• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagülle
TÜM YAZILARI

Türkiye ve Çin

03 Ağustos 2015
A


Süleyman Karagülle İletişim: [email protected]

-SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN ÇİN ZİYARETİ VESİLESİYLE-

Hazreti Nuh’un üç oğlundan Yafes kuzeye gitmiştir. Onun evlatları oradan Çin’e yani güneye inmiş ve yeni uygarlıklar oluşturmuşlardır. Çince hece dilidir. Aslında Türkçe de hece dilidir. Ne var ki Türkçede birer heceden ibaret olan kökler birleşmiştir ve tek kelime olarak söylenmektedir. Çincede ise bu birleşme en azından yazı dilinde olmamaktadır. 

Yaylalarda yaşayan Hunlar sürekli olarak Çin’e saldırmış, Çin de kendisini korumak için Çin Seddi’ni yapmıştır. 

Türkler Çin’i istila etmiş ve orada 200 yıldan fazla hüküm sürmüşler, ne var ki Çin kültürüne mağlup olmuş ve Çince konuşmaya başlamışlardır. Saltuk Buğra Han’ın Müslüman olması ile onlar da orada Müslüman olmuşlardır. Bugün Çin’de 300 milyon kadar Müslüman vardır. 30 milyon civarında olan Uygurlar dışındaki Çin Müslümanları Çince konuşmakta ama İslâmî hayat yaşamaktadırlar. Hindistan’da da aynı tarihî geçmişimiz vardır. 

Doğu Türkistan Çinlilerin, Batı Türkistan da Rusların eline geçmiştir. 

Hem Rusya’da hem Çin’de artık krallık, çarlık, hanedanlık kalkmış, yerine tüm kavimleri sosyalist yapan bir idare sistemi gelmiştir. Böylece kavmiyet dışında bir birlik sağlamışlardır. Türkler de diğer halklar gibi aynı haklara sahiptirler. Sosyalizm, kapitalizm, karma ekonomi çatışmaları vardır ama bu Türk olmak veya olmamakla ilgili değildir. 

Bugün gerek ÇİN gerek RUSYA baskılı sosyalizmden vazgeçmiş, YENİ BİR DÜZEN aramaktadırlar. Türkiye yanlış politika izlemiştir. Türkiye dünyanın merkezindedir. Türkiye yalnız coğrafyasıyla değil, tarihiyle ve ırkıyla da ortadadır. 

TÜRKİYE olarak biz “SAVAŞ” değil “BARIŞ ÜLKESİ” olmalıyız. Hiçbir bloğun ne karşısında ne de yanında olmalıyız. ADİL olmalıyız. Onlarla istişare etmeliyiz. Onların görüşlerini de alarak kendi devletimizin yaşaması için gerekenleri yapmalıyız. 

Gerek Çin gerekse Rusya bizim Avrupa Birliği’ne doğru koşmamıza rağmen bizi itmediler. Biz ABD’nin her dediğini yaptığımız günlerde de onlar bizi kırmadılar ve saldırmadılar. Biz elbette ABD ile dost olacağız, bizim elbette AB ile yakınlığımız olmalıdır. Ama biz Kur’an’ın emrine uymalıyız. İnsanlığa KUR’AN DÜZENİ örneği ile hizmet edeceğiz. İyilikte herkesle beraber olmalıyız, kötülükte ise beraber olmamalıyız. 

1) Kur’an diyor ki; her söze kulak verirler, en iyisine uyarlar (âyet). O halde okullarımıza ve üniversitelerimize İngilizce kadar Arapça, Almanca, Fransızca, Rusça, Sanskritçe ve Çince dillerini de yabancı dil olarak koymamız gerekir. Avrupa’ya gittiğimiz kadar oralara yani o ülkelere de gidip tahsil yapmalıyız. Onların öğrencilerini kabul etmeliyiz. Demek ki çok hatalı bir tedrisatımız vardır, bundan hemen vazgeçmeliyiz.

2) Biz yalnız doları kullanıyoruz. Bu yanlıştır. İranlılarla İran parasıyla, Ruslarla Rus parasıyla, Çinlilerle Çin parasıyla, Avrupalılarla Avrupa parasıyla alış, Türk parasıyla satış yapmalıyız. Piyasamız herkese açık olmalıdır. Karşı tarafa yasaklayıcı gümrük anlaşmasına girmemeliyiz. Türkiye gümrükleri kaldırmalıdır. Türkiye dünyanın serbest pazarı olmalıdır. Böylece insanlıkta verim birden belki iki misline çıkar, gün/saat verimi ikiye katlanır. 

3) Türkiye laik olmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı Diyanet İşleri Bakanlığı’na tahvil etmeliyiz, bu bakanlık Millî Savunma Bakanlığı gibi olmalıdır. Tarikatlar resmileştirilerek sayılarına göre devlet yardımı almalıdır. Sünniler ve Şiiler devlet imkânlarından yararlandığı gibi Rum, Ermeni ve Yahudiler de yararlanmalıdır. Ayrıca Türkiye oralardan toprak alarak burada toprak vermeli, İstanbul’da Budist ve Hindu dinlerinin bucakları oluşmalı, orada mabetleri bulunmalıdır. Devletimiz sayıları nisbetinde onlara da paylarını vermelidir. Türkiye, serbest piyasa gibi serbest din ve düşünce merkezi olmalıdır.

4) Hava alanları, deniz iskeleleri, demiryolu ve karayolu merkezleri oluşturulmalı, dünyadaki bütün insanların ücretsiz inip çıkmaları, gelip gitmeleri sağlanmalıdır. Buralar, buralarda kurulacak ticaret merkezlerinin katkıları ile finanse edilmelidir. 

Sonuç olarak Türkiye tarafsız olmalı, herkesle dost olmalı, arabulucu olmalıdır. 

Cumhurbaşkanımızın Çin ziyareti siyasetimizin değişmesine vesile olur duasıyla...

Not: “IŞİD VE PKK İLE NELER OLUYOR?”makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23