• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagülle
TÜM YAZILARI

Durum değerlendirmesi ve çözüm

20 Ekim 2014
A


Süleyman Karagülle İletişim: [email protected]

Bu yazının başlığı “TEK ÇÖZÜM KUR’AN’A BAŞVURMAKTIR” şeklinde olabilirdi; siz yazının başlığı öyleymiş gibi de okuyabilirsiniz. 

Savaşın kuralı vardır. Kazanırsan yaşarsın. Kaybedersen, kişi olarak sağ kalsan bile, topluluk olarak, devlet olarak yok olursun. İstiklâl Savaşı’nı kazanamasaydık, şimdi Anadolu’da yüzde 90 Rum ve Ermeni halklarının oluşturduğu bir devlet var olacaktı. Kazandığımız için biz varız. Onun için kazanacağına kesin gözüyle bakmadığın zaman savaşa girmezsin; kaçarak, korunarak, tedbirler alarak yaşamaya devam edersin. 

Bugün savaşın bu kuralını sömürü sermayesi değiştirmiştir. Sermaye ulusları savaştırmakta, sonunda masaya oturup sınırları kendisi çizmekte, galip ve mağlup iki tarafa da sermaye hükmetmektedir. Birinci Cihan Savaşı’nda çizilen sınırlar İkinci Cihan Savaşı’nda değiştirilmemiş, sadece sömürü sermayesi daha çok hükmetmiştir. 

Ne var ki evdeki hesap her zaman çarşıya uymaz. Türkiye’de Erbakan’ın başlattığı sermayeye başkaldırma hareketi yayılmıştır, sermaye bugün devletlere söz geçirememektedir. 

Arap Baharı, Suriye’de ve Irak’ta çıkan olaylar, sermayenin kaybettiği gücünü yeniden kazanması içindir. Sermaye üçüncü cihan savaşını çıkarıp devletleri savaştırmak ve sonunda devletleri emrine almayı hedeflemektedir. Bu savaş ancak İran ile Türkiye arasında çıkabilir ve o zaman dünyaya yayılabilir. Türkiye-İran arasındaki savaş da Suriye ile Türkiye arasında başlarsa devam eder. Türkiye Suriye’ye kuzeyden girerse, güneyden de İsrail Suriye’ye girecek ve İran da Türkiye’ye saldıracaktır. Çin ve Rusya İran’a, NATO ve Avrupa Birliği Türkiye’ye katılacak ve Şii ve Sünniler birbirlerini kıracak. Sonunda sömürü sermayesi ‘yenileni destekleyecek’ ve masa başında dünya haritasını yeniden çizecektir. 

Bugünkü IŞİD olaylarını bundan başka türlü açıklamak mümkün değildir. 

Türk Ordusunun Suriye’ye girdiğini farz edelim. Şimdiden İran ve Rusya buna karşıdır, Suriye devletinin topraklarına saldırıyı kabul etmemektedir. Yani siz Suriye’yi yenseniz bile, Esed’e dokunamayacaksınız. Bunu AB ve ABD de istemez. Birleşmiş Milletler’de buna uygun karar çıkarmak mümkün değildir. Arap devletleri bunu istemez. Avrupa Birliği devletleri bunu istemez. ABD’de de sermayenin baskısı ile böyle bir karar çıkmaz. Sonunda, yendiğin kimseye dokunamayacağın bir savaş, savaş sayılmaz. 

Ortadoğu dünyanın merkezindedir. Ortadoğu’yu büyük güçlerden birisinin eline geçirdiğini varsayarsak, gerçekten tek kutuplu dünya oluşur. Tüm insanlık onun emrine girer. Dünyada tek devlet kurulur. Böyle bir şey Kur’an’ın bildirdiklerine aykırıdır, müsbet ilme de aykırıdır. Kâinat denge üzerine kurulmuştur. Kaldı ki Suriye ile savaşa girdiğimizde biz yeneriz ama tüm dünya ayağa kalkar, gizli kapaklı Suriye’yi destekler ve sonuç alamayız. 

Türkiye’de PKK sorunu var. Ancak PKK’ya teslim olduk da bekletiyoruz. Kendi sorunumuzu çözmüş değiliz. Suriye ve Irak gibi Türkiye’deki sorunların on misli daha karışık olan yerlerde işgalci bir ordu ile o sorunları nasıl çözeceğiz? Bugün bizi aldıracakları kararla destekleseler bile, yarın fiilen desteklemezler. Bizi ateşe sokar, sonra geri çekilirler. Hattâ daha başka bir şey yaparlar; alttan alta onları desteklerler. 

ABD’de Obama savaş taraftarı değildir. Ne var ki sermaye ile anlaşmak zorundadır. Onların baskısı ile şimdi Türkiye’nin Suriye’ye girmesini desteklemektedir. Yarın Suriye’ye girdiğimizde aynı sermaye bu sefer ‘destekleme’ diyecektir ve biz Suriye, İran ve İsrail ile ortada kalacağız! 

Bu durumda ne yapmamız gerekir? 

Irak’ta başımıza çuval geçirdiler; yuttuk... Açık denizde (Akdeniz) vatandaşlarımızı öldürdüler; sustuk... Musul konsolosluk mensuplarımızı 100 gün esir ettiler; kurtardık ama sustuk... Onlar bu tür eylemlerden vazgeçmeyecekler, şimdilik biz de bu tür eylemlere aldırış etmeyeceğiz. Durum budur. 

Bu durumda ne yapmalıyız? 

Daha önce yazdığım gibi; TEK ÇÖZÜM KUR’AN’A BAŞVURMAKTIR. 

Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri bir araya gelmeli, Kürt temsilcilerini de yanlarına almalıdırlar. Ortadoğu sorununu kendileri çözmelidirler. Süper güçlerden hiçbirisini çözüme karıştırmamalıdırlar. Bizim ‘saldırmaya’ gücümüz yetmez ama biz birleşirsek bütün dünyaya karşı bile ‘savunmaya’ gücümüz yeter.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23