• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

“Vefa” yokuşunu düzlemek

12 Nisan 2015
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Mehmed Âkif merhum, kızının nikâh akdine çok sevdiği ahbâbından olan Bosnalı Ali Şevki Efendi’yi de dâvet etmişti. Yaşlı Hocaefendi bu dâvete biraz geç geldi ve gecikme sebebi olarak da, Vefâ Yokuşu’ndan çıktığını söyledi. Merhûm Âkif de, bu yerinde mazereti, yerinde bir hakîkatle mezcederek mütebessim ve mânidar bir şekilde şöyle dedi:

“Hangi Vefâ Yokuşu’ndan bahsediyorsun Hoca Efendi? Nesl-i hâzır (şimdiki nesil) o yokuşu çoktan düzledi!”

Merhûmun hüzünle dile getirdiği ve âdetâ “ah vefa” dercesine ifade ettiği gerçek, insanoğlunun en çok muhtaç olduğu vazgeçilmez bir haslettir. Bu hasleti gerçekleştirmenin güçlüğünü ifade sadedinde Vefâ Yokuşu’nu çıkmanın güçlüğüne âit sözden istifâde sûretiyle telmihte bulunan Âkif merhum, bugünkü cemiyetimizi görse kim bilir nasıl feryâd ederdi… 

Vefâ, İslâmî şiarlardan biri ve belki de en esaslısıdır. Gerçi İslâm nazarında esasların esası îmândır. Fakat, îmânın aynı zamanda bir vefâkârlık tezâhürü olduğu muhakkaktır. Zîrâ vefâ, ahde riâyet, yâni verilen sözde durmadır. Îmân da rûhlar âleminde Rabbi tasdik ve ikrâra bu dünyâda sadâkat gösterilmesi, yâni netice itibarıyla bir vefâkârlıktır.

Gönüllerini vefâ menbaından nasiblendirenler, ateş gibi olan nefislerini gül bahçesi hâline getirmişler demektir. Öyle bir gül bahçesi ki, içinde zikir gülleri, tesbîh bülbülleri, îmân ve irfân çimenleri, ilâhî lütuf çiçekleri ve amel-i sâlih ırmakları vardır. Böyle bir gönlün mükâfâtı da kendi hâline uygun olur ki, bu, cennet-i âlâ ve cemâlullâhtır. Böyle gönüllerin önünde ateşler bile vasıf değiştirerek  gülistâna dönerler. Nitekim İbrâhîm -aleyhisselâm- Nemrud tarafından dağlar gibi alevlerin içine atıldığı an Cenâb-ı Hakk’ın:

“Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selâmetli ol!” emriyle bir gülistân hâlini almıştır. Zîrâ İbrahim -aleyhisselâm-, ateşe atılmadan önce nefs alevini vefâ sularıyla söndürmüş ve Hakk’a sadâkatini her vechile tezâhür ettirmiş bir peygamberdi. Öyle ki Allâh Teâlâ, onun vefâsını:

“Çok vefâkâr olan İbrâhîm…” (en-Necm 37) şeklinde takdîr buyurmuştur.

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in üsve-i hasene olan hayâtı da baştan sona âdetâ bir vefâ sergisidir. O Varlık Nûru, fetihten sonra Mekke’de onbeş gün kalmışlardı. Bunun üzerine Ensâr’dan bazıları endîşelenmişler ve Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in bir daha Medîne’ye dönüp dönmeyeceklerini düşünmeye ve aralarında bunu hüzünle konuşmaya başlamışlardı. Çünkü Allâh Teâlâ, O’na doğup büyüdüğü mübârek ve mukaddes yerin fethini nasîb buyurmuştu. Ensâr-ı Kirâm’ın bu tedirginliklerini sezen Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onların yanına giderek:

“Konuştuğunuz nedir?” diye sordular.

Onların endîşelerini öğrendikten sonra da büyük bir vefâ örneği olarak şöyle buyurdular:

“Ey Ensâr! Öyle bir şey yapmaktan Allâh’a sığınırım. Ben sizin memleketinize hicret ettim. Hayâtım hayâtınız; ölümüm de sizin yanınızdadır.”

Bu vefâyı, vefat hastalığında mescide son ziyaretinde minbere çıktıklarında muhâcirlere:

“Ey muhâcirler! Ensâra karşı iyi davranın! Onlar bir kıymettir. Onlar bana karşı sığınak olmuşlardı. İyilerine iyilikle muâmele edin, kötülük yapanları da afvedin!..” buyurmak suretiyle o son demlerinde dahî tekrarladılar.

“Allâh sadâkat gösterenleri, sadâkatleri sebebiyle mükâfâtlandıracaktır…” (el-Ahzâb 24)

Bilmelidir ki kulda ancak takva hissi ve vefa şuuru, ilahi sınırların ihlâl edilmesine ve muhabbet kalesinin yıkılmasına razı olmaz. Aksi hâlde nefis, nice nifâk ve gaflet yollarında dolaşarak gönlü uçurumdan uçuruma sürükler. Nitekim ilâhî gazaba dûçâr olan nice kavimlerin helâk sebebi dâimâ Hakk’a verdikleri sözde durmamaları olmuştur. 

Allâh’ım! 

Gönüllerimize o sâhibü’l-vefânın güzel hâllerini ihsân ile bizleri sâlihler zümresine dâhil eyle! 

Âmîn!.. 

() Osman Nuri Topbaş Hocaefendi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23