• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

Neslihan çocuk değil miydi?..

27 Aralık 2014
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Sosyal medyada örgütlenen delikanlılardan biri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a “rezil”  hakaretlerde bulununca, mevzuat gereği içeri alınmış...

Başını “paralelcilerin” çektiği “bir kısım medya”da bir yaygara bir yaygara...

Zulüm “çocuklara inmiş”, 16 yaşındaki “çocuk” da  içeri mi alınırmış!..

Niye?..

Niçin alınmasın?..

“Efendim yaşı küçük!..”

İyi o vakit; yaşı 18’den küçükleri istediğin gibi gruplaştır, her türlü illegal eylemi yaptır.

Çoluk çocuğu maşa yap!..

(Yaparlar abi, yaparlar ve işte böyle “serbest” bıraktırırlar!.. Birkaç saat sonra... Aynen böyle!..)

NESLİHAN DÖNMEZ’İ UNUTMA!..

Dünkü paralel gazetelerin ve diğerlerinin yani “Bir Kısım Medya”nın,  olayı “dramatize eden” manşetlerini görünce...

Aklıma anında Neslihan Dönmez geldi...

“Zaman’ın DSP’lisi”ni  protesto ettiği için yaka paça, sürüklene sürüklene Emniyet’e götürülen...

Sıkı sıkıya sorgulandıktan sonra hapse atılan...

Ve tam 40 gün hapis yatırılan kızcağız...

Kaç yaşındaydı?..

Hayır, 18 değil, 17 değil, 16 değil, 15 bile değil...

Sadece 14 yaşındaydı!..

Sözümona “hakaret” ettiği de Cumhurbaşkanı değildi...

Başbakan değildi.

Başbakan Yardımcısı bile değildi!..

“Zaman”ın Milli Eğitim Bakanı’ydı!..

O 28  Şubat darbecilerinin dağıttığı alanda “koalisyon” kuran ve bütün işi  28 darbecilerinin emirlerini yerine getirmek olan “ara dönem hükümeti”nin bir mensubu...

O kızcağız, Neslihan Dönmez...

Şimdi...

“Ben çocuk değil miydim!” diye feryâd ediyor.

“14 yaşındayken hapse atılmama sessiz kalanlar, dahası hakkımda tahkir edici ifadeler kullananlar şimdi...”

Şimdi...

Bir yaygara bir yaygara!..

O “Zaman”ın gazetelerine baktım...

Bizim “Akit” her “vakit” olduğu gibi mazluma sonuna kadar sahip çıkmış...

Zalim’e de...

Allah ne verdiyse!..

Öbür taraf ise; her “Zaman”ki gibi başörtülü kızcağıza yapılan zulmü bir gün yok saymış, bir gün gazetelerinin  “furuat”tan yerlerine tıkmış, saklamış!..

Ben bu olaya nasıl bakıyorum?..

Şöyle:

Adamlar, kendi milli eğitim bakanlarına aslanlar gibi sahip çıkıyor...

“Bizimki”ler...

Cumhurbaşkanımıza sahip çıkarken...

Şöyle, böyle...

Kompleksli, ezik, çekingen...

Birileri, bir daha “kanallarına çağırmaz” diye...

Birileri ayıplar, “yandaş” der diye...

Yarın öbür gün “dengeler değişir” de, “Bunlara muhtaç kalırız!” diye...

Bilmem, ne diye...

Öbür tarafa gelince...

 “Adam”lar iyi yaygara kopartıyor...

“Adam”lar çatır çatır gündemlerini dayatıyor...

Aferin “adam”lara!..

“DOST GİBİ GÖRÜNENLER”E DİKKAT!..

Ne güzel günler...

Bazı meseleler üzerindeki “tefekkür çabamızı” arttıran günlerden geçiyoruz.

 “Dost gibi” görünenle “gerçek dost”u ayırt edebilmeyi öğreten günler...

Hey gidi günler...

Bugün marifetlerini bütün memleketin gördüğü “adam”lar, “uçak muhabbetlerinde” Sayın Erdoğan’a, hükümete övgüler yağdırırlardı...

Bizim AK Parti hükümetlerini “dostça” uyardığımız günlerde, onlar “yalakalıkta” sınır tanımazlardı!..

Meğer o günlerde kuyu kazarlarmış, meğer o günlerde milletin boynuna geçirmek için hazırladıkları ipi yağlarlarmış!..

Bugün artık kılı kırk yarmak; 

“Gelene HOCAM gidene PAŞAM!”  dememe hassasiyetini ortaya koymak durumundayız.

 “Aynı delikten bir kez daha ısırılmamak” için “geçmişten hisse kapmak” şart!..

Kocaman soru işaretlerimiz olacak...

Farklı yerlerde farklı suretlerle ortaya çıkan, “kutsal kavramları” şer odaklarının istifadesine sunan, “karanlık odak”ları dikkatle izleyeceğiz.

Bunu yaparken de, kendimizi asla ihmal etmeyeceğiz...

“Nefsini bilen Rabbini bilir!”

İnşallah nefsimizi, kendimizi, haddimizi bileceğiz.

İnşallah “Emin” insan olmanın tüm gereklerini yerine getireceğiz...

Ve  “Emin” olmadan da güvenmeyeceğiz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23