine diktatör taslaklarının hevesleri “ebeden-daima” kursaklarında kalacaktır…

Kırk yıldır ülkemi kana boğan PKK, PYD, YPG gibi bölücü terör örgütleri ile “hizmet”i yıllarca “şer tasavvurun âleti” olarak kullanarak çocuklarımızı çalan, umutlarımızı kıran, nihayet 15 Temmuz gecesi tepemize bomba yağdıran taşeron FETÖ örgütünün ve Avrupalı-Amerikalı destekçilerinin hüsranı bendenizin bayramı olacaktır… 

Bunlar gibi daha pek çok gerekçe ile EVET diyeceğim!

Türkiye’m için en iyisi, en güzeli, en anlamlısı, en doğrusu olur inşallah. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23