Barzani nerede hata yaptı?
Her şey 25 Eylül 2017 günü Kuzey Irak yönetimin halkın önüne referandumum sandıklarını getirmesiyle başladı .Barzani’nin dedesinden gelen hayali herkesçe biliniyordu. 1900'lü yılların başlarında İngilizler, Barzani ailesinin kulağına “ Büyük Kürdistan” kurma hayallerini fısıldamakla kalmayıp, 1920’lerde San Remo Antlaşmasıyla bu planı hayata geçirmek istediler ama son anda vazgeçtiler. İngilizler “Ortadoğu” adını verecekleri Yakın Şark bölgesinde oluşturulacak olan devletlerde Arap nüfusunun fazla olması ve petrol bölgelerinin çoğunun Arap coğrafyasında olmasından dolayı “Kürdistan” politikasını terk ederek, Kürtleri Irak ve Suriye devletleri içerisinde dağıtmayı tercih etti. Aynı İngilizler, 1933 yılında ise Irak’ta en büyük Kürt katliamını yaptı.
Barzani Ailesinin “Kürdistan” kurma hayalleri
Körfez savaşları sonucu Irak’ta oluşturulan otorite boşluğuyla Kuzey Irak bölgesinde salon adamı Talabani ile dededen İngilizlerle iş yapan Barzani ailesi yavaş yavaş ülke ve dünya gündemine girmeye başladılar. Turgut Özal zamanında her iki politikacıya Türk pasaportu verilmesiyle dünya arenasında gezmeye başladılar. Bu süreçte Erbil’in adını sık sık duymaya başladık. Saddam’ın ortadan kaldırılmasında ABD kuvvetlerine fiilen yardım eden Barzani ailesi karşılığında bölgesel özerkliğini kazandı.Çevre ülkelerle ekonomik siyasi ilişkilere girdi.Irak petrolünü “Kürt petrolü” olarak dünya enerji piyasalarına pazarlamaya başladı.Gelen paralarla Erbi’in kısa sürede askeri ve siyasi güce ulaşmasını sağladı. Nihayet 25 Eylül'den bir yıl önce referandumuma giderek bağımsızlık yolundaki ilk adımı atacağını Barzani ilan etti. Ama kimse onu dikkate almadı.Tarih yaklaşmasıyla birlikte başta bölge ülkelerinin baskıları artı.Bunun üzerine Barzani’nin kulağına Kürdistan devletini kurma fikrini fısıldayanlar bu sefer “daha zamanı değil bekle” demeye başladılar.Ama söz ağızdan bir kere çıkmıştı.Barzani’nin kendisini ortaya koyduğu halk oylamasından geri dönmesine imkan yoktu.Bu süreçte Barzani başta Avrupa ve ABD den beklediği destek gelmedi ama “şimdi zamanı değil biz bölgeyi hazırlayalım üç sene sonra ilan et” teklif geldi ise de sonuç değişmedi.25 Eylülde sandıklar kuruldu ve bağımsızlık kararı onaylandı.
25 Eylülden sonra bütün işler ters gitti
Referandumum sonrası başta Türkiye,İran ve Irak birlikte hareket etme kararı alarak halk oylamasının yok sayılmasını istediler.Yoksa Türkiye ve İran ambargo uygulayacaklarını söylemekle kalkmadılar. Kademeli olarak kimi kapıları kapattı, kimi mal girişini yavaşlattı. Türkiye bir adım daha ileri giderek sınırda Irak’la birlikte ortak tatbikat yaparak oluşacak bir “Kürdistan” devletine askeri müdahale edebileceğinin sinyallerini verdi. Benzer tavır İran’dan da geldi. Geçen haftalarda İbadi’nin emriyle ABD ve Haşdi Şabi destekli Irak birlikleri Kerkük’ü Peşmergelerden silah patlatmadan aldı. Erbil’deki Halk indinde Barzani bitme noktasına geldi. İbadi’nin Türkiye ve İran hamlesi sonrası ABD den de istediği desteği Barzani alamayacağınca anlayınca hemen Bağdat’a referandumum sürecini dondurma teklifini sundu. Türkiye, İran ve Irak birlikte ret cevabı vermeleri üzerine Barzani nihayetinde İbadi ile masaya oturarak sınır kapılarını Irak merkezi hükümetine devretme kararı aldı ve İbadi karşısında geri atmış oldu.
Barzani kazandı mı, kaybetti mi?
İlk etapta Barzani, 25 Eylül sonrası gelişmelere göre kaybettiği görülse de uzun vadedeki hedefleri bir zarara uğramadığı görülüyor.Barzani’yi bu işe iten gelişmeler Kuzey Suriye’de başladı. Kapitalist ABD desteğiyle Marksist PKK/SDG eliyle Kuzey Suriye’de oluşturulmayla çalışılan Kürt bölgesinin ilerde Kuzey Irak’la birleştirilerek denize açılan bir “Kürdistan devleti” projesinin liderliğinin kime verilecekti.Aslında mesele bu idi. Son bir yıldır belli mahfillerde bu konuşulmaya başlandı. Salih Müslim’den ,S.Demirtaş’a kadar isimler havada uçuşurken tarihte Kürdistan denilince ilk akla gelen Barzani ailesi süreçte dışa itileceği korkusuyla 25 Eylül konusunda acele davranarak bir manada adını Erbil’deki halka tescil ettirdi.Bir Kürt devleti kurdurulacak sa da bununda lideri ” ben olmalıyım” diyen bir Barzani portesi kafalara çizilmeye çalışıldı.Yalnız son bir aydır yaşananlara baktığımızda çizilenin Barzani olabilecek gibi gözükse de İsrail ve ABD bu aileyi kolay harcamaz .Çünkü deden beri kullanışlı (!)bir aile Barzaniler…
Barzani’nin alternatifi var mı ?
Barzani ailesi İngiliz gizli belgelerinde “güçsüzken itaat eder güçlü iken ezer” diye geçer. Önce İngilizlere sonraları Rusya’ya ki- dede Barzani orada ölüyor- çok sonraları da ABD ve İsrail’e yamanmaya çalışan bir aile var karşımızda.. Erbil’de nereye gitseniz ailenin Kuzey Irak’ı “babasının malı” haline getirdiğini görüyorsunuz. Halkın malını yabancılara neredeyse “peşkeş çekerek “ havada petrodolarlar uçuşuyor. Bu atmosferde son yaşananlar çerçevesinde şu sorulara cevap aramamız gerekiyor..
1.”Kürdistan” devleti oluşacak mı ?
2.Oluşacaksa kimin himayesinde olacak ?
3.Talabani öldüğüne göre Barzani ailesinin alternatif oluşturulacak mı ?
4.Yoksa Barzani Kürt halkının çıkarlarına değil “Batının çıkarlarına ben daha iyi hizmet edebilirim” diyerek “beni kullanmaya devam” edin mi diyecek ?
5.ABD başta olmak üzere Barzani’yi İsrail’de kullanmaya devam edecek mi ?
6.Hepsinden önemlisi Kuzey Irak’taki Müslüman Kürt halkı Barzani ailesine bundan sonra nasıl bakacak?
Bütün bu soruların cevaplarını önümüzdeki yıllar gösterecektir.