• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagülle
TÜM YAZILARI

Sömürü sermayesinin oyunu ve AK Parti

24 Kasım 2014
A


Süleyman Karagülle İletişim: [email protected]

Siz bir proje hazırlarsınız... Günlerce düşünürsünüz... Yıllarınızı vererek projenizi oluşturmuşsunuzdur... Bunu bir rapor hâline getirirsiniz; yani aynı yollarda beraber yürüdüğünüz arkadaşlara arz edersiniz. Ama onlar şimdi ya zengin olmuşlar, ya da iktidarda yüksek makamlara gelmişler ve yüksek yerlerde oturuyorlardır... 

Bu projede şahsınız için bir şey talep etmiyorsunuz... Bu proje, yıllarca beraberce aynı yağmurlarda ıslandığınız ve aynı yollarda yürüdüğünüz yollar üzerindeki taşları kaldırma projesidir... Hedefi şaşmama projesidir... Düşmanın saldırılarına karşı savunma projesidir...

Projeyi öylesine alır, projenin başlığına öylesine bakar, içini okumaz, okusa da anlamak istemez ve yuvarlak bir cevap verir: Şimdi zamanı değildir!.. Bu birden olmaz!.. Uygulanma kabiliyeti yoktur!.. Çağdaş düşünceye aykırıdır!.. Böyle şeyler derler! 

Eskiden buna ilave ettikleri bir şey vardı; askerler buna müsaade etmez! Şimdi bunu söyleyemiyorlar... 

Peki… 

Bunlar acaba neden değiştiler? Ne oldu da bunlar böylesine “sizi” de yaptıkları eski “cihadı” da neden/nasıl unuttular? Unuttular, çünkü onlar o servet ve o makamı kendileri sayesinde elde ettiklerini sandılar. 

Sermayenin yine bir oyunu vardır: Sermaye konuların tartışmasına girmez; o Tanrı’nın da üzerindedir! O söyledi ya; artık akan sular durur! Allah, Kur’an’da söylediklerini ispat etmek durumundadır! İspat etmezse bizi kabule zorlamaktadır! Ama sermaye hazretleri ve onun peşinden gidenler ise buyurdular ya; artık düşünmeye ve savunmaya gerek yoktur! 

AK Parti 2002 yılında iktidar olunca baktım ki onlar “faizli sisteme” devam etmek yolundadırlar... Kendilerine bunu söylediğimde baktım ki dinleme durumunda değildirler... Prof. Dr. Ahmet Tahir Satoğlu’na; “Ben söylüyorum dinlemiyorlar, sen söyle de belki seni duyarlar” dedim. 

O da “Sen bir mektup yaz, ben vereyim” dedi. Uzunca bir mektup yazıp verdim. Cevap geldi; “Bu birden olmaz!” 

Oysa bunların yapacağı iş şu idi; “faizi savunan ekip” ile “faize karşı olan bizleri” tartıştıracak, kendileri dinleyecek, sonra kararı kendileri vereceklerdi... Elbette ki kararlarına saygılı olacaktık... Çünkü biz seçilmedik, onlar seçildiler... Ama yakın cihad arkadaşlarının önerilerini bir cümle ile reddetmek ne İslâmî’dir ne de insanidir... 

Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olunca; başbakanken yapmadıklarını şimdi yapma düşüncesinde olduğunu söyleyen genç bir milletvekili ve onun da arkadaşı olan bizim Adil Düzen çalışanlarının önde gelenlerinden birine bunu aktarıp ondan destek istiyor. Çalışma arkadaşımız Vakıflar Bankası’nın “faizsiz banka” hâline getirilmesini benimsedi. Günlerce çalışıp sonunda arkadaşına Cumhurbaşkanı’na arz edilmek üzere verdi... 

Aynı cevap; “Yeni banka kurulmalı! Projeniz uygulanabilir değil!” 

İnsanlar bir yere gelince kendilerini tanrı zannederler. O makamda oturan kişi isnatsız bir şey buyurdu mu akan sular durur! Mesela, yazı işleri müdürü olur; kendisi lise mezunudur ama profesörlerin yazılarını değiştirir ve yayınlar! Eğer sen ondan bilgili isen neden ona yazdırıyorsun; kendin yaz; değilsen, kendin onun yazılarını değiştirme hakkını nerden buldun?! İşte, sömürü sermayesi böyle yönetiyor. Partinin bir yerine birisini oturtuyor, gazetenin bir yerine birini oturtuyor; böylece herkes devre dışı oluyor... Sermaye dünyayı idare ediyor, haklı olarak da kendi ırkının dışında olanları insan saymıyor... 

Tarihi gelişme göstermiştir ki Allah bizi AK Parti’ye mahkûm etmiştir. Ondan başka, iktidara getireceğimiz ve destekleyeceğimiz bir parti yoktur. On üç senelik kameri takvim yani “Mekke dönemini” dolduran AK Parti artık “Medine dönemine” gelmiştir. Bu dönem Kur’an düzenini uygulama dönemidir. Allah sana on senelik Medine döneminin yıllarını da vermiştir. Bu AK Parti için çok büyük bir ihsandır, lütuftur ama aynı zamanda çok büyük bir yüktür. Kur’an; verdiğimiz görevi yapmazsan şah damarını koparırız diyor... 

Yukarıda verdiğim iki örnek göstermiştir ki; AK Parti henüz uyanmamıştır, henüz kendisine verilmiş olan görevi kavramış durumda değildir. İç ve dış şartları görmemektedir. Ama bizim de AK Parti’den başka destekleyeceğimiz bir parti bulunmamaktadır. O halde yapacağımız tek yol kalmıştır; AK Parti’yi dışarıdan desteklemek! 

Akevler “Millî Görüş” konusunda böyle yapmış, hep dışarıdan desteklemiş, en kritik zamanında yanında olmuştur. O istemiş değildi, o bizi hep dışlamıştı ama biz bu davranışlara aldırmamış ve daima onun yanında olmuşuzdur... 

Bugün bizim yapacağımız iş de bundan farklı olmayacaktır. 

Bunu nasıl yapacağımızı konuyla ilgili ikinci makalemde yazmış olacağım... 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23