• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yaşar Değirmenci
Yaşar Değirmenci
TÜM YAZILARI

Modernite ve SALIHA KADIN

30 Mayıs 2015
A


Yaşar Değirmenci İletişim: [email protected]

İslâm dünyasında bugün mevcut olan delicesine ‘dünyevîleşme, onu her ilke ve inançtan üstün tutma, dünyayı ahirete tercih etme, yeryüzünde temelli/ebedî kalacakmış gibi davranma ve aşağılık duygularına kapılma gibi hastalıklar Müslümanların hayatını kaplamıştır. Çâre ‘aile dâvâmız’dır. Çare ‘mü’min ev’dir. Çare ‘doğal aile’dir. Çare ‘edep ve amel’dir. Bütün bunların mimarı da öncelikle kadındır. Kadının, kız çocuğunun ihmal edilip önemsenmediği bir dünya, Mü’minin dünyası olamaz. 

İNSAN unsuru, bütün toplumsal yapıların çekirdeğini oluşturur. İnsanın bozulması dünyanın bozulması, düzelmesi de dünyanın düzelmesiyle eş değerdir. İnsan kumaşının kalitesi ise, bir toplumsal bünyenin kalite ve seviyesini belirler. O kalite ve seviye de aileden bağımsız düşünülemez. Bu sebepledir ki bütün ‘cins kafa’lar bireyin eğitimini aileden bağımsız düşünmemişler, ailenin temelinin de kadına dayandığını, fakat kadının eğitimine gereken önem ve hassasiyetin gösterilmediğini de itiraf etmişlerdir. 

Modernitenin saldırısına maruz kalan insanlık, hususiyle bireyde kalp, toplumda aile olmak üzere iki mevziden yaralanmıştır. Bu yaranın sarılması da kalplerin, yüreklerin iman aşısıyla tedavi edilip, amel ve ihlasla da korunup kollanmasıyla mümkün olacaktır. 

İslam âleminin en mühim meselelerinden biri de ‘Davet Problemi’dir. Herkesin kendi usul ve üslubunu doğru kabul ettiği “Allah” diyerek insanların birbirini öldürdüğü, bölük/pörçük olmayı, ‘yetmiş iki fırka’ gereği gördüğü, kırgınlıkları, küskünlükleri, ‘Allah için buğz’ kapsamına soktuğu, ailelerin parçalanmasının ‘facia’ olarak değil, gayet normal karşılandığı, dinin sadece ‘akaid ve ibadet’ten ibaret görülüp, Dinimizin yamalı bohça haline çevrildiği böyle bir dönemde ‘davetçi/davetçi ihtisas programı/alime projesi’ ayrı bir önem arz ediyor. Bu programların sonunda alınacak eğitimle İslâm’ın evrensel anlayışının, Kuran ve Sünnet çerçevesindeki ölçülerle yapıldığını görüyorsunuz. Dinimize hizmet, mutlaka bir ‘çalışma fıkhı’na, yardımlaşma, yük alma, yük olmama prensibine, müesseseleşmeye, işleri istişare ile görmeye, devrin getirdiği teknolojiyi, Dâvâmızın emrinde kullanmaya azami dikkat gösterilmesine bağlıdır. Bu bağlılık, dikkat ve hassasiyetin de kızlarımız ve onlara rehberlik eden hocaları tarafından gösterildiğine de şahidiz. Bu hizmetleri yaparken de sloganlardan uzak, ilmîlikten uzaklaşmadan, usul ve üslup hatası yapmadan, hizmet vermeye çalıştığımız toplumu tanıyarak sorumluluğumuzun idraki içinde hareket ederek ‘Allah’ın Rızası’na nail olma umudunu taşıdığımıza da melekler şahit!  

İslâm dünyasında bugün mevcut olan delicesine ‘dünyevîleşme, onu her ilke ve inançtan üstün tutma, dünyayı ahirete tercih etme, yeryüzünde temelli/ebedî kalacakmış gibi davranma ve aşağılık duygularına kapılma gibi hastalıklar Müslümanların hayatını kaplamıştır. İşte bu hastalıkların tedavisi, ancak böyle önemli hizmetlerin gerçekleştirilip yayılmasıyla yapılabilir. Bu ‘dünyevîleşme hastalığı’ ailelere, evlere, eğitim müesseselerine varıncaya kadar sirayet etmiştir. Bu uyuşmuşluk, kokuşmuşluk; kimseyi rahatsız edemez hale getirmiş, meselenin temeline inip oraya neşter vurulamamıştır. 

Çâre ‘aile dâvâmız’dır. Çare ‘mü’min ev’dir. Çare ‘doğal aile’dir. Çare ‘edep ve amel’dir. Bütün bunların mimarı da öncelikle kadındır. Kadının, kız çocuğunun ihmal edilip önemsenmediği bir dünya, Mü’minin dünyası olamaz. İçi boşaltılmış dindarlık, dindarlık olarak değerlendirilemez. Ümmetinin derdiyle dertlenen, onun ızdırabını bünyesinde hisseden mü’minlerin, kızlarımızın kaliteli, seviyeli, şuurlu yetişmesine dönük eğitim/öğretim faaliyetleri ile Ümmetin/milletin derdine çare olunup, ızdırabını dindirip, meselelerine çözüm bulunabilir.  

İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde aile müessesesi, bu gün olduğu kadar topyekûn taarruz ve tecavüze uğradığı görülmemiştir. İnsanlık tarihinde küresel/evrensel sapmanın adı olan ‘Batı Modernizmi’ bizim insanımızı, aile yapımızı da tehdit etmeye devam etmektedir. Bu tehlike, ancak hanımların, kızlarımızın eğitim ve öğretimiyle ailelerin irşadıyla giderilebilir. 

Ailenin bozulmasını, kızlarımızın edep ve hâyâdan mahrum yetiştirilmesi için yapılanları, Filistin’e atılan bombalarla eşdeğer gören ve gündeme ‘aile davası’nı oturtan bu gayretler, Peygamber Efendimizin, O’nun izini süren sahabeyi ikramın ömürleri pahasına vazgeçmedikleri ve bize miras bıraktıkları hizmetlerdir. O izi sürme iddiasında olanların mutlaka hanım kızlarımızın eğitim ve öğretimine gereken itina ve hassasiyeti göstermeleri şarttır. Modernitenin toplumu çürüten ahlaksızlıklarına karşı, ‘ahlak ayaklanması’ başlatacak, hanım kızlarımıza olan ihtiyaç had safhadadır. 

Dâvetin önemini idrak eden, ‘yeryüzü melekleri’ gibi olan bu yepyeni nesil bizi uyarıyor. Bizim silkinmemize, kendimize dönmemize, Ümmetin kurtuluş vesilesi olacak ameller işlememize vesile oluyor. İhmal edilen, önemsenmeyen, çok fazla ciddiye alınmayan ‘hanımların eğitimi’ yahut ‘genç âlimeler/davetçiler/ihtisas grupları’ hangi isimle söylenirse söylensin, önemli bir boşluğu dolduruyor. 

Her geçen gün değişen şartlara değişmeyen/değiştirilemeyecek olan Dinimizin koyduğu Kuran-ı Kerim ve Sünneti Seniyye merkezli eğitim hizmetlerine devam eden hanım kızlarımıza sahip çıkalım. Yatırımlarımızı, kariyer ve diploma ağırlıklı değil, yarınların ‘analar’ına yapalım. Hayırlı evlat yetiştirecek analarına…

‘İbreti âlem’ değil, ‘nümuneyi imtisal’ olacak hallerle hallenen, ibadetleri âdetleştirmeyen, âdetleri ibadetleştirmeyen, Dinimizi kültür, gelenek/göreneğe indirgemeyip, onu bir hayat tarzı olarak benimseyecek analarına… 

İnterneti; sadece kek, pasta, yemek tariflerinde kullanmayan, ebedî hayatıyla ilgili eksiklerini tamamlamaya çalışan, ‘ricalün nisa’ olma yolunun yolcuları olacak analarına…

Unutmayalım ki; ‘iş kadını, evinin/yuvasının kadını’ ayırımına girmeden her zaman ve her zeminde, “Saliha kadın” olmanın gayretinde olacak kadınlarımızla toplumu ayakta tutabiliriz. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23