• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

“Dinde hassas, muhakeme-i akliyeden noksan!”

15 Kasım 2019
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

 

Şuursuz Müslümanları, Bediüzzaman, “Dinde hassas, muhakeme-i akliyeden noksan” olarak tanımlar…

“Dinde hassas”: Yani, namazında niyazında… Haccında, zekâtında…

Tesettürlü, hatta çarşaflı… Bir elinde tesbih, bir elinde Kur’an… Başı sımsıkı kapalı, pardösüsü ayak topuklarında…

Ama Kemalist… Ama feminist… Ama Osmanlı düşmanı: İlkokulda kendisine ezberletilen sloganları ata ata yaşıyor! Gerçeğe ulaşma çabası yok… İnandığı dini de temel kaynaklarından değil, ekran hocalarından öğreniyor!

Milyonlarca “Müslüman”, “Yaşasın”-“Kahrolsun” tekerlemeleri arasında kurduğu salıncakta ömrünü tüketip gidiyor…

Artık eş bin yıllık tarihimizi 1923’ten başlatıp, “Her şey 950’den sonra bozuldu” klişesini kekelemek “Dindar Müslümanlar” arasında da yaygın…

Dünyaya salt “resmi ideoloji” çerçevesinden bakıp basmakalıp hezeyanlar döktürmelere biz de fena halde kendimizi kaptırdık!

Kısacası: Her mü’minin “olmazsa olmaz”ı “feraset” ve “basiret” artık mumla aranıyor!

Bunlardan biri sosyal medya vasıtasıyla bendenizi eleştiri yağmuruna tuttu: Ne biçim Müslümanmışım ki, gecenin bir vakti belediye ekipleri tarafından yıkılan Kur’an kursu hakkında tek kelime etmemişim… 

Kendilerine sorayım: Peki siz ne biçim Müslümansınız ki, ben hem iktidar hem de muhalefet milletvekilleri ile örgütlerinin cahilâne suçlamaları ve sosyal medya trollerinin envaiçeşit saldırıları eşliğinde savcılığa götürülürken, ses çıkarmadınız?

Bugün, devlet eliyle Kur’an kurslarının açıldığı, Kur’an eğitiminin üniversitelere kadar girdiği, din eğitiminin okullarda müfredata alındığı bir ülkede, plânlı ve ruhsatlı bir binanın sırf içinde Kur’an öğretiliyor diye gecenin bir vakti yıkılmasına asla rıza göstermem! Yıkılmışsa eminim ki bunun hesabı sorulur ve mutlaka sorulmalı…

Ama kimse Kur’an’ı ve imanı başka biçim işlerine de maske olarak kullanmamalı. FETÖ bunu yapmıştı. Kur’an ve hizmet görüntüsü yüzünden gerçek niyet fark edilmediği için müsamaha gösterildi ve başımıza gelenleri herkes gördü: TBMM bombalandı, onlarca insanımız şehit ve gazi oldu. Türkiye’nin böyle bir maceraya daha tahammülü yoktur. Ama bunu bahane ederek gerçek “hizmet” erbabını rahatsız etmek de kimsenin haddi ve hakkı değildir!

İki kez hacca, üç kez umreye gittiğini belirttikten sonra, bendenizi “Kemalist saflar”a dâvet eden “dindar” (kendi tanımlamasıdır) kardeşime de şunu söyleyeceğim: Ne güzel, birkaç farzı eda etmişsiniz. Ama İslâm ne farzlardan ne de “5 şart”dan ibarettir: Öncelikle İslâm şuurdur!

Dâvetiniz için teşekkürler, ama benden “Kemalist” filan olmaz! Yolum “şuur”, “basiret” ve “feraset” yoludur; rehberim Kur’an, önderim Hz. Muhammed Aleyhisselâm’dır!

Peki, siz söyleyin bakalım, neden cumhuriyet döneminin hataları ve yanlışları üzerine durmamdan bu kadar rahatsızsınız. Neden onu bırakıp “Osmanlıların hataları ve yanlışları üzerine dur”mamı istiyorsunuz?.. İkisinin de üzerinde dursam olmuyor mu? Hem neymiş bakalım, “Osmanlıların hataları ve yanlışları?”

Ezanı mı Türkçeleştirdiler, Kur’an’ı mı kaldırdılar, din eğitimini mi yasakladılar, halifeyi mi kovdular, alfabeyi mi değiştirdiler, haccı mı yasakladılar, Peygamberimizi, vahyi, melekleri mi inkâr (1931 ve 42 baskılı tarih kitaplarında inkâr fırtınaları esiyor) inkâr ettiler, din eğitimini mi kaldırdılar, tekkeleri-zaviyeleri mi kapattılar, Batı hukukunu mu aldılar, sabah akşam içki mi içtiler, kadınları mı açıp saçtılar, aç milletin başına şapka mı koydular, Anayasadan “Devletin dini Din-i İslâm’dır” hükmünü kaldırıp lâkikliği mi koydular, laikliği “dinsizlik” olarak mı gördüler, güzellik yarışmaları mı tertiplediler,  tüm meydanlara heykel filan mı diktiler?.. 

Sizin de “ecdadınız” olan “ecdadımız” yüz yıldır kötüleniyor. Makedonyalı İskender’e “Büyük”, milyonların katili Romalı Sezar’a “cihangir”, İngiliz Kralı Richard’a “Arslan yürekli” vs. denirken, fazilet ve meziyet sahibi padişahlarımıza “sarhoş”, “ayyaş”, “Kızıl”, “Hain”, “Baykuş” (cumhuriyetin onuncu yılı münasebetiyle çıkarılan resmi kitapta Sultan II. Abdülhamid’e resmen “Yıldız baykuşu” deniyor), hatta “Deli” deniyor... 

Siz benden bu koroya katılmamı mı istiyorsunuz? Olmaz dostum: Ninelerime-dedelerime bühtan etmem, iftira atmam: Hans’la Hasan’ın savaşında Hans’ı tutmam! Yine Bediüzzaman’ın deyişiyle, “Atranik’le Enver’e tokat vurmam!”

“Vuran da nazarımda sefildir!”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ege

Uzenlerinde uzulecegi gün gelir elbet.Her seyi cok bildigimiz gibi keske haddimizi de bilsek.Biz sizi seviyoruz Hocam.

Mert kaya

Koruma kanunu kalkmadan halk gercekleri bilemez...arti 1700 yilinfan sonra tikanam kutubu sitte islamindan gercek kurana donmemiz sart...once kuran sonra kurana aykiri olmayan hadis....hurafelerle ilerleyemeyiz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23