• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Süleyman Önsay
Süleyman Önsay
TÜM YAZILARI

Birlik ve dirliğimiz için ne yapılmalı? (2)

27 Ocak 2017
A


Süleyman Önsay İletişim: [email protected]

Ümmetin birliğinin sağlanması adına hangi adımlar atılmalıdır, sorusuna cevap teşkil eden bir makaleyi ele alacağız. 

 Yazar Rabbimizin de emir buyurduğu birlikteliğin önemini vurgulayarak sözlerine başlıyor:

Dünya Müslümanların birliklerini oluşturmadıkları sürece batı karşısında sürekli olarak yenik ve ezik durumda kalıyorlar. Müslümanların dağınıklığı karşı tarafı daha güçlü kılıyor. Müslümanların dağınıklığı, ekonomik, manevi ve sosyal işbirliklerini engelliyor.

Müslümanlar öncelikle kültür ve düşüncede birlik sağlamalıdırlar. Bugünün en temel sorunu Müslümanların dağınıklığıdır. Kültür ve düşünce birlikteliği birçok sorunu çözer.

Üniversiteler, bilim adamları, aydınlar, yazar ve şairler, kültür sanat, düşünce ve edebiyat dergileri aralarında bir birlik sağlamak zorundadırlar.

Bugün Müslümanlara saldıranlar, güçlerini Müslümanların dağınıklıklarından alıyorlar. Böyle olunca da sürekli olarak çaresiz durumda kalıyorlar. Müslümanlar önce kendi ülkeleri içinde, sonra komşu ülkeler daha sonra geniş bir coğrafyada bir bütün olarak hareket etmelidirler.

Müslümanlar büyük ekonomik güce sahiptirler. Yer altı kaynakları büyük bir güç oluşturuyor. Adım adım, durumları zamana yayarak bu güç artırılabilir.

Emperyalizmin ve batının direncini kırmanın tek yolu budur.

Müslümanlar önce kendi aralarında kardeşlik bilincini geliştirmelidirler. Mezhep çekişmelerini bir yana bırakmalı. Her mezhep mensubu kendi içinde kendi değerlerini taşır, taşıyabilmeli. Bunu, gayri Müslimlere gösterdiği hoşgörü kadar kendi içlerinde birbirilerine karşı sağlarlarsa daha başarılı olurlar. Mezhep gerilimi dediğimiz çekişmeler daha çok Şia ile Sünni kesimler arasında. Aslında tabanda böyle bir çekişme yok, ama kalem erbabı bu konuyu daha çok deşiyor. Ya da mezheplerin önde görünen kimseleri.

Asıl sorun modernizmle başlayan süreç. Batıdan gelen düşünce akımları. Mezhepler ötesindeki oluşlar. Zihni kırılmalar, bilinç yetersizliği, bilgisizlik ve ön yargılar. Bunlar giderilmeli.

Batılılara ve emperyalizm ile gerilim yaşamak yerine enerjisini, gücünü, maneviyatını birleştirmeli.

Müslümanların gücü uygarlıklarında, kültürlerindedir. Büyük bir kültür birikimi var. Düşüncenin her boyutu doyurucu nitelikte.

Müslümanlar savunmalarını her yönüyle güçlendirmeli. Varlık bilinci bir savunma. En son, Gazze kuşatmasında Müslümanlar üzerine bomba yağdıran Siyonist Yahudiler üç ülkenin bir araya gelmesiyle geri adım atmak zorunda kaldı. Buna onlarca ülke ekleyin o zaman durum çok daha farklı olacak. Ne NATO, ne BM, ne AB bu büyük güç karşısında direnebilir. Mutlaka Müslümanları hesaba katmak zorunda kalırlar. Müslümanları zorunlu dikkate alırlar.

Sanayide birlik sağlanmalı. Aralarında görev bölümü yapabilirler. Herkes gücü oranında bir şey yapabilir.

Manevi birliktelik bile birçok sorunu aşmaya yeter. Yeter ki niyette bulunulsun.

Bunu yapabilmenin en önemli başlangıcı bir yandan siyasa adamları, yöneticileri sık bir araya gelebilirler. Teknokratlar, bürokratlar da bir araya gelebilirler.

Ülkelerin şairleri, yazarları, sinemacıları, yayınevleri, gazetecileri sık bir araya gelmeli. Aralarında birliktelik oluşturmalı. Birbirilerinden eserler tercüme etmeli. Kültürel faaliyetlerde birbirlerinden haberdar olmalıdırlar. Kardeş yayınevleri olabilir. Gücü olan yayınevleri birbirine katkı sağlamalı.

Gazetelerde kültürel ve düşünsel faaliyetlerden haber verilmeli.

Sinemacılar ortak filmler yapabilirler. Kültür, siyasal ve düşünsel tarihimizin birçok konusu işlenebilir.

Tasavvuf, felsefe alanında ve diğer kültür alanlarında da çalışmalar olabilir. Kültür tarihimiz ortak bir çabayla araştırılabilir. Önemli simalar gündeme taşınabilir.

Müslümanların birlikteliklerinden başka çözümleri yoktur. Bir an önce adım atılmalı. (Ali Haydar Aksal, Milli Gazete, Müslümanların Birliği, 23/11/2012 )

Bu birliktelik kurulmazsa veya kurulur da bu birlikteliğin dışında kalan devletler olursa onların hali nice olur, sorusunu da bir diğer yazarımız şöyle cevaplandırıyor:

İslam Birliği, 57 devlete parçalanarak güçsüz düşürülmüş ümmet için hayati bir zorunluluktur. 57 Müslüman ülkenin önünde duran tek kurtuluş yolu var: İslam medeniyetini inşa ederek, ekonomik, siyasi ve askerî bir birliktelik oluşturmak; birleşip güçlenerek ayakta kalabilmek.

Çökmekte olan Batılı ve yükselen Doğulu devletlerin, Müslüman ülkelerin doğal kaynakları, ellerinde bulunan doğalgaz, petrol ve madenler, eskiden olduğu gibi günümüzde de iştahlarını kabartmaktadır çünkü. Güçlenen Rusya, Çin ve Hindistan’ın yakın gelecekte İslam ülkeler için büyük bir tehdit oluşturacağı bir gerçek; Batı’yla birlikte Doğu da gelecek üzerlerine.

Mevcut İslam devletlerinin bir kısmı birliğe girerken, bir kısmının da dışında kalmayı yeğlediklerini farz edelim. İslam Birliği dışında kalacak olan Müslüman ülkelerin, Irak ve Afganistan’da olduğu gibi, giderek sosyo-ekonomik bakımdan güç kaybedecektir.. Dolayısıyla ayakta kalabilmek için yeni enerji sahaları arayan Batılı ittifak devletlerinin işgaline maruz kalacaktır.  

Aynaya baktığımızda boyumuz posumuzu görebiliyoruz. İslam dünyasının, 1.4 milyar nüfusu var. Dolayısıyla silah altında 10 milyon askeri güç bulundurabilir. (İslam dünyasının en zengin, sanayileşmiş ve en kuvvetli askerî gücü, Türkiye’dir. Türkiye’yi sırasıyla İran, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan ve Endonezya takip etmektedir.)  Böyle bir askeri güç, İslam Barış Gücü, elbette dünyadaki karışıklığa ve savaşlara son verecektir. 

Görünen köy kılavuz istemez. İslam Birliği, böyle devasa bir dünya gücü haline gelip, büyük bir uluslararası oyuncu olarak ortaya çıkınca, ABD, AB, Rusya ve Çin’i bile ekonomik ve askerî olarak arkada bırakacağından, dünyanın geleceğinde, tek süper güç olacaktır. (Mustafa Yürekli, Haber 7, 26.11.2012)

Sözlerimizi Yüce Rabbimizin, Ali İmran suresinin 103. âyet-i celilesindeki fermanıyla noktalayalım:

 “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a, İslam’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23